25 Haziran 2014 Çarşamba

Dante



İtalyan filozof. Eserlerinde daha çok politik konuları işlemiştir. Fikirlerinden en önemlisi evrensel krallıktır. Burada insanlara mutluluk sağlayacak tek yönetim biçimi evrensel krallık olduğunu savunmaktadır. Evrensel krallığı üstün bir ulus olan Romalıların gerçekleştirebileceğini düşünmekte ve böyle bir krallıkta yetkinin bir elde toplanması için papanın aracılığı gereksizdir.

Dante’nin Evrensel Krallığı
Dante’ye göre toplumun düzene kavuşması ancak bir kralın başa geçmesiyle olur. Yoksa toplu yaşamın anlamı kalmaz ve toplum kendi amaçları gerçekleştiremez. Dolayısıyla tanrısal aklın bizleri aydınlatmasını istiyorsak tek kişinin buyruklarına boyun eğmeliyiz. Dante’ye göre İnsanoğlu ancak bu şekilde aşamalı bir düzen içerisinde mutluluğa varabilir.

Dante’nin krallığı belli bir siyasal düzen içerisinde tasarlanmış bir krallık değil, aksine bütün evreni kendi başkanlığı altında toplayan bir krallıktır. Bunun dışında yani evrensel bir krallık dışında ayrı bir devlet kavramı düşünmemiştir. Bu tek devleti de Roma İmparatorluğunun kurduğu bir dünya imparatorluğu olarak görmüştür. Evrensel krallık öteki ulusal krallıklara söz geçiren üst bir krallık olmalıydı.

Dante devlet biçimlerinin en üstünü diye öne sürdüğü bu krallığı söyle tanımlamıştır;
Temel olarak bu krallığın ülkesi dünya, ahalisi insanlık, hükümeti imparatordur diyor. Ona göre en uygun yönetim biçimine ulaşmanın yolu, şu ya da bu demeden önce insanların neden bir araya geldiğini araştırmakta yatmaktadır. Çünkü ona göre politika bilimi ya da siyaset bilimi bir takım kısır kavramlarla oyalanmak eylemi, asıl olan uygulamayı gözden kaçırmak ve mevcut olaylara sırt çevirmek demektir. Dante’ye göre siyasetin olsa olsa bir tek amacı olabilir, o da barış içinde olmaktır. Dante’nin barışı sağlama düşüncesine birazda doğduğu mekân olan Floransa’daki karışıklıklar, çelişkiler katkı sağlamıştır. Barış kavramını özellikle irdeleyen Dante’ye göre acaba insanlar ayrı ayrı toplumlar halinde yaşasalar barış sağlanamaz. Ona göre her toplumda öteki toplumları ezme tutkusuvardır. Bu tutku yok olmadıkça barışa erişilmesi mümkün değildir. Bütün kötülüklerin kaynağını bu tutkuda, bu eğilimde aramak gerekir. Devletler de kendi çıkarını düşüneceğine göre bütün insanlığın yararını sağlamak ve uluslararası anlaşmazlıkları gidermek yüce bir yargıcın mevcut olmasıyla mümkün olmaktadır. Dolayısıyla herkesin yasalara boyun eğmesi böyle bir yargıcın varlığına yani evrensel krallığın varlığına bağlıdır. Aksi takdirde ulusal toplulukların birbirine saldırmaları ve savaşın sürmesi engellenemez. Bu açıdan Dante’ye göre evrenin çökmemesi insanların barış içinde yaşamaları için bütün ulusların evrensel bir krallığa bağlanmalarından başka çare yoktur.

