16 Ağustos 2014 Cumartesi

Hayvan Çiftliği

Animal Farm
George Orwell



Bir Peri Masalı

Bu yazımda George Orwell in çok bilinen eseri Hayvan Çiftliği hakkında bilgi vermek istiyorum.

İngiliz asıllı George Orwell, Hindistan’da doğmuş ve Burma’da gençliğini geçirmiş ve burada polis memuru olarak belki de yazdığı eserlerin temelini oluşturan asıl birikimleri bu dönemde elde etmiştir.

Daha sonraları Fransa’da bulunmuş. İspanya iç savaşı sırasında Franco’ya karşı savaşan gönüllülere katılmıştır.

Hayvan Çiftliği adlı eserinde yazar özellikle İspanya’da kendi gözleriyle tanık olduğu "ihanete uğramış devrim"den çok etkilenmiştir. Fakat bu eseri yalnızca bu olay üzerinden değerlendirmek uygun olmayacaktır. Çünkü söz konusu eser her toplumu ve her çağı ilgilendiren bir meseleyi incelemektedir. Yalnızca Franco, Hitler, Stalin gibi kişileri değil, bu despotları yaratan insanlardaki zihniyeti yermektedir.

Hayvan Çiftliği bir devrimin trajedisidir.

Zalim sahiplerine karşı ayaklanan Çiftlik Hayvanlarının hikayesidir.

Karakterler:
Koca Reis; hikayenin başında tüm hayvanları toplayarak onlara mutluluk ve barış dolu bir dünya vaat eder.
Snowball; Devrim sonrasında aklı selim tarafı temsil eder. Napolyon gücü ele geçirdikten sonra kendisini çiftlikten kovar.
Napolyon; Devrim gerçekleştikten sonra gücü ele geçiren domuzdur. Köpekleri eğitir. İnsanlarınkinden daha despot baskıcı bir yönetim kurar.
Bay Jones: Çiftliğin insan sahibi
Moses; Kuzgun (hayvanları hitabetiyle etkileyen biri)

Hikayenin başında Koca Reis'in temel ilkeleriyle (7 Emir) başlayan devrimin gidişatını detaylı olarak anlatan bu hikayede dünyanın neredeyse tüm çağlarında ve yönetimlerinde görülen, zamanla gerçekleşen yozlaşmayı görebilmek mümkündür.  Domuzların devrimin çıkışında yer alan tüm eleştirileri neredeyse daha fazlasıyla yaptığı bir duruma dönüşüm söz konusudur.

Kitabın sonunda geçen diğer hayvanların pencereden domuzlar ve insanların birlikte oturduğu masayı gözlemleri sırasında ifade ettikleri, belki de dünyanın hiçbir zaman değişmeyecek bir gerçeğini ortaya koyar. Domuzların öncülüğündeki gerçekleşen bu devrim de zamanla her ne kadar görünümü değişse de aslında süregelen ve hiçbir zaman değişmeyen bir sistemin devamı olduğu görülmektedir.

“Dışardaki hayvanlar bir domuzların yüzlerine, bir insanların yüzlerine bakıyorlardı. Fakat, onların artık birbirine ayırt edilemeyecek kadar benzediklerine şaşırmışlardı.”


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder