16 Aralık 2011 Cuma

Devletin Kökeni Hakkındaki Teoriler

Aile Teorisi
Bu teoriye göre devlet, ailenin zamanla büyümesi ve aynı kandan gelen ailelerin birleşmesiyle
meydana gelmiştir.
Aile --> gens (genis aile, sülale) --> trübü (boy, kabile, asiretler) --> Devlet

Biyolojik Teori (Organizmacı Teori)
Bu teoriye göre devlet tabii ve biyolojik kanunlara göre, diğer canlı yaratıklar gibi
kendiliğinden meydana gelen, büyüyen, gelisen ve zamanla yok olan bir organizmadır. Đnsan
vücudunun organ ve fonksiyonlarına tekabül eden organ ve fonksiyonlar aynen devlette de
vardır. Örneğin; insandaki beslenme devletteki üretimdir. Đnsan vücudundaki dolasan kanın
devletteki karsılığı mal ve esya dolasımıdır.

Kuvvet ve Mücadele Teorisi
Bu teoriye göre devlet güçlüler ile zayıflar arasındaki mücadeleden doğmuştur. Devlet,
güçlülerin zayıflar üzerinde zorla kurdukları bir baskı teşkilatıdır. Bu teşkilat sayesinde,
güçlüler zayıfları sömürmeye devam etmektedir. Hukuk da, bu baskı ve sömürgeye çanak
tutmaktadır.

Ekonomik Teori: Marksizm
Bu teoriye göre devlet, ekonomik olayların sosyal ve siyasi olaylara hâkim olmaları sonucu
meydana gelmiştir. Ekonomik teorinin en önemli savunucusu Karl Marx’tır. Marksist teori,
“üst yapı” ve “alt yapı” kurumları arasında ayrım yapar. Üst yapıyı alt yapı belirler. Alt
yapıda “üretim biçimleri” bulunur. Devlet ise bir “üst yapı” kurumudur. O halde devlet,
üretim biçimleri tarafından belirlenmektedir.

Devletin Kaynağını İnsan Aklına ve İradesine Dayandıran Teori:
Sosyal Sözleşme Teorisi
Bu teori, Thomas Hobbes, John Locke, Jean-Jacques Rousseau tarafından savunulmustur. Bu
yazarlara göre, insanlar devletin oluşmasından önce “tabiat hali” denilen bir dönemde
yasıyorlardı. Bu dönemde bir sey oldu, insanlar bu dönemden çıkmaya kendi akıl ve
iradeleriyle karar verdiler. İnsanlar bu dönemden sonra kendi aralarında bir sözleşme yaptılar.
Bu sözleşmeye “sosyal sözleşme” denir. İşte devletin temelinde bu sözleşme yatar.

a) Thomas Hobbes
Ünlü İngiliz düşünürü Thomas Hobbes, devletin oluşmasından önceki dönemde, yani doğal
yaşam döneminde, kavga, savaş, didişme vardı. Bu dönemde insan insanın kurdu (düşmanı) idi. Bu dönemde herkesin herkesle savaşı vardı. Böyle bir dönemde ilerleme olmuyordu. Bu
kargaşadan bıkan insanlar, düzeni ve barışı sağlamak için kendi aralarında anlaştılar ve bir
sözleşme yaptılar. Bu sözleşmeyle kendi özgürlüklerini Leviathan’a (Devlet) devrettiler. İşte
Hobbes’a göre devlet, doğal yaşam halinde bulunan insanların düzen sağlamak için kendi
aralarında yaptıkları bu “sosyal sözleşme” den doğmuştur. Leviathan’ın tek görevi düzen
sağlamaktır. Dolayısıyla Hobbes’un devlet anlayışı özgürlükçü değil, otoriterdir.

b) John Locke
İngiliz düşünürü John Locke’a göre de devletin ortaya çıkmasından önceki dönemde, insanlar
arasında barış ve özgürlük vardı. İnsanlar mutlu bir yaşam sürüyorlardı. Bununla birlikte,
doğal yaşam döneminde suçluların cezalandırılmasında sorun ortaya çıkıyordu. Kural olarak
suç işleyeni cezalandıracak herhangi bir kurum yoktu. İşte bu sakıncayı ortadan kaldırmak
için insanlar kendi aralarında bir sözleşme yaparak sahip oldukları cezalandırma haklarından
vazgeçtiler. Bu anlaşmayla insanlar tabii toplum halinden siyasi toplum haline geçtiler. İşte,
devletin kaynağında insanların cezalandırma haklarının devri konusunda yaptıkları bu
sözleşme yatmaktadır.

c) Jean-Jacques Rousseau
Cenevre vatandaşı ünlü filozof Jean - Jacques Rousseau’ya göre de, doğal yaşamda insanlar
arasında eşitlik, barış ve mutluluk vardı. Ancak bu dönemde insanlar artan ihtiyaçlarını
karşılamak için çalışmaya başladılar. Tarım topraklarının ve madenlerin işlenmesi özel
mülkiyeti doğurdu. Özel mülkiyetin ortaya çıkmasıyla, insanlar arasındaki eşitlik bozuldu.
Eşitliğin bozulmasıyla de insanların arasındaki barış ve mutluluğun yerini kavga ve didişme
aldı. Bu kargaşaya bir son vermek, güven duygusunu yeniden tesis etmek için bir araya gelip
bir “sosyal sözleşme” yapmışlardır; bu sözleşmeyle birleşerek sosyal bir heyet, kendi
kişiliklerinin dışında kolektif bir varlık meydana getirmişlerdir. İşte bu varlık devlettir.
Rousseau, bu sosyal sözleşmeyle oluşan iradeye de “genel irade” diyor.

Devletin Kökenini hakkında Teoriler Konusunda Değerlendirme
Bu teorilerin hepsinin eleştirilebilecek birçok yönünün olduğunu ve gerçeklerle uyuşmadığını
söyleyebiliriz. Bununla birlikte bu teorilerden hepsi devlet kökeni sorununun bir yönüne ışık tutmaktadır. O nedenle, bu teorilerin bilinmesinde devlet olgusunu anlayabilmek bakımından
yarar bulunmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder