13 Şubat 2012 Pazartesi

Dış Ticarette Korumacılık

1. Ulusal Güvenlik

Savaşta dayanma gücünü artıran ve askeri – siyasal nedenlerle kurulmasına karar verilen endüstrilerin dış rekabette korunmasında zorunluluk vardır. Adam Smith bu konu üzerine “savunma zenginlikten daha önemlidir” diyerek ulusal savunma amacıyla koruyuculuğu kabul eder.

2. Genç (Bebek) Endüstri Tezi

Bu görüşe göre, ilerde gelişip karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olacak endüstriler optimum üretim düzeyine gelinceye kadar gümrük tarifeleriyle dış rekabetten korunmalıdır. Genç endüstriler tezinde dikkati çeken bir nokta, koruyuculuğun sürekli değil geçici olduğudur. Koruma, endüstriye çocukluk çağını atlatıncaya kadar zaman kazandırmaya yarar

3. Stratejik Ticaret Politikası

Bu görüşe göre sanayileşmiş bir ülke, korumacı önlemlerle, gelecekteki hızlı büyümesi için kilit kabul edilen yarı geçişkenler, bilgisayar, iletişim araçları ve benzeri endüstrilerde karşılaştırmalı üstünlük yaratabilir.

4. Damping’e Karşı Koruma

Gümrük tarifelerinin konulmasını gerektiren başka bir neden de yabancı üreticilerin yaptıkları dampinge karşı yerli üreticileri korumaktır. Hemen hemen tüm ülkelerde yasar dampingin önlenmesi için anti – damping vergilerinin konulmasını öngörür.

Klasik Liberalizm ve Uluslararası Ticaret

Smith’in Klasik Liberalizm’e yön veren bazı görüşleri şunlardır. Bütün bireyler ekonomik çıkarlarına göre hareket ederler, yani kişiler ekonomik insandır. Devlet kişilerin bireysel girişim haklarını kısıtlamamalıdır. “Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler”. Çünkü bireyler kendi çıkarları peşinde koşmakla aynı zamanda toplumsal çıkarlara da hizmet etmiş olurlar. Nihayet, ekonomik hayatta düzen sağlayan bir “görünmez el” vardır. Bu görünmez el de fiyat mekanizmasıdır. Ekonomik hayatta düzen, fiyat mekanizmasının işleyişi ile kendiliğinden sağlandığına göre, devletin bu amaçla ekonomiye müdahale etmesine gerek yoktur. Ayrıca Merkantilizm’in aksine Smith’e göre, toplam dünya serveti sabit değildir. Serbest Ticaret dünya servetini arttırmak ve neticesinde her iki ülke açısından da refah getirebilecek bir kavram olmaktadır.

Merkantilizm

Mercantilism

Merkantilist felsefeye göre, dış ticaret politikasının amacı, hazinenin altın stokunu arttırmaktır. Bunun için de ödemeler dengesinde fazlalıklar oluşturmak gerekir.

Merkantilistler altın ve değerli madenleri servetin kaynağı olarak görmüşlerdir. Onlara göre, hazinenin altın stoku aynı zamanda ekonomik ve siyasal gücün de temelini oluşturur. O dönemler uzun süren savaşların doğurduğu büyük finansman ihtiyacı, bu düşüncelerin benimsenmesinde etkili olmuştur.

Merkantilizm yoğun devlet müdahaleciliğine dayanan bir doktrindir. Dış ödeme fazlası oluşturup altın stoklarını artırabilmek üzere, iç ve dış ekonomik faaliyetler üzerine yoğun devlet müdahaleciliğini zorunlu görürler. Temel amaçları doğrultusunda izledikleri politikaları daha somut olarak şöyle belirtebiliriz:

İhracatın artırılmasına birinci derecede önem verirler. Mamul mal ithalinin ise sıkı biçimde kısıtlanması öngörülür. Buna karşın, ham maddelerin ithali serbesttir. Doğal olarak bunun ifade ettiği anlam, ülkenin dışarıdan ham madde ithalinin özendirilmesi ve bunların ülkede işlenerek dışarıya mamul mal olarak ihraç edilmesidir.

Merkantilistler altın girişlerini arttırmak için ticaret filosunun geliştirilmesine büyük önem vermiştir. Merkantilist doktrine göre dünya serveti sabittir. O nedenle ticaretten tüm taraflar aynı anda kazanç elde edemez, bir tarafın sağladığı kazanç öbür tarafın uğradığı kayıp olur. Sanayi devriminden sonra giderek Merkantilizm’in yerine liberal görüşler geçmeye başlamıştır.

9 Şubat 2012 Perşembe

Borsada Kademe Analizi

Günümüzde imkanların artmasının sonucu olarak, İMKB de hisse senedi alıp satan çok fazla küçük yatırımcı bulunmaktadır. Fakat, özellikle bu yatırımcıların çoğu enteresan bir biçimde hisse senetlerinin fiyatlarının nasıl artıp azaldığı konusunda bile yeterince bilgi sahibi değildir. Bu yazımızda bu konunun üzerinde duracağız ve borsayı takip eden kişilerin kesinlikle duymuş olduğu kademe (derinlik) analizinden bahsedeceğiz.

Borsa bağlamında kademe terimini açıklamak gerekirse, hisse senedinin her fiyattan alıp satmak mümkün değildir, Aksine o gün için belirlenmiş aralarında belli bir fark bulunan fiyat seviyelerinden alış ve satış mümkün olmaktadır. Bu her fiyat seviyesi bir kademeye karşılık gelmektedir. Fiyat kademelerinde alım satım hisse senedi alıp satanların çok fazla zarara uğramasını engelleyen bir yapıda tasarlanmıştır. Örnek vermek gerekirse bir hisse senedine baktığınızda ona ait bir kademeyi karşısında görürsünüz. Mesela MGROS hisse senedi an itibariyle 14.90 seviyesinde görünüyor. Ayrıca 14.85 alış ve 14.90 satış fiyatı görülmektedir. Bu durum her kademe arasında 0,05 lik bir farkın söz konusu olduğunu belirtmektedir. Yani siz söz konusu hisse senedini 14.86 veya 14.87 den satıp alamazsınız.

Borsadaki işlem mantığına gelirsek. Hisse senetlerinin açılışta bir gün önceki kapanışa göre tanımlanmış işlem göreceği kademeler belirli olmaktadır. Örneğin A borsasında, hisse senedinin kapanışı 3.00 olsun ve (2.98, 2.96, 2.94, 2.92 ve 2.90) 5 kademe öncesi (3.02, 3.04, 3.06, 3.08, 3.10) da 5 kademe sonrası bir sonraki gün için işlem görebileceği değerler olsun. Bu değerler önceden tanımlanmıştır.

Ertesi gün borsa açıldığında bu hisse senedini almak isteyenler ve satmak isteyenler hangi kademelere ne kadar satmak istiyorlarsa yada almak istiyorlarsa bildirimde bulunurlar. (Tabii ki bunu borsa açılışında yapmayıp daha sonra yapanlarda buna yaptıkları anda dahil olurlar) Bunlar borsanın ilk açılış anında toplanır ve hesaplanır. Sonrasında da en yüksek miktarlı alım kademesi ve en düşük miktarlı satış kademesi hissenin açılış kademesi olur. Basit olarak ticaret mantığındaki gibi aynı malı farklı fiyattan almak ve satmak isteyen insanların sıraya girmesi söz konusudur. İlk açılış anında hissenin fiyatı 3.00 ve 3.02 kademesinde olsun. Yani almak isteyenler en yüksek 3.00 den bunu gerçekleştirmek istiyor, satmak isteyenler ise hisseyi en düşük 3.02 den satmak istiyor olsunlar.

Alış kademesinde 10000 lot

Satış kademesinde de 50000 lot olsun.


Bu durum da eğer borsaya yeni bir emir girilmezse hisse senedinde herhangi bir işlem olmayacaktır, Çünkü ne 3.02 den hisseyi almak isteyen ne 3.00 dan hisseyi satmak isteyen mevcuttur.

Fakat örnek vermek gerekirse, 3.02 den birisi 20000 lot hisse senedi almak isterse bu bir aktif emir olacaktır ve bu emir neticesinde sonrasında 5.02 kademesinde (50000-20000) = 30000 lot satış kalacaktır. Bu durum neticesinde fiyat değişmeyecek ancak satış kademesinde bekleyen miktar azalmış olacaktır.

Alış 3.00 Satış 3.02

Bu durumu bir ileri noktaya götürürsek, eğer birisi söz konusu hisseden 40000 lot daha almak isterse 3.02 den o durumda satış kademesindeki (30000-40000=-10000) 30000 lot gidecek ve 10000 lot 3.02 seviyesinde artık alış kademesini oluşturmuş olacaktır yani bu seviyede 10000 lot almak isteyen olacaktır. Şimdi bu hissenin kademesi değişmiştir.

Alış 3.02 Satış 3.04

Borsa fiyat mekanizması böyle gerçekleşmektedir. Sözü edilen durumlar gerçekleşirken kademeye yeni alış ve satışlar girilebilmektedir. Yani ifade edilen bu sistem oldukça hızlı bir şekilde değişim göstermektedir.

Kademe analizi ise, temel olarak alış kademeleri toplamında satış kademeleri toplamından daha çok lot olması hissenin o hissenin talep gördüğü anlamına geldiği olarak düşünülmekte, tam tersi yani satış kademelerinde daha fazla lot olması ise o hissenin satıcılı olduğunu gösterdiği olarak algılanmaktadır.

Ayrıca eğer gerçekleşen işlemlerin alış ve satışların hacim olarak miktarı çoksa o hisse senedi için derinlikli denilmektedir. Burada önemli olan nokta hissenin değeri ile lot sayısının hesap edilmesidir. 3.00 liralık bir hisse senedinin 1000 lotu ile 33.00 liralık bir hisse senedinin 1000 lotu aynı hacimi ifade etmemektedir.

Alış satış analizlerine bakıp hisse senedinin yükselip yükselmeyeceğini tahmin etme işine derinlik analizi veya kademe analizi denilmektedir. Derinlik analizi özellikle yabancı alış satışları yada hisse senetlerindeki toplanma dağıtılma gibi olaylar için oldukça faydalı olmaktadır. Ancak bu yöntem çok açık olduğu için spekülatörler tarafından bunu izleyen insanları etkilemek maksatlı olarak kullanıldığı unutulmamalıdır. Genel olarak yalnızca derinliği (kademeyi) izleyerek yorum yapanlar hataya düşebilmektedir.

Diğer yandan, bizim borsamızda her gün içinde hisse senedinin göreceği maksimum (tavan fiyat) ve minimum (taban fiyat) seviye belirlidir. Bu hissenin bir önceki seanstaki kapanış değerine ve ağırlıklı ortalamasına bakılarak belirlenmektedir.

Ancak dünyadaki bazı borsalarda ve hisse senetlerinin ilk açılışına bağlı olarak uygulanan bu çeşit bir limit uygulanmaz. Örneğin Amerikan piyasasında bir hisse senedi bir günde yüzde 400 artabilir yada 10 da birine düşebilmektedir.

Bizim piyasada ise sözü edilen limit uygulaması yatırımcıyı korumak maksatlıdır. Dünya geneline baktığımızda bizde mevcut olan kademe kavramının da olmadığı borsalar da bulunmaktadır. Buralarda hisse senedini satmak istediğiniz fiyatı yazarsınız. Eğer herhangi biri de o fiyattan almak isterse alacaktır.

Bu durumu analiz ederek para kazanmak yada kaybetmek temel olarak alanlar ve satanlar arasında bir değerlendirme yapıp, alım ve satımda doğru fiyat seviyelerini tutturmak demektir. Genelde kısa vadeli yatırımcılar al satlarla para kazanmaya çalışırlar ancak bu yapılması çok zor olan bir şeydir.

Diğer taraftan anlatmak istediğim başka bir şey ise, alım satım yaparken serbestten alma ve satma kavramı vardır. Örneğin hisse 3 - 3.02 kademesinde bulunuyorsa (son verdiğimiz örnekteki gibi 40000 lotluk alım sonrası yalnızca 30000 lotluk alım gerçekleşiyordu, serbestten alım yapılırsa geri kalan 10000 lot bir üst seviye fiyattan alınacaktır) yani siz serbestten alım yaparsanız 3.02 kademesinden başlayarak almak istediğiniz miktara kadar hisse senedi alırsınız. Eğer alım miktarınızdan kadar hisse senedi satışı 3.02 kademesinde varsa 3.02 den alırsınız. Ancak kademedeki toplam satılan miktar yetersizse üst kademeleri de almaya başlarsınız. Aynı durum serbest fiyattan satış için de geçerli olmaktadır. Kişisel olarak tavsiyem, KY bir hisse senedini alırken bunu serbestten yapmasıdır, çünkü bir kademenin hesabı yapılırken ani bir yükselişle insan daha büyük karları kaçırabilmektedir.

İthalat-İhracat Yaparken Gerekli Belgeler

Sözkonusu bazı belgeler zorunluluk arz etsede bir çoğu ithal veya ihraç edilen ürünün çeşidi ve türü, ithal veya ihraç edilen ülkenin taleplerine göre belirlenen belgelerdir.

TİCARİ BELGELER

PROFORMA FATURA (Proforma Invoice)
Satıcı firma tarafından düzenlenen ve alıcı firmaya gönderilen bir tür satış teklifidir. Satın alınması talep edilen mal veya hizmetin adı, birim fiyatı, bu fiyatın hangi süre için geçerli olduğu, ödeme şartları, teslim şekli v.b diğer bilgileri içerir.

TİCARİ FATURA (Commercial Invoice)
Satıcı firma tarafından alıcı firma adına tanzim edilen, mal veya hizmetin satıldığını gösteren bir belgedir. Genel olarak aşağıdaki hususları içerir;
• Düzenlendiği dilde “fatura” başlığı,
• Satıcı ve alıcı firmanın ticari ismi/ünvanı, adresi, kaşesi, imzası,
• Faturanın düzenlenme tarihi ve numarası,
• Malın tam tanımı,
• Birim fiyatı ve toplam fiyatı,
• Teslim şekli,
• Ödeme şekli,
• Malın ağırlığı ve miktarı

ÇEKİ LİSTESİ (Weight List)
Ticari faturada belirtilen malın brüt ve net ağırlığına ilişkin bilgilerin ayrı bir belgede beyan edilmesidir. Gümrüklerde malların sayılması sırasında veya hasar durumunda sigorta şirketlerince aranan bir belgedir.

KOLİ / AMBALAJ LİSTESİ (Packing List)
Bu belge; paket, ambalaj, koli veya konteynır içindeki malların miktarlarını belirtmek için düzenlenen belgedir.

SPESİFİKASYON BELGESİ (Cert. of spesification)
Koli listesindeki bilgilere ek olarak her kalem mala ait birim fiyatı ve tutarını da gösterir.

İMALATÇININ VEYA SATICININ KALİTE VEYA GÖZETİM BELGESİ (Quality or Inspection Certificate)
İmalatçı veya satıcı firma tarafından tanzim edilen ve kendilerince malın incelendiğini, sözleşme veya sipariş niteliklerine uygun olduğunu teyit eden bir belgedir.

ÜÇÜNCÜ TARAFIN DÜZENLEDİĞİ KONTROL BELGESİ (Third party certificate of inspection)
İthalatçı firma, sipariş ettiği malın niteliklerinin sipariş evsafına uygun olup olmadığı konusunda malın incelenmesi ve kalite kontrolünün bağımsız veya tanınmış bir kontrol / gözetim şirketince yapılmasını isteyebilir. Bu durumda bağımsız gözetim firmalarının vereceği rapor üçüncü tarafın düzenlediği bir kontrol belgesidir.

İMALATÇININ ANALİZ BELGESİ (Analysis Certificate)
Maden veya Kimyevi maddeler gibi analiz gerektiren malların ithali veya ihracı söz konusu olduğunda, formüllerindeki elementlerin isimlerinin ve oranlarının gösterildiği bir belgedir. Doğrudan imalatçı firma tarafından düzenlenebileceği gibi, alıcının isteği halinde bağımsız bir gözetim şirketi tarafından da düzenlenmesi talep edilebilir.

GEMİ ÖLÇÜM RAPORU (Ship’s Ullage Report)
Gemiye, sıvı olarak yüklenen yakıt, kimyevi madde, hammadde v.b., yükleme sırasında gemiyi hangi ölçüde doldurduğunu belgeleyen ve aynı zamanda varış limanında yapılan boşaltma sırasında da ne kadar fire verildiğinin hesaplanmasında kullanılan özel bir ticari belgedir.


RESMİ BELGELER


DOLAŞIM BELGESİ (A.TR) (Movement Certificate)
Malların, Türkiye’den Avrupa Birliği üyesi bir ülkeye veya Avrupa Birliği üyesi ülkelerden Türkiye’ye doğrudan doğruya nakledilmesi halinde düzenlenen ve ihracatçı ülke çıkış gümrüklerince, ihraç sırasında vize edilen bir belgedir. Söz konusu Belge gümrük vergilerinin hesaplanmasında bir takım indirimler sağladığından, düzenleme tarihinden itibaren 3 ay içerisinde ilgili giriş gümrüğüne ibraz edilmelidir.

KONSOLOSLUK FATURASI (Consulate Invoice)
Bazı ülkelerin ithalat mevzuatında bu belgenin giriş gümrüklerince aranması şartı yer alabilir. İhracatçı malını ihraç edeceği ülkenin konsolosluğundan temin ettiği boş fatura formunu doldurarak konsolosa tasdik ettirir. Böylece bir yandan malın ihraç fiyatının cari piyasa fiyatlarına uygunluğu ithal ülkesinin konsolosu tarafından kontrol edilirken öte yandan damping yapılmaması ve ithalatçının ihracatçı ile anlaşarak ülkesi dışına döviz kaçırmaması sağlanır.

TASDİKLİ FATURA (Legalized Invoice)
Bazı ithalatçı ülkeler, ticari faturaların, ihracatçının ülkesinde bulunan kendibüyükelçilikleri veya konsoloslukları tarafından tasdik edilmesini isterler. İhracatçı, kendi ticari faturasını düzenleyip ilgili ülkenin elçilik veya konsolosluğuna tasdik ettirdikten sonra diğer belgelerle birlikte gerekli işlem için bankasına verir.

MENŞE ŞEHADETNAMESİ (Certificate of Origin)
Malların menşeini yani imal edildikleri ülkeyi gösteren, bu amacın yanı sıra bazı ülkelerden ithal edilen mallara indirimli gümrük vergisi uygulaması için ibrazı gereken, genellikle yerel ticaret odalarınca onaylanan bir belgedir.

SAĞLIK VE VETERİNER SERTİFİKALARI (Health / Sanitary / Phytosanitary / Veterinary Certificate)
Gıda maddeleri, deri, et, canlı hayvan ve bazı ambalaj maddeleri alım satımında alıcı tarafından istenen bu maddelerin mikrop, bakteri, haşarat v.s.’den arınmış durumda olduğunu, tüketime uygun bulunduğunu belgeleyen, yerel sağlık mercileri tarafından tasdik edilmiş belgelerdir.

HELAL BELGESİ (Halal Certificate)
Müslüman ülkeler tarafından yapılan et ithalatında, alıcı tarafından talep edilen bir belge olup, canlı hayvan kesiminin İslam dininin kurallarına göre yapıldığı teyit eden bir belgedir. Yerel müftülüklerce düzenlenir.

BOYKOT / KARA LİSTE SERTİFİKASI (Boycott / Black list Certificate)
Birbirleriyle savaş halinde olan veya ticari ilişkileri kesilmiş yada zedelenmiş ülkeler birbirlerini kara listeye aldıklarından, belirli bir ticari ilişkinin kendi kara listeleri ile hiçbir ilgisi olmadığının beyan ve onaylanmasını isterler. Bu belgeler bizzat ihracatçılar tarafından düzenlenip onaylanabileceği gibi alıcının ismini vereceği bir merci tarafından da düzenlenebilir.

RADYASYON BELGESİ (Radiation Certificate)
Alım satım konusu tarım ürünlerinin kabul edilebilir orandan fazla radyasyon içermediğini veya radyasyonsuz olduğunu belirten genellikle ihraç ülkesinin yetkili mercii(atom enerjisi komisyonu) tarafından düzenlenen bir belgedir.


TAŞIMA BELGELERİ

DENİZ KONŞİMENTOSU (Marine Bill of Lading / Ocean Bill of Lading)
Gemi şirketinin veya onun yetkili acentasının malı yükletene verdiği, emre ve nama düzenlenebilen ve belge konusu malların taşınmak üzere kabul edildiğini gösteren bir makbuz ve aynı zamanda yükleme kaydı konduğunda bir taşıma sözleşmesidir. Belirtilen malın mülkiyetini de temsil eder ve belgenin ciro edilmesiyle mal el değiştirir. Deniz konşimentosu kıymetli evrak hükmündedir.

Konşimento Türleri:
Short Form Bill of Lading
Container Bill of Lading
Liner Bill of Lading
Through Bill of Lading
Charter party Bill of Lading
Non Negotiable Bill of Lading
Combined Transport Bill of Lading
Tanker Bill of Lading

TAŞIMA SENETLERİ
Havayolu taşıma senedi (Airway Bill)

FIATA Belgeleri:
FCR (Forwarder’s Certificate of Receipt)
FCT (Forwarder’s Certificate of Transport)

Karayolu taşıma belgesi :
CMR (Convention Marchandises Roiters)

Hamule Senedi:
CIM (Rail Consignment Note)
Paket postası makbuzu


SİGORTA BELGELERİ

SİGORTA MEKTUBU (Letter of Insurance)
Sigorta mektubu, genellikle bir sigorta acentası tarafından sigorta sertifikası veya sigorta poliçesine baz olacak sigortalama işleminin yapılmış olduğunu üçüncü şahıslara duyurmak için düzenlenen bir belgedir. Sigorta mektubu, bankalar dahil üçüncü şahıslar nezdinde bir güvence oluşturmaz. Bu nedenle, uygulamada kabul gören bir evrak değildir.

SİGORTA SERTİFİKASI (Certificate of Insurance)
Sigorta şirketi ile sigortalanan arasında bir anlaşmaya varılmasından sonra, sigortalanan sigorta şirketine her sevkıyatın değerini ve ayrıntılarını bildirir. Bunun üzerine sigorta şirketi, kapsanan riskleri ve sigortalanan malların değerini gösterir bir belge düzenler ve sigortalanana iletir. Sigorta sertifikası da, sigorta mektubu gibi bankalar dahil üçüncü şahıslar nezdinde bir güvence oluşturmaz. Bu nedenle, uygulamada kabul gören bir evrak değildir.

SİGORTA POLİÇESİ (Insurance Policy)
Sigorta poliçesi, sigorta sözleşmesinin en kesin delilidir. Kapsanan risklerin
tüm ayrıntıları sigorta poliçesinde gösterilir. Sigorta belgelerinin bankalarca kabul edilebilir olmasında şu hususlara dikkat
edilmesi gerekir:
-Sigorta poliçesi “poliçe” ibaresini taşımalı,
-Sigorta poliçesi, sigorta şirketinin yetkili imzalarını taşımalı,
-Poliçe üzerinde sigortalının adı/unvanı açıkça belirtilmiş olmalı,
-Sigorta bedelinin %10 fazlası ile yapılmış olmalı,
-Kapsanan veya talep edilen riskler kontrol edilmeli,
-Hasar durumunda, hasar bedeli nerede ve kim tarafından ödeneceği poliçe
üzerinde açıkça belirtilmeli,
-Sigorta poliçesinin geçerlilik süresi kontrol edilmeli,
-Sigortalanan malların tanımları kontrol edilmeli.


FİNANSMAN BELGELERİ

POLİÇE (Bill of Exchange – Draft)
Poliçe, bir kişinin imzalayarak bir başka kişiye yönelttiği ve o kişiden belirtilmiş bir süre sonra talep edildiği anda, belirlenmiş bir miktarda parayı kendisine veya belirlenmiş bir üçüncü kişiye ödenmesi için düzenlediği yazılı bir ticari senettir.
Diğer ifade ile, poliçe alacaklı tarafından düzenlenerek imzalandıktan sonra borçlusuna iletilir. Poliçe bir kambiyo senedi olarak kıymetli evrak hükmündedir.

BONO (Promisory Note)
Bir kambiyo senedi olan bono da poliçe gibi bir ödeme aracıdır ancak, bonoda iki taraf vardır ve borçlu tarafından düzenlenip alacaklıya iletilir. Bono sadece emre yazılı olarak düzenlenebilir.

SEVK EMRİ (Delivery Order)
Bankaların, emirlerinde bulundurdukları malların ithalatçıya veya ihracatçıya sevk edilmesi için malların depolandığı bir üçüncü şahıs ambarına verdikleri yazılı bir talimattır.

AMBAR TESLİM MAKBUZU (Warehouse Receipt)
Ambar firması tarafından malların teslim alındığına dair düzenlenen teslim alındı makbuzudur. Bu belge ciro edilemez ve makbuz üzerinde belirtilen mallara ait haklar bir üçüncü şahsa devredilemez.

8 Şubat 2012 Çarşamba

İnternetten Vergi Ödeme

İnternet Vergi Dairesi aracılığıyla

MTV (Motorlu Taşıtlar Vergisi) sorgulama ve ödemesi yapılmaktadır.

Aşağıdaki siteye girerek internet vergi dairesine ulaşabilirsiniz.

Sayfada Öncelikle MTV Sorgulama ve Ödeme yazan yeri tıklayarak,

Aracınızın plakasını, TC kimlik numaranızı veya Vergi kimlik numaranızı,

Aracınızın Tescil Tarihini yazarak sorgulama yapabilirsiniz.


3 Şubat 2012 Cuma

Vergilendirme Temel Kavramlar

Verginin Konusu

Verginin konusu, kısaca, verginin üzerinden alındığı şeydir. Bu şey ekonomik bir değer, hukuki bir muamele, fiziki bir varlık, bir fiil, bir olay vb. maddi ya da gayri maddi unsur olabilir.

