Normatif demokrasi teorisi, demokrasiyi sözlük anlamından hareketle tanımlar. Demokrasi
eski Yunanca “halk” anlamına gelen demos ve “yönetmek” anlamına gelen kratein
sözcüklerinin birleşmesiyle oluşmuştur ve bu anlamıyla halkın yönetimi demektir. Demokrasi
sadece “halk tarafından yönetim” olarak değil, “halk için yönetim” olarak da tanımlanmalıdır.
O halde bu anlamda demokrasi Abraham Lincoln’ün meşhur ifadesiyle "halkın halk tarafından halk için yönetimi" olarak tanımlanabilir. Normatif anlamda demokrasi, bir ideali bir olması gerekeni yansıtır.
B. Ampirik Demokrasi Teorileri
Ampirik demokrasi teorisi ise, ideal anlamda demokrasiyi değil, “bu ideale kabataslak
yaklaşan… gerçek demokrasiler” i esas alır. Demokrasinin tanımı konusunda “olması
gerekene” değil “olana” bakar. Nispeten çokça bir yurttaş grubunun uzun bir zaman boyunca arzularına cevap verebilen rejimlerin ortak özellikleri şunlardır;
1. Etkin Siyasal Makamlar Seçimle İş Başına Gelmektedir.
2. Seçimler Düzenli Aralıklarla Tekrarlanmalıdır.
3. Seçimler Serbest Olmalıdır.
4. Birden Çok siyasal Parti Var Olmalıdır.
5. Muhalefetin İktidar Olma Şansı Mevcut Olmalıdır.
6. Temel Kamu Hakları Tanınmış ve Güvence Altına Alınmış Olmalıdır.
Egemenliğin Kullanılması Bakımından Demokrasi Tipleri
Egemenliğin kullanılması bakımından demokrasinin üç ayrı uygulama biçimi vardır:
A. Doğrudan Demokrasi
Doğrudan hükümet de denilen “doğrudan demokrasi” halkın egemenliğini bizzat ve doğrudan doğruya kullandığı demokrasi tipidir. Doğrudan demokraside devlet için gerekli olan bütün kararlar, yurttaşlar topluluğu tarafından aracısız ve temsilcisiz olarak bizzat alınırlar.
Pratik İmkânsızlık: Doğrudan demokrasi, demokrasi idealine an yakın olan sistemdir. Ne
var ki, günümüzde pratik güçlükler nedeniyle uygulanması imkânsızdır. Milyonlarca kişiden
oluşmuş bir devletin halkını bir meydanda toplamak mümkün değildir. O nedenle doğrudan
demokrasi bugün için tarihsel ve hayalî bir değere sahiptir.
B. Temsili Demokrasi
Temsili hükümet “temsili demokrasi” halkın egemenliğimi kendi seçtiği temsilcileri
aracılığıyla kullandığı demokrasi tipidir. Diğer bir ifadeyle temsili demokraside, “temsilci”
denen kişileri halk seçmekte ve bu kişiler ise egemenliği kendi adlarına değil, halk adına
kullanmaktadır.
Emredici Vekâlet Teorisi
Temsili hükümet sistemlerinde ilk zamanlarda, seçmenler ilk temsilcileri arasındaki ilişkinin
emredici nitelikte bir vekâlet ilişkisi olduğu görüşü ileri sürülmüştür. Buna “emredici vekâlet
teorisi” denir.
Emredici Vekâletin Başlıca Özellikleri
1) Seçmenler milletvekillerine emir ve talimat verebilirler.
2) Seçmenle istedikleri zaman seçtikleri milletvekillerini görevden alabilirler.
3) Milletvekili de seçmenlerine karşı hesap vermekle yükümlüdür.
4) Milletvekillerinin maaşları, genel bütçeden değil, kendisini seçen seçim çevresinin
seçmenleri tarafından ödenir.
Temsili Vekâlet Teorisi
Temsili vekâlet teorisine göre millet ile milletvekilleri arasındaki ilişki temelde bir vekâlet
ilişkisidir. Ancak bu vekâlet, siyasal nitelikte bir vekâlettir ve özel hukuktaki vekâletten
birçok bakımdan farklıdır. Temsili vekâletin başlıca özellikleri şunlardır:
1) Milletvekili seçildiği seçim çevresini değil, bütün milleti temsil eder.
2) Temsili vekâlet teorisine göre, egemenliğin kullanılması konusunda ki, vekâlet, millet
tarafından milletvekillerine tek tek değil, bir bütün olarak verilmiştir.
3) Temsili vekâlet teorisine göre, millet ile milletvekilleri arasındaki vekâlet ilişkisi
emredici nitelikte değildir. Buna “emredici vekâlet yasağı” denir. Yani seçmenler
milletvekillerine emir ve talimat veremez.
4) Temsili vekâlet teorisine göre, milletvekilleri kendisini seçen seçmenler tarafından
görevden alınamazlar Buna “azil yasağı” denir.
C. Yarı – Doğrudan Demokrasi
Yarı doğrudan hükümet de denilen “yarı doğrudan demokrasi”, egemenliğin kullanılmasının
halk ile temsilciler arasında paylaştırıldığı demokrasi tipidir. Yarı – doğrudan demokrasi,
temsili demokrasi ile doğrudan demokrasinin birleşimidir.
Yarı – Doğrudan Demokrasinin Araçları;
1. Referandum
En kısa tanımıyla, parlamento tarafından kabul edilen veya edilecek olan bir kanun metninin
halkın onayına sunulmasıdır.
2. Halk Vetosu
Parlamento tarafından usulüne uygun olarak kabul edilen kanunun halkın inisiyatifiyle
düzenlenen bir referandum neticesinde reddedilerek yürürlüğe girmesinin engellenmesidir.
3. Halk Teşebbüsü
Referandum ve halk vetosu istenmeyen kanunun engelleyebilir; ama halkın istediği kanunun
çıkmasını sağlayamaz. İşte halkın istediği, ama parlamentonun çıkarmaya yanaşmadığı
kanunun çıkarılmasını sağlayıcı yarı doğrudan demokrasi aracı “halk teşebbüsü” dür. Halk teşebbüsü usulünde, belli sayıda seçmen kendi aralarında imza toplayarak belli bir konuda
kanun yapılmasını isterler.
4. Temsilcilerin Azli
Halkın çalışmasından memnun kalmadığı temsilcilerini görevden almasına imkân veren bir
usuldür. Temsilcilerin azli usulünün “bireysel” ve “kolektif” olmak üzere iki değişik şekli
vardır. Bireysel azil usulü Amerika Birleşik Devletlerini bazı eyaletlerinde, kolektif azil usulü
İsviçre’nin bazı kantonlarında uygulanmaktadır
B. Ampirik Demokrasi Teorileri
Ampirik demokrasi teorisi ise, ideal anlamda demokrasiyi değil, “bu ideale kabataslak
yaklaşan… gerçek demokrasiler” i esas alır. Demokrasinin tanımı konusunda “olması
gerekene” değil “olana” bakar. Nispeten çokça bir yurttaş grubunun uzun bir zaman boyunca arzularına cevap verebilen rejimlerin ortak özellikleri şunlardır;
1. Etkin Siyasal Makamlar Seçimle İş Başına Gelmektedir.
2. Seçimler Düzenli Aralıklarla Tekrarlanmalıdır.
3. Seçimler Serbest Olmalıdır.
4. Birden Çok siyasal Parti Var Olmalıdır.
5. Muhalefetin İktidar Olma Şansı Mevcut Olmalıdır.
6. Temel Kamu Hakları Tanınmış ve Güvence Altına Alınmış Olmalıdır.
Egemenliğin Kullanılması Bakımından Demokrasi Tipleri
Egemenliğin kullanılması bakımından demokrasinin üç ayrı uygulama biçimi vardır:
A. Doğrudan Demokrasi
Doğrudan hükümet de denilen “doğrudan demokrasi” halkın egemenliğini bizzat ve doğrudan doğruya kullandığı demokrasi tipidir. Doğrudan demokraside devlet için gerekli olan bütün kararlar, yurttaşlar topluluğu tarafından aracısız ve temsilcisiz olarak bizzat alınırlar.
Pratik İmkânsızlık: Doğrudan demokrasi, demokrasi idealine an yakın olan sistemdir. Ne
var ki, günümüzde pratik güçlükler nedeniyle uygulanması imkânsızdır. Milyonlarca kişiden
oluşmuş bir devletin halkını bir meydanda toplamak mümkün değildir. O nedenle doğrudan
demokrasi bugün için tarihsel ve hayalî bir değere sahiptir.
B. Temsili Demokrasi
Temsili hükümet “temsili demokrasi” halkın egemenliğimi kendi seçtiği temsilcileri
aracılığıyla kullandığı demokrasi tipidir. Diğer bir ifadeyle temsili demokraside, “temsilci”
denen kişileri halk seçmekte ve bu kişiler ise egemenliği kendi adlarına değil, halk adına
kullanmaktadır.
Emredici Vekâlet Teorisi
Temsili hükümet sistemlerinde ilk zamanlarda, seçmenler ilk temsilcileri arasındaki ilişkinin
emredici nitelikte bir vekâlet ilişkisi olduğu görüşü ileri sürülmüştür. Buna “emredici vekâlet
teorisi” denir.
Emredici Vekâletin Başlıca Özellikleri
1) Seçmenler milletvekillerine emir ve talimat verebilirler.
2) Seçmenle istedikleri zaman seçtikleri milletvekillerini görevden alabilirler.
3) Milletvekili de seçmenlerine karşı hesap vermekle yükümlüdür.
4) Milletvekillerinin maaşları, genel bütçeden değil, kendisini seçen seçim çevresinin
seçmenleri tarafından ödenir.
Temsili Vekâlet Teorisi
Temsili vekâlet teorisine göre millet ile milletvekilleri arasındaki ilişki temelde bir vekâlet
ilişkisidir. Ancak bu vekâlet, siyasal nitelikte bir vekâlettir ve özel hukuktaki vekâletten
birçok bakımdan farklıdır. Temsili vekâletin başlıca özellikleri şunlardır:
1) Milletvekili seçildiği seçim çevresini değil, bütün milleti temsil eder.
2) Temsili vekâlet teorisine göre, egemenliğin kullanılması konusunda ki, vekâlet, millet
tarafından milletvekillerine tek tek değil, bir bütün olarak verilmiştir.
3) Temsili vekâlet teorisine göre, millet ile milletvekilleri arasındaki vekâlet ilişkisi
emredici nitelikte değildir. Buna “emredici vekâlet yasağı” denir. Yani seçmenler
milletvekillerine emir ve talimat veremez.
4) Temsili vekâlet teorisine göre, milletvekilleri kendisini seçen seçmenler tarafından
görevden alınamazlar Buna “azil yasağı” denir.
C. Yarı – Doğrudan Demokrasi
Yarı doğrudan hükümet de denilen “yarı doğrudan demokrasi”, egemenliğin kullanılmasının
halk ile temsilciler arasında paylaştırıldığı demokrasi tipidir. Yarı – doğrudan demokrasi,
temsili demokrasi ile doğrudan demokrasinin birleşimidir.
Yarı – Doğrudan Demokrasinin Araçları;
1. Referandum
En kısa tanımıyla, parlamento tarafından kabul edilen veya edilecek olan bir kanun metninin
halkın onayına sunulmasıdır.
2. Halk Vetosu
Parlamento tarafından usulüne uygun olarak kabul edilen kanunun halkın inisiyatifiyle
düzenlenen bir referandum neticesinde reddedilerek yürürlüğe girmesinin engellenmesidir.
3. Halk Teşebbüsü
Referandum ve halk vetosu istenmeyen kanunun engelleyebilir; ama halkın istediği kanunun
çıkmasını sağlayamaz. İşte halkın istediği, ama parlamentonun çıkarmaya yanaşmadığı
kanunun çıkarılmasını sağlayıcı yarı doğrudan demokrasi aracı “halk teşebbüsü” dür. Halk teşebbüsü usulünde, belli sayıda seçmen kendi aralarında imza toplayarak belli bir konuda
kanun yapılmasını isterler.
4. Temsilcilerin Azli
Halkın çalışmasından memnun kalmadığı temsilcilerini görevden almasına imkân veren bir
usuldür. Temsilcilerin azli usulünün “bireysel” ve “kolektif” olmak üzere iki değişik şekli
vardır. Bireysel azil usulü Amerika Birleşik Devletlerini bazı eyaletlerinde, kolektif azil usulü
İsviçre’nin bazı kantonlarında uygulanmaktadır
Çok teşekkürler çok faydalı oldu
YanıtlaSil