21 Mayıs 2012 Pazartesi

Rumi (Mevlana)


"When we are dead, do not turn your eyes to the ground, seeking my grave! My grave will be in the hearts of the wise" Rumi

Mevlana was born in the city of Belh of the Horasan country which falls within the boundaries of current Afghanistan, on September 30, 1207.



Mevlana's father was Bahaeddin Veled, the son of Hüseyin Hatibi, who, besides being one of the notables of city, was also known in his life time as the"Sultan of the Scholars". His mother was Mümine Hatun, the daughter of Rükneddin, who was the Emir of Behl. Sultanü'l - Ulema Bahaeddin Veled, because of certain political incidents and the approaching Mongolian invasion could no longer stay in the city. Thus, in the year 1212 or 1213 Sultanü'l - Ulema left Behl with the members of his family and close friends.

His first stop was Nişabur where he met the well known Sufi Feridüddin Attar. There, despite his young age Mevlana was noticed by Feridüddin Attar who showed his appreciation and approval of the young man.

“How could you reach the pearl by only looking at the sea? If you seek the pearl, be a diver: the diver needs several qualities: he must trust his rope and his life to the Friend's hand, he must stop breathing, and he must jump.” Rumi

Sultanü'l - Ulema moved from Nişabur to Baghdat and later took off for Kaaba through Küfe. On his way back from the priglimage he stopped at Damascus and from Damascus he reached Larende (Karaman) passing through Malatya, Erzincan, Sivas, Kayseri and Niğde. They settled in the theological school (medrese) built by Subaşı Emir Musa.

Sultanü'l - Ulema and his family who arrived at Karaman in 1222, stayed there for 7 years. There, Mevlana married Gevher Hatun who was the daughter of Şerefeddin Lala. The marriage gave Mevlana two sons named Sultan Veled and Alaeddin Çelebi. Years later, with Gevher Hatun dead, Mevlana married for a second time with Kerra Hatun, who was a widow with a child. Second marriage also gave him two sons, Muzaferreddin and Emir Alim Çelebi, and a daughter called Melike Hatun.

During those years the greater part of Anatolia was under the reign of the Seljuk State and Konya was the capital. Hence Konya was bestowed with works of art and artists, and scholars were abundant in the city. In short, Seljuk State headed by Alaeddin Keykubad, was enjoying its most spectacular days. Alaeddin Keykubad invited Sultanü'l - Ulema Bahaeddin Veled from Karaman and asked him to settle in Konya.

Bahaeddin Veled accepted the invitation of the Sultan and arrived in Konya on May 3, 1228 with his family and friends. Sultan Alaeddin met them with great ceremony and allocated the Altunapa (İplikçi) Medrese (theological school) to their use.

Sultanü'l - Ulema died in Konya on January 12, 1231. The rose garden of the Seljuk palace was chosen for his grave and he was buried at the same spot the grave stands today at the Mevlevi lodge which is now used as a museum. When Sultanü'l - Ulema passed away, his students and followers gathered around Mevlana, regarding him as the sole heir of his father. In fact Mevlana had become a great scientific and religous scholar and was sermoning at the İplikçi Medrese. His sermons were drawing large crowds.

Mevlana met Şems-i Tebrizi on November 15, 1244. Mevlana found in his character "the existance of absolute maturity" and saw in his face "the spiritual lights of God". However their companionship did not las long as Şems suddenly died. After this death, Mevlana went into long years of seclusion. In later years, Selahaddin Zerkubi and Hüsameddin Çelebi tried to compansate the loss of Şems-i Tebrizi



Mevlana, who summarized his life with the words, "I was raw, cooked and then burned" died on Sunday, December 17,1273. He had willed his burial prayers to be led by Sadrettin Konevi. However, Sadrettin Konevi was completely shattered with the death of Mevlana whom he loved greatly, and fainted at the ceremony. The prayer was then led by Kadı Sıraceddin.

Mevlana believed the day of death to be a day of rebirth. Death would take him to his beloved; that is, the God. With this believe he was referring to the day of death as "Şeb-i Arus" which means wedding day or the bridal night and willed his friends not to cry and wail after him.