Verginin Alacaklısı

Verginin en önemli unsurlarından biri, devlet tarafından zorla alınmasıdır. Burada ki zorlama, hiç şüphesiz, keyfi değil, hukuk kuralları içinde yapılan bir zorlamadır. Bu nedenle, verginin alacaklısı devlettir. Ancak, buradaki devlet kavramı, sadece merkezi hükümet örgütünden ibaret değildir. Toplumu oluşturan kişilerden vergi alam yetkisine sahip olan devlet, vergi toplama yetkisini yerel yönetimlere (belediyelere, il özel idarelerine) ve diğer kamu tüzel kişilerine devredebilir.

Verginin Mükellefi (Yükümlüsü)

VUK, vergi mükellefini, “Vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu terettüp eden (düşen) gerçek veya tüzel kişidir” biçiminde tanımlamıştır.

Vergi mükellefi olabilmek için kanuni ehliyet şart değildir. Ancak bu kişilerin, vergilendirmeye ilişkin şekli ödevleri onların kanuni temsilcileri tarafından yerine getirilir.

Öte yandan, herhangi bir verginin kanuni mükellefi, kendisinin ödemiş olduğu vergiyi başkasına yansıtabilir. Bu durumda ödediği vergiyi başkasına yansıtmayı başaran kanuni mükellef, “aracı mükellef” konumuna geçer. Vergiyi en son üzerine alan kişi ya da kurum ise, “verginin taşıyıcısı (yüklenicisi)” olur.

Mükellefin Ödevleri

a) Bildirimde Bulunmak

b) Defter Tutmak

c) Defterlerin Tasdiki

d) Kayıt Nizamına Uymak

e) Kayıtların Belgelenmesi

Vergilendirmeye ilişkin ve defter kayıtlarına esas teşkil edecek işlemlerin belgelendirilmesi zorunludur. Düzenlenmesi gereken başlıca belge türleri aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür:

1) Fatura

2) Perakende Satış Vesikaları

3) Gider Pusulası

4) Müstahsil Makbuzu

5) Serbest Meslek Makbuzu

6) Ücret Bordrosu

7) Sevk İrsaliyesi

8) Taşıma İrsaliyesi

9) Yolcu Listeleri

10) Günlük Müşteri Listeleri

f) Defter ve Belgelerle Diğer Kayıtların Muhafaza ve İbraz Ödevi

g) Vergi Dnceleme Elemanlarına Yardımcı Olma Ödevi

h) Vergi Levhası Asma Zorunluluğu

i) Ödeme Kaydedici Cihaz Kullanma Mecburiyeti ve Elektronik Ortamda Kayıt ve Belge Düzeleme

j) Çiftçilerin Ekim ve Sayım Beyanında Bulunma Mecburiyeti

k) Gerçek Usule Tabi Olmayan Ücretlilerin Vergi Karnesi Alma Mecburiyeti

l) Vergi Beyannamelerinin Tasdik Mecburiyeti

m) Vergi Kimlik Numarası Almak ve Kullanmak Mecburiyeti

n) Maliye Bakanlığının Yetkisi İle Getirilen Ödevler

Vergi Sorumlusu

1. Vergi Sorumlusunun Tanımı

Vergi sorumlusu, kendisi vergi mükellefi olmadığı halde, esas mükellef adına vergiyi ödemek zorunda olan kişidir. VUK, vergi sorumlusunu, “Vergini ödenmesi bakımından alacaklı vergi dairesi ile muhatap olan kişidir.” şeklinde tanımlamıştır.

2. Vergi Mükellefi ile Vergi Sorumlusu Arasındaki Fark

Vergi mükellefi kavramı ile vergi sorumlusu kavramı birbirinden farklıdır. Bu nedenle, vergi mükellefini, “Vergi borcu şahsında doğan kişidir.” biçiminde tanımlamak mümkündür. Buna karşılık, vergi sorumlusu ise, esas mükellef adına doğan vergi borcunu vergi dairesini ödeme zorunda olan kişidir.

Vergi sorumluluğu, mükellefiyet ödevinde olduğu gibi kanundan doğar ve başkalarına devredilemez. Örneğin, vergi sorumlusu olan bir işveren ile vergi mükellefi olan işçi arasında yapılan ve ücret gelirinden dolayı işçiye düşen vergi borcunun işçinin kendisi tarafından ödenmesini öngören bir anlaşma geçersizdir. Vergi sorumluluğu için medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olmak (reşit ve mümeyyiz olmak, kısıtlı bulunmamak) şartı gerekli değildir. Bu nedenle; küçükler, kısıtlılar ve mümeyyiz olmayanlarda vergi sorumlusu olabilirler. Ancak küçüklerin ve kısıtlıların vergi sorumlusu olmaları halinde, bunlara düşen ödevler, kanuni temsilcileri tarafından yerine getirilir.

3. Türk Vergi Sistemindeki Başlıca Sorumluluk Halleri

a) Vergi Kesenlerin Sorumluluğu

b) Mirasçıların Sorumluluğu

c) Kanuni Temsilcilerin Sorumluluğu

1) Gerçek Kişilerde Kanuni Temsil

Gerçek kişilerde kanuni temsil; küçükler, kısıtlılar ve mümeyyiz olmayanlar için söz konusudur. Fiil ehliyeti olmayan bu kişilerin yükümlülük ve sorumluluk ödevleri, bunların kanuni temsilcileri tarafından yerine getirilir. Kanuni temsilci; küçükler için veli, mümeyyiz olmayanlar için vasi, kısıtlılar için kayyım olarak tayin edilen kişilerdir.