Dante’ye göre gerçek özgürlüğü de bu evrensel krallık sağlayacaktır. Özgürlük kavramını da kendi özelinde tanımlayarak, kişinin kendi kendine yargı verebilmesidir diye ifade etmiştir özgürlük kavramını. Ona göre özgürlük elimizden alındı mı kendimizi ve toplumun koşullarını geliştiremeyiz. Olgunlukta, özgürlüğe bağlı olmaktadır. Özgürlük de evrensel krallığa bağlıdır. Ona göre mevcut yönetim biçimlerinin benimsedikleri konsül (meclis, idareci kesim) gibi kralcıkların elinde oyuncak olmaktan ancak bu şekilde kurtuluruz. Dolayısıyla biz onlara değil, onlar bize bağlanmış olacaklardı. Evrensel krallar insanlığın hizmetine giren özgü yaşanmayı sağlayacak düzeni kuran yetkili kişilerdir. Dante’ye göre birkaç kişinin işini tek kişi yapabiliyorsa o tek kişiyi seçmek gerekir. Ancak Dante yasaların şehirden şehre her ulusun bünyesine göre değişebileceklerini de göz önünde bulundurmuştur.
Bu açıdan çeşitli şehirlerin ve toplumların yönetimini birer prense vermeyi doğru bulmuştur.
Dante bu prenslerle evrensel kralın buyruklarına göre davranmak zorundadır. Ona göre kişisel iradeler önemli değildir. Önemli olan üstün iradedir ki bu da evrensel krallıktır. Yeryüzünü ancak o düzene sokabilir. Dante’ye göre düzen ve adalet iyi niyetten doğar. Ancak yöneticiler iradesini kullanırken bu iyi niyet çerçevesinde hareket etmeyebilirler. Bunu önlemenin yolu yöneticilerin gözünü doyurmaktır. Eğer yöneticiyi insanlığın başına geçirirsek, yeryüzünün nimetlerini ona sunarsak artık hiçbir şeyde gözü kalmayacak adalet ve düzeni sağlayacaktır. Dante işte bu sebeplerden dolayı evrensel krallığı benimsiyor.

Evrensel Krallığı Roma Gerçekleştirecektir
Dante evrensel krallığı Romalıların kurmasını haklı ve meşru bulur. Ona göre en soylu ulus hangisi ise ister istemez diğerlerinin basına da o geçecektir. Tanrının dileği de budur. Yaradılışı bakımından erdemde, onurda, üstünlükte, Romalılarda mevcut olduğuna göre insanları yönetmek de onlara düşmektedir. Dante’ye göre tarihe bakarsak Romalıların dışında başarıyı yakalayan pek olmamıştır. Demek ki Tanrı da evrensel krallığın Romalılar tarafından kurulmasını istiyor. Dante Romalıların üstünlüklerini de şöyle ifade ediyor. Romalılarda hukuka saygı fikri iyice yerleşmiş olması bunun sebeplerinin en başında gelir. Hukuk insanlar arasında gerek kişi bakımından gerekse madde bakımından bir takım orantılar kurmaksa ve bunlara saygı gösterilmediği durumda toplum dağılıyorsa Romalıların kurdukları devleti bunca yüz yıl sürdürmeleri ancak hukuku bir amaç olarak benimsediklerinden ileri gelir. Nitekim Roma tarihinde kendini hukuka adamış birçok hukukçu çıkmıştır.
Dante’nin Yeryüzü Ve Dinsel İktidar Ayrımı
Dante’ye göre insan toplumu ve kişiler gibi 2 kuvvetin etkisindedir. Madde ve Ruh. Madde dünyasını imparator yürütür. Dolayısıyla verdiği buyruklarla bu dünyanın bozulmasını önler kurulu düzeni sürekli hale getirir. Ruh ise insanın yeryüzünde ki etkisidir insanoğlunu öteki dünyaya ölümsüzlüğe hazırlar. Bu iktidarı birbirinden kesinlikle ayıran Dante ruhun beden gibi yönetilemeyeceğini belirtiyor. Dante bu iktidardan (madde ve ruh) birinin diğerini buyruğuna almasını istemiyor. Her birini kendi alanında egemen görüyor. Ona göre ille de bir birliğe varmak gerekiyorsa bu birleştirici kaynak ikisinin de dışında olan Tanrı da aranmalıdır.