Come, come, whoever you are,
Wanderer, worshipper, lover of leaving,
Ours is not a caravan of despair.
Even if you have broken your vows a thousand times
It doesn’t matter
Come, come yet again, come

If you look for more details about his teaching, please visit:

20 Mayıs 2012 Pazar

Deniz Yolu Konşimentosu


Bill of Lading (B/L)

Deniz yolu konşimentosu taşıtanın isteği üzerine gemi işletmecisinin veya onun yetkili acentesi tarafından düzenlenen ve taşıtana verilen, malın yüklendiğini ve belirlenen şekilde taşınıp varış yerinde alıcısına teslim edeceğini taahhüt eden bir belgedir. Ayrıca bu belge ile taşıyan, gönderenden eşyayı teslim aldığını kanıtlar.

Deniz yolu konşimentosunda aşağıdaki bilgiler yer almaktadır:
·         Taşıyıcının ad-soyad ve ticari bilgileri,
·         Kaptan ve gemi hakkındaki tüm bilgileri,
·         Yükletenin ve alıcının ad-soyad ,adres ve ticari ünvanları,
·         Yükleme ve boşaltma limanına ait bilgiler,
·         Malın cinsi,sayısı,ölçüsü,markası,
·         Düzenlenme yeri-tarihi ve nüsha adeti,
·         Genelde 3 orijinal olarak düzenlenir.




KONŞİMENTONUN İŞLEVİ

Bu konşimento üç önemli işlevi yerine getirir
1. Malların taşınmak üzere teslim alındığını gösterir.
2. Yükleten ve taşıyıcı arasında yapılan ve malların gönderilene teslim edileceğini belirten bir navlun sözleşmesidir.
3. Yükletilen malları temsil eden ve mallar üzerindeki mülkiyet hakkını ifade eden bir belgedir.


KONŞİMENTONUN HUKUKİ NİTELİĞİ
      
Öncelikle konşimento; taşıyanın kendisine sevk için gönderilen eşyayı teslim aldığı hususundaki kabul ve tanıma beyanını içeren bir belgedir, Konşimentonun düzenlenmesiyle sefer sonunda yükün teslimine yönelik kişisel bir borç doğmaktadır.
      
Konşimentoda yazılı malların teslimini isteyebilmek için mutlaka konşimentonun ibrazı ve bu hakkın devredilebilmesi için de mutlaka konşimentonun teslim edilmesi gerekir.



DENİZ KONŞİMENTOLARININ TÜRLERİ
Deniz yolu konşimentoları genellikle iki temel grupta incelenmektedir. Bunlar;

1.Devir yönünden konşimento türleri
2.Yükleme durumuna göre denizyolu konşimentoları

KONŞİMENTOLARIN DEVİR YÖNÜNDEN TÜRLERİ

  • Nama yazılı konşimento
  • Emre yazılı konşimento
  • Hamiline yazılı konşimento

Nama Yazılı Konşimento(Straight Bill of Lading)
Nama yazılı konşimentolar, ciro yoluyla devredilmesi mümkün olmayan malın mülkiyet hakkı ile beraber devredilmesi ve teslim edilmesi yoluyla devri mümkün olan konşimento türüdür. Taşınan mallar sadece konşimentoda adı yazılan muhataba teslim edilir ve başkasına ciro yoluyla teslim edilmesi söz konusu değildir.

Emre Yazılı Konşimento(Negotiable Bill of Lading)
Bu tip konşimentolar, konşimento kimin adına düzenlenmiş ise malların kendisine teslimini talep edebilir.

Hamiline Yazılı Konşimentolar(Bearer Bill of Lading)
Bu tür konşimentolar deniz ticaretinde çok nadir kullanılmaktadır. Nedeni oldukça riskli olmasıdır. Hamiline konşimentoyu elinde bulunduran taraf, taşımacı firmadan malların kendisine teslimini talep edebilir. Buda şirket için risk teşkil etmektedir.


YÜKLEME DURUMLARINA GÖRE DENİZ KONŞİMENTOLARI

Teslim Alındı (Tesellüm) Konşimentosu
Taşımak üzere alınan fakat henüz gemiye yüklenmemiş olan mallar için yükletenin talebi ile düzenlenen belgedir. Tesellüm konşimentosuna malların ne zaman ve hangi gemiye yüklenmiş olduğuna dair bir kayıt düşüldüğü taktirde “yükleme konşimentosu” niteliği alır ve onun yerine geçer. Kısacası tesellüm konşimentosu, taşınmak üzere teslim alınan ve henüz geminin bordasına konulmamış tük için düzenlenen bir belgedir. Yükün taşıyanın zilyetliğine geçmesi gerekir. Malın yüklemeden önce kaybolması ve hiç yükletilmemesi olasılığı da bulunmaktadır. Bundan dolayı tesellüm konşimentosunda malların alım-satım ve akreditif işlemleri risklidir.

Yükleme Konşimentosu (TERCİH EDİLEN)
Yükün gemiye yüklenmesini izleyen süreçte düzenlenen konşimentodur. Yükün gemiye yüklendiği zaman taşımacı firma ya da onun acentesi tarafından düzenlenir.Yükün gemiye alınması üzerine yükletenin talebiyle, yükün alındığı sırada daha önceden verilmiş olan geçici makbuz veya tesellüm konşimentosunun geri verilmesi karşılığında düzenlenen bir belgedir.Aynı zamanda kaç örnek düzenlendiğinin de konşimento üzerinde gösterilmesi zorunludur. Konşimento, taşıyanın tek taraflı yazılı beyanı olmakla ve imzasını içermekle beraber yükleten, taşıyanın talebi üzerine konşimentonun kendisi tarafından imzalanmış bir örneğini taşıyana vermek zorundadır.


ÖZELLİKLİ DENİZ KONŞİMENTOLARI

Temiz Konşimento (Clean Bill of Lading) (TERCİH EDİLEN)
Mallarda veya ambalajlarında dış görünüş itibariyle gözle görülür bir hasar (kusur,yırtık,kırık,bozuk,çatlak vb.)olduğunu açıkça gösteren ek bir ibare ya da kayıt taşımayan konşimentolara denir.


Kirli Konşimento (Dirty Bill of Lading)
Taşıyıcı, mallarda veya ambalajlarında dış görünüş itibariyle gözle görülür bir hasar (kusur,yırtık,kırık,bozuk,çatlak vb.)tespit edildiği taktirde, bu durumu düzenleyeceği konşimentonun üzerine yazar. Böylece konşimentoya “kirli konşimento” denir.


DENİZ YOLU KONŞİMENTOSUNUN DÜZENLENMESİ

Taşıyan tarafından yükletenin isteği üzerine ve yükletenin isteği kadar örnek halinde düzenlenir. Yükletenin isteği halinde bu, taşıyan için bir zorunluluktur. Talebin bulunmaması halinde konşimento düzenlenmesi zorunluluğu yoktur. Konşimentonun düzenlenmesi için yükün teslim edilmiş veya yüklenmiş olması şarttır. Konşimentoyu düzenlemeye yetkili ve yükümlü olan kişi taşıyandır. Kaptan veya donatanın bu hususta yetkili kılacağı herhangi bir temsilcide, konşimento düzenliyebilir.
     

KONŞİMENTONUN DÜZENLENEN NÜSHALARININ SAYISI

Tesellüm konşimentosunun iadesi mukabilinde yükletenin istediği kadar nüshada “yükleme konşimentosu” düzenler. Konşimentoların bütün nüshalarının aynı metinde olması ve her birinde kaç nüsha olarak tanzim edildiğinin gösterilmesi şarttır.

Konşimentolar birden fazla orijinal nüshalı olarak düzenlenebilir. Bunun amacı birinin yitirilmesi halinde diğerinin kullanılması imkanına sahip olmaktır. Yükletenin isteğine göre düzenlenen orijinal ve suret adetleri konşimentolarda kayıtlıdır. Düzenlenen tüm nüshalara tam takım (full set) denir. Konşimentonun kaç nüsha olarak düzenlendiğini göstermeyen nüshalar, ayrı ve bağımsız birer konşimento özelliği kazanır.



TAŞIMA BELGESİ HANGİ BİLGİLERİ İÇERİR?
·         Consigne(alıcı) adresi aynı formda gösterilir,
·         Alıcının elleçleme işlemlerini yapan acentesinin adresi bu kolonda gösterilir,
·         Taşıyıcının sorumluluğunun başladığı yer belirtilir,
·         Malları taşıyan araç belirtilir,
·         Araca yüklemenin yapıldığı yer belirtilir,
·         Boşaltmanın yapılacağı liman belirtilir,
·         Nihai varış yeri yazılır,
·         İkinci bir araç söz konusu ise buraya yazılır,
·         İkinci araçta malların indirileceği liman belirtilir,
·         Varsa iki aracın son varış noktası yazılır,
·         İşaret ve numaralar belirtilmelidir,
·         Gümrük kapısında kullanılan mühür numarası yazılır.



4 Mayıs 2012 Cuma

Mermer


Mermer bilimsel olarak Kalsiyum karbonat ihtiva eden kristal kaya olarak tanımlanır. Mermere kıymet kazandıran özelliği mimari yapılara güzellik kazandıracak şekilde kullanılmasıdır. Mermer, parlatıldığı zaman çok süslü görüntüler verir. Tarih boyunca önemli mimari eserlerde mermer kullanılmıştır. Örnekler:

Efes Antik Kenti

 Tac Mahal

Bursa Yeşil Cami

Kireçtaşı ve benzerlerinin yüksek ısı ve basınç altında yeniden kristal yapısının değişmesi ile mermer meydana gelir.



Mermer, % 56 kalsiyum oksit (CaO) ve % 44 karbondioksit (CO 2 ) ihtiva eder.

Mermerin çeşitli renkler alması az miktarda demir veya diğer metal oksitlerin, bileşimde yer almasındandır. Mermere renk veren mineraller arasında talk, mika, grafit, demir oksitler, pirit ve kuartz sayılabilir. Silikat mineralleri bol miktarda mevcut olduğunda mermerler birçok değişik renkler alırlar. Mesela piroksenler ve amfiboller yeşil; grena ve vezüviyanit kahverengi; epidot, kontrodit ve sfen sarı rengi kazandırırlar. Siyah ve gri mermerler ince grafit tabakalarının mevcudiyeti ile teşekkül eder.

İlim adamlarına göre mermer, paleozoik jeolojik zamanda meydana gelmiştir. Mermer yer kabuğunda bazen kilometrelerce derinlere kadar uzanabilir. Karalarda bol miktarda bulunur. Fransa, İtalya, Belçika, İspanya mermer yönünden zengindir. Uruguay renkli mermerleri ile meşhurdur. En kaliteli mermerler Hindistan, Afrika ve Amerika’nın Vermont bölgesinde çıkarılmaktadır.

Mermerin topraktan çıkarılması, teknik imkânlarla arttırılmaktadır. Delme ve kesme makinaları, kaldırma ve taşıma araçları ile kabaca topraktan çıkarılan mermer taşları sonra atölyelerde özel testerelerle, planyalarla, tornalarla işlenir.

İnce sanat işleri el ile yapılır.

Mermerler esas olarak yapılarda, iç dekorasyonda, heykelcilikte, masa-sehpa üstünde ve çeşitli süs eşyalarının yapımında kullanılır. Günümüzde mermer küvet, lavabo, mutfak tezgâhı gibi mermer mamulü bina aksesuarları gittikçe yaygınlaşmaktadır. Mermerin sert yapısı merdiven ve zemin döşemelerindeki kullanımını da arttırmaktadır. Heykelcilikte ise mermerin ışığı iletme özelliği ehemmiyet taşır.

Açıkta kullanılan mermerin yarıksız, gözeneksiz olması gerekir. Aksi takdirde mermere sızan su hem renginin bozulmasına hem de ilerde dağılmasına sebebiyet verebilmektedir.

Mermer imalatında artan kırık parçalar da yol, sun’i taş, dolgu maddesi olarak kullanılır.

Yapılan hesap ve tahminlere göre, dünyada yıllık mermer üretimi 550.000 ila 650.000 m3 civarındadır (1993).

Dünyada belli başlı mermer üreten ülkeler: İtalya, ABD, Fransa, Portekiz, Batı Almanya, Türkiye, Belçika, İsviçre, Yugoslavya, Yunanistan, Avusturya ve İspanya’dır. Bu ülkelerin içerisinde en güzel mermer İtalya’da çıkmaktadır.

İtalya’daki Carrara ocağından çıkan kar gibi beyaz mermerler, dünyaca meşhurdur.

Diğer dünya ülkelerinin mermer üretimi veya mermer üretimine katkıları yok denecek kadar azdır.

Türkiye’de bilinen belli başlı mermer yatakları: Marmara Adası, Ankara, Afyon-İscehisar, Sivrihisar, Haymana, Sakarya-Harmantepe ve Akyazı, Dokurcum, Yalova, Bandırma-Kayacık, Muğla-Hamursuztaşı, Akhisar, Kırşehir-Temirli, Maraş, Göksun, Bursa-Orhaneli Bursa-Gemlik, Gebze, Kutluca, Hotan, İskenderun, Yayladağ, Konya-Bozkır, Milas-Güllük ve Adana-Toroslar.

Yapılan tetkiklere göre yurdumuzda en büyük mermer rezervleri Afyon (yaklaşık 276 milyon m3) ve Marmara (yaklaşık 400 milyon m3) mermer yataklarındadır.

MTA raporlarına göre Türkiye 5 milyar m³ mermer rezervi (görünür + muhtemel + mümkün) ile dünya mermer potansiyelinin %40’ına sahiptir. Toplam rezervi 13,9 milyar ton (yaklaşık 5,1 milyar m³) olan Türkiye’nin, 1,6 milyar ton civarındaki görünür rezervi, bugünkü temposuyla, dünya tüketimini 80 yıl karşılayabilecek düzeydedir. Ülkemizde 80′in üzerinde değişik yapıda, 120′nin üzerinde değişik renk ve desende mermer rezervi belirlenmiştir.

Antalya Mermer Ocağı

Uluslararası piyasalarda en tanınmış mermer çeşitleri, Süpren, Elazığ Vişne, Akşehir Siyah, Manyas Beyaz, Bilecik Bej, Kaplan Postu, Denizli Traverten, Ege Bordo, Milas Leylak, Gemlik Diyabaz ve Afyon Şeker’dir.

Sektörde yaklaşık 800 ocak, 1500 fabrika ve 7000 civarında atölye faaliyet göstermektedir. Ocakların %90′ı Ege ve Marmara Bölgesinde yoğunlaşmıştır. Mevcut ocakların %27’si Balıkesir, %24′ü Afyonkarahisar, %12’si Bilecik, %8′i Denizli, %6’sı Muğla ve % 4′ü de Eskişehir İllerinde yer almaktadır. Bu bölgelerdeki üretim tüm üretimin %65′ini oluşturmaktadır.

Kaynak: Wikipedia ve mermer.nedir.com

Anadolu Türk Beylikleri

Karamanoğulları, Konya Karaman çevresi, Osmanlı ile en fazla mücadele eden beylik.
Germiyanoğulları, Kütahya çevresi
Aydınoğulları, Aydın, İzmir çevresinde
Karesioğulları, Balıkesir, Çanakkale çevresinde
Saruhanoğulları, Manisa ve çevresinde
Candaroğulları, Kastamonu ve Sinop çevresinde
Menteşeoğulları, Muğla ve çevresinde
Hamitoğulları, Eğridir ve Antalya çevresinde
Eşrefoğulları, Beyşehir çevresinde
Sahipataoğulları, Afyon çevresinde
İnançoğulları, Denizli ve çevresinde
Eretna Beyliği, Sivas merkezli Orta Anadolu
Kadı Burhaneddin Beyliği , Eretna Beyliği yerine kurulmuştur
Dulkadiroğulları, Elbistan çevresinde
Ramazanoğulları, Adana çevresinde
*Osmanoğulları, Söğüt, Domaniç çevresinde

3 Mayıs 2012 Perşembe

Orta Asya Türk Devletlerine Ait Terimler


OguşAile
UrugSoy
Bod Boy
BodunBoylar Birliği
İl Devlet

Otag Hükümdar çadırı
ÖrginTaht
TuğSancak
Toy  - Devlet Meclisi
Kurultay / Kengeş Meclis

BuyrukBakan
İç Buyruk Saray işleriyle ilgili Bakan
AgılıgHazine Görevlisi
TangaçDamgacı
TudunVali
Subaşı Ordu Komutanı

Şanyu / Kağan / Han / Hakan / İdikut Hükümdarlık ünvanları

Şad Hükümdarın büyük oğlu
Hatun Hükümdar eşi
TarkanSaray görevlisi
TekinHükümdarın erkek çocukları
Bitigci Katip
Yargucı Tercüman, Elçi, Yargıç

Eski Türklerde Dil ve Edebiyat


Türkçe dünyanın en eski ve en köklü dillerinden birisidir. Ural-Altay dil ailesine mensuptur. Önce sözlü olarak gelişmiş sonra yazıya geçilmiştir.

Orhun Alfabesi, Göktürkler tarafından oluşturulmuş. 38 harften meydana gelmiştir.

Uygur Alfabesi, Uygurlar tarafından oluşturulmuş. 18 harften meydana gelmiştir.

Sözlü edebiyat ürünleri, Sagu (ölü arkasından ağıt), Sav(atasözlerine benzeyen felsefi sözler)Koşuk (avlarda, savaşlarda, ziyafetlerde söylenen şiirler) ve Destanlardır.

Oğuz Kağan Destanı
Hunlara Ait
Alper Tunga Destanı ve Şu Destanı
İskitler (sakalar)
Ergenekon ve Bozkurt Destanı
Göktürkler
Türeyiş ve Göç Destanı
Uygurlar
Manas Destanı
Kırgızlar