2) Tüzel Kişilerde Kanuni Temsil

Tüzel kişilerde örneğin, anonim şirketlerde kanuni temsilci yönetim kuruludur. Ancak sözleşmeye hüküm konulmak kaydıyla anonim şirkette kanuni temsilcilik görevi, yönetim kurulu başkanına veya her hangi bir yönetim kurulu üyesine bırakılabilir. Kolektif şirketlerde ortakların her biri, şirketin kanuni temsilcisi konumundadır.

d) Limited Şirketlerin Vergi Sorumluluğu

e) Tasfiye Memurlarının Sorumluluğu

f) Emlak Vergisinde Sorumluluk

g) Katma Değer Vergisinde Sorumluluk

h) Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerin Sorumluluğu

i) Diğer Sorumluluk Halleri

Karnesiz Hizmet Erbabı Çalıştıranların Sorumluluğu

Motorlu Taşıtlar Vergisinde

Veraset ve İntikal Vergisinde

Damga Vergisinde

4. Vergi Hukukunda İradi Temsil ve Vekâlet

Temsil, temsil edilmek istenen kişinin beyan edeceği tek taraflı bir iradeyle başka bir kimseyi yetkili kılmasıdır. Vekâlet ise, temsil edilecek olan kişi ile temsil yetkisi verilecek kişinin karşılıklı irade beyanları ile gerçekleştirilen bir hukuki işlemdir. Temsilde, temsile yetkili kişinin temsil ettiği kişinin işlerini yapmak zorunluluğu yoktur. Ancak vekâlette vekil, bir işi ya da işlemi yerine getirmeyi taahhüt eder.

5. Teselsül (Zincirleme) Sorumluluk

Teselsül, belli bir borcun tamamından birden fazla kişinin sorumlu olmasıdır. Vergi Hukukunda teselsül, aynı vergi borcundan dolayı birden fazla kişinin sorumlu tutulması halidir. Müteselsil sorumluluk halinde, vergi dairesi vergi alacağının tamamını borçlulardan herhangi birinden tahsil etmesi durumunda, diğerlerinin de borcu sona erer.

Vergiyi Doğuran Olay

Vergiyi doğuran olay, yükümlü açısından vergi borcunu, devlet açısından ise vergi alacağını meydana getiren olaydır. Vergi alacağı vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu (meydana gelmesi) veya hukuki durumun tekemmülü (tamamlanması) ile doğar.

Muafiyet ve İstisna

Muafiyet, vergi mükellefiyetinde kısıtlamayı ifade ederken, istisna vergi konusunda kısıtlamayı ifade eder. Her iki terimin ortak özelliği, sonuçta vergi borcunda bir kısıtlama meydana getirmiş olmasıdır.

Muafiyet, vergi kanunlarına göre vergilendirilmesi gereken bir kişinin, kısmen veya tamamen, sürekli veya geçici olarak vergi dışı tutulması şeklinde tanımlanabilir. İstisna ise, vergi kanunlarına göre vergilendirilmesi gereken bir konunun, kısmen veya tamamen, sürekli veya sürekli veya geçici olarak vergi dışı tutulması şeklinde tanımlanabilir.

Vergi Matrahı

Matrah kelimesi çıkarılmış anlamına gelir. Buna göre vergi matrahı vergilendirilecek değerler üzerinden vergiye tabi olmayan bazı unsurların çıkarılmasından sonra kalan değer anlamına gelir.

Vergi uygulamalarında matrah, “vergi borcunun hesaplanabilmesi için, vergi tarifesinin üzerinde uygulandığı değer anlamına gelir.” Bu değer, parasal bir değer ise, ad-valorem matrahtan söz edilir. Şayet bu değer, fiziki ya da teknik bir değer ise spesifik matrak türünden söz edilir.

Günümüzde en yaygın matrah türü ad-valorem, yani ekonomik ya da parasal değer esasına dayanan matrahtır. Spesifik matrah uygulamasına örnek: Motorlu Taşıt Vergisi’ni gösterebiliriz.

Verginin Tarifesi

Vergi tarifesi “vergi borcunun hesaplanabilmesi için matraha uygulanan ölçülerdir.” biçiminde tanımlanabilir. Günümüzde bu ölçüler, daha çok oran (nispet) şeklindedir. Ancak, bazı vergiler için maktu ölçüler, yani sabit bir tutar şeklinde tarife yapısı söz konusudur.

Vergilendirme İşlemleri

Verginin Tarhı ve Tarh Usulleri

1. Verginin Tarhı (Tarhiyat)

Verginin tarhı, kısaca vergi borcunun hesaplanması işlemidir. Bu işlem “tarhiyat” olarak adlandırılmaktadır. Buna göre, verginin tarhı vergiyi doğuran olayla başlayan vergileme sürecinde, somut bir şekilde vergi dairesi tarafından hesaplanmasıdır. Vergi tarhı işleminin en önemli özelliği, bu işlemin idari bir işlem niteliğinde olmasıdır.

2. Tarh Usulleri

a) Beyan Usulüne Göre Tarh

Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi, Katma Değer Vergisi, Emlak Vergisi gibi önemli vergilerin hepsinin tarhı beyan üzerinden yapılır. Bu usulün esası; mükellefler veya vergi sorumluları tarafından kanunlarda ön görülmüş ilkelere uygun olarak beyan edilen matrahlar üzerinden vergi borcunun hesaplanmasıdır.

b) Vergi Borcunun Vergi Ddaresi Tarafından Tarhı

İkmalen Vergi Tarhı

İkmalen vergi tarhı isminden de anlaşılacağı gibi tamamlayıcı bir tarh işlemidir. “Bir vergi tarh edildikten sonra, bu vergi ile ilgili defter, kayıt, belge veya kanuni ölçülere dayanılarak tespit edilen matrah farkı üzerinden yapılan vergi tarhıdır.

Re’sen Vergi Tarhı

Vergi borcunun vergi idaresi tarafından doğrudan tarh edilmesi işlemidir.

Re’sen tarh, kısaca, kanundaki sebeplerin ortaya çıkması durumunda, vergi borcunun vergi idaresi tarafından doğrudan hesaplanması demektir.

VEK’ un 30.maddesinde yer alan re’sen tarh sebepleri şunlardır:

- Vergi beyannamesinin süresinde verilmemesi

- Kanuni defterlerin tutulmaması

- Tutulan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmaması

- Mali müşavir ve yeminli mali müşavir gibi serbest meslek mensuplarına

imzalattırma mecburiyeti getirilen beyanname ve eklerini imza ve tasdik

ettirilmemesi

** Re’sen vergi tarhının ikmalen vergi tarhından farkı şudur: Re’sen vergi tarhı defter, kayıt ve kanuni ölçülere dayanılmadan doğrudan vergi idaresi tarafından yapılır. Buna karşılık, ikmalen vergi tarhı ise defter, kayıt ve kanuni ölçüler üzerinden yapılır.


Verginin İdarece Tarhı

c) Götürü Usul

Götürü usul, vergilendirilmede, gerçek usulün aksine çeşitli mükellef gruplarına ait vergi matrahının, belge ve defterlere dayandırılmadan kanunlarda belirlenmiş ölçülere göre tespit edilmesidir.

II. Verginin Tebliği ve Tebliğ Usulleri

1. Verginin Tebliği

Tebliğ, vergilendirmeyi ilgilendiren ve hüküm ifade eden hususların yetkili makamlar tarafından mükellefe veya ceza sorumlusuna yazı ile bildirilmesidir.

2. Tebliğ Usulleri

a) Posta ile Tebliğ

b) Memur Aracılığıyla Tebliğ

c) İlan Yoluyla Tebliğ


III. Verginin Tahakkuku

Verginin tahakkuku, tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi gereken safhaya gelmesidir.

Beyan usulüne göre vergilendirmede tarh, tebliğ ve tahakkuk iç içedir. Başka bir deyişle beyannamenin verilmesiyle birlikte vergi tebliğ ve tahakkuk etmiş sayılır. Tarh işlemi, vergi dairesinin tek yanlı olarak tesis ettiği bir işlemdir. Bu nedenle bu işlem her zaman doğru olmayabilir. Vergi yargısında dava açma süresi 30 gündür. Mükellef bu sure içerisinde dava açmaz ya da açtığı dava aleyhine sonuçlarsa vergi borcu kesinleşmiş olur.

Bu yüzden tahakkuk kavramı ile kesinleşme kavramını birbirinden ayırmak gerekir. Mükellef süresinde dava açmamışsa tahakkuk ile kesinleşme aynı anda gerçekleşmiş olur.

Şayet dava açılmışsa, vergi mahkemesinin kararına kadar verginin tahakkuku ertelenmiş olur. Kararla birlikte vergi tahakkuk eder. Mahkeme kararına karşı yasal süre içerisinde itiraz ya da temyiz yoluna gidilmese karar kesinleşir.

Vergi Kanunlarının Yer Bakımından Uygulanması

Kanunlar, bir devletin ülkesindeki egemenliğin doğal bir sonucu olarak, ülke içinde yaşayan, vatandaş ve yabancılara aynı ölçüde uygulanır. Buna, kanunların uygulanmasında “mülkilik ilkesi” denir.

Bunun yanında, bir ülkenin çıkardığı kanunlar, ülke dışında yaşayan vatandaşlara da uygulanır. Buna ise, kanunların uygulanmasında “şahsilik ilkesi” denir. Mülkilik ve şahsilik ilkesinin aynı anda uygulanmak istemesi, yani bir ülkenin; kanunlarını ülke içerisinde yaşayan yerli ve yabancılarla birlikte ülke dışında yaşayan vatandaşlarına da uygulamak istemesi halinde çatışma doğacağı kuşkusuzdur. Çünkü bu durumda ülkesinin dışında yaşayan bir kimse, aynı anda hem kendi ülkesinin hem de yaşadığı yabancı ülkenin kanunlarına muhatap olmak durumunda kalır.

Örnek: Türkiye’de faaliyet gösteren bir Alman vatandaşının elde ettiği gelirden dolayı, Türk vergi idaresi mülkilik gereği vergi almak isteyecektir. Aynı gelir üzerinden alman Devleti, şahsilik ilkesi gereği vergi almak ister.