ithalat fonksiyonu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ithalat fonksiyonu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Şubat 2011 Çarşamba

Otomatik Gelir Denkleşme Mekanizması

Önceki milli gelir hakkındaki yazılarımızda, eğer incelerseniz, dış ticaret bilânçosundaki bir açık veya fazlanın otomatik olarak milli gelirde değişmeler yaratacağını, ayrıca milli gelirdeki değişmelerinde ithalat fonksiyonu ve diğer yollarla dış dengesizliği giderici bir etkiye sebep olacağını görmüştük.

Dış dengedeki bozulmanın milli gelir değişmeleri yoluyla dış dengeyi sağlayıcı etkide bulunmasına “otomatik gelir denkleşme mekanizması” denilmektedir. Gelir denkleşmesi mekanizmasının kendiliğinden işleyiş aşamaları aşağıdaki resimde betimsel olarak gösterilmiştir.


Açıklamalarımız detaylandırmak amacıyla öncelikle dış ticaret açığı durumunu ele alalım ve bu kapsamda inceleyelim.

Örneğin, *ithalattaki bir artış veya ihracattaki bir azalma nedeniyle oluşan dış ödeme açığı önce ilgili kesimlerde, yani ihracat ve ithalata rakip sektörlerde, talebi ve üretimi azaltıcı bir etkide bulunacaktır. Bu daralma neticesinde ikinci aşamada çarpan mekanizması etkisiyle toplam milli gelir düşecektir. (ithalattaki artışa bağlı milli gelir değişimi için çarpan katsayısı açıklaması için tıklayınız)

İthalat milli gelire bağlı bir ekonomik işlem olduğundan dolayı milli gelirdeki düşme, bir yandan marjinal ithalat eğilimine göre ithalat hacmini daraltırken, diğer yandan marjinal tüketim eğilimine bağlı olarak halkın yurtiçi mal tüketimini azaltacaktır. Bu durum ihracatın açısından genişletici bir etki doğurmaktadır. Sonuç olarak, milli gelirdeki daralma sonucu ithalatta görülen azalma ve ihracattaki genişlemenin etkisiyle başlangıçta oluşan dış açığın giderilmesi mümkün olmaktadır.

Milli gelirdeki daralmanın bir başka nedeni de, fiyat artışlarının yavaşlaması olabilmektedir. Keynes modeline göre, modern toplumlarda fiyatların mutlak olarak düşmesini bekleme gerçekçi değildir. Bununla birlikte, toplam harcamalardaki daralma fiyat artış hızını yavaşlatabilmektedir.

Söylenmesi lazım gelir ki, işsizliğin yaygınlaştığı ve satışların düştüğü bir ortamda işçilerin ücret artışı isteklerini ve üreticilerinde buna bağlı olarak fiyat artışlarını dile getirmemeleri doğaldır. Çünkü, birbirini etkileyen bu durum, ücretlerin az olması demek üreticinin hitap ettiği insanların alım gücünün de az olması anlamına gelmektedir.

Göreceli fiyat artışlarının yavaşlamasının ortaya çıkardığı etki ise, ulusal paranın dış değerinin düşmesi gibidir. Yani, ülkenin ihraç malları yabancılar için ucuz olmaktadır. İthal mallar ise yerli halk için pahalı görülmektedir. Bu durum milli gelirdeki daralmanın bir diğer sonucu olarak, ithalattaki azalmayı ve ihracattaki genişlemeyi getirmektedir. Dolayısıyla dış dengeye ulaşılması yolunda ek destek sağlanmaktadır.

Bir dış ödeme fazlası durumunda ise, üstteki anlattığımı mekanizma tersi yönde işlemektedir. Yani, ihracattaki artma ve ithalattaki azalma nedeniyle ihracat ve ithalata rakip endüstrilerde üretim ve harcamalar artmış olacaktır. Bu da çarpan etkisiyle beraber milli geliri yükseltecektir. Milli gelirdeki artış da, önce marjinal ithalat ve ardından marjinal tüketim eğilimlerine bağlı olarak, ithalatın artmasına ve ihracatın daralmasına neden olacaktır. Ayrıca, milli gelirdeki söz konusu genişleme enflasyon oranını yükselterek de bu doğrultuda etkiler yaratmaktadır. Sonuç olarak bu gelişmeler dış ödeme dengesizliğinin giderilmesi açısından fayda sağlamaktadır.

Belirtilmesi gerekir ki, üstteki açıklanan mekanizmanın işleyişi neticesinde ödemeler bilânçosundaki ilk dengesizliğin tam olarak giderilmesini beklemek pek gerçekçi bir yaklaşım değildir. Bunun nedeni, ithalat ve ihracat üzerindeki etkilerin çeşitli faktörlere bağlı olması ve bunların değerlerinin her zaman dış dengesizliğin gerektirdiği ölçülerde gerçekleşmemesidir. Yukardaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere, dış denge üzerindeki etkiler çarpan katsayısı, marjinal ithal eğilimi, marjinal tüketim eğilimi, fiyat değişmeleri ve iç ve dış talep etkisi gibi çok sayıda faktöre bağlı olmaktadır. Bu faktörler ekonomilerin yapısal özelliklerine ve içinde bulundukları şartlara göre farklı değerler alabilmektedir.

Diğer taraftan hükümetin emisyon, iç ve dış borçlanma gibi kaynaklardan finanse ederek uyguladığı kamu harcamalarını genişletici politikalarda sözü edilen otomatik mekanizmaların işleyişini engelleyici bir etkide bulunabilmektedir.

21 Şubat 2011 Pazartesi

İthalat Fonksiyonu

İthalatla milli gelir arasındaki pozitif yönlü ilişkiye “ithalat fonksiyonu” (import function) denilmektedir. İthalat fonksiyonu M(Y) şeklinde ifade edilebilir.

Uygulamada bu ilişkinin nedenleri şöyle açıklanabilir. Öncelikle, ulusal hasılanın üretimini gerçekleştirebilmek için bir kısım yatırım malı, hammadde ve ara mallarının yurtdışından ithal edilmesine gerek duyulmaktadır. Ayrıca tüketimin bir bölümü normal olarak yabancı mallara yönelik olabilmektedir. Böylece hem üretim, hem de tüketim açısından gelen etkilerle milli gelire bağlı ithalat artışı görülmektedir.

İthalat fonksiyonunu aşağıdaki grafik üzerinde görebilmekteyiz. Grafiğe göre milli gelir sıfırken ithalat pozitif değerdedir. (M0 gibi)

İthalat fonksiyonu doğrusunun pozitif eğimli olması milli gelir arttıkça ithalatın da artmakta olduğunu göstermektedir.

Milli Gelir ile ithalat arasındaki ilişki artışlar biçiminde tanımlanabilir. Yani ithalattaki bir artış ΔM ona neden olan gelir artışına ΔY oranına (ΔM/ΔY) “marjinal ithal eğilimi” (marginal propensity to import – MPM) denilmektedir.

MPM = ΔM/ΔY

Eğer milli gelirde 100 TL lik bir artış karşısında ithalat 20 TL artıyorsa,
MPM = 20/100 = 0.2
olmaktadır.


İthalatın milli gelire bağlı olması ortalama değer olarak da tanımlanabilir. Buna göre, ithalatın milli gelire oranına “ortalama ithalat eğilimi” (average propensity to import – APM) denilmektedir. (M/Y)

Bu kavram toplam milli gelirin ne oranda ithalata gittiğini göstermektedir.

İthalat fonksiyonu üzerindeki A gibi bir noktadaki ortalama ithalat eğilimini bulmak için o noktadan eksenlere birer dikme çizilerek M ve Y değerleri bulunur. Sonra bunlardan birincisi ikincisine oranlanır.

Bu işlemin bir diğer yolu da A noktasından orijinden geçecek şekilde bir doğru çizmektir. Bu doğrunun eğimini hesaplayarak ortalama ithalat eğilimini bulabiliriz.

Bu konu hakkındaki üçüncü bir tanımlama da “ithalatın gelir esnekliği” dir. (income elasticity of imports)

Bu kavram gelirdeki yüzde değişme karşısında ithalattaki yüzde değişmeyi ifade eder. Aşağıdaki formülle gösterilebilmektedir.

Formülde anlaşılabileceği gibi ithalatın gelir esnekliği aynı zamanda marjinal ithal eğilimin ortalama ithal eğilimi oranına eşit olmaktadır. Bu son kavram büyüme ile birlikte, ülkenin ithalata olan bağlılığındaki değişmeleri de göstermektedir.

Örnek olarak, eğer milli gelir 10% artarken ithalatta 10% oranında artıyorsa, ithalatın gelir esnekliği (e) = 1 olmaktadır. Ülkenin ithalata bağlılık durumunda değişme olmamaktadır.

Eğer ithalattaki artış oranı milli gelirdeki artıştan daha yüksek oluyorsa, (e > 1) olmaktadır. Bu durumda ithalata bağımlılık artmaktadır.

Eğer ithalattaki artış oranı milli gelirdeki artıştan daha düşük oluyorsa, e < style="font-weight: bold;">ülkenin kendi kendine yeterliliği artmaktadır. (ithalata bağımlılık azalır)

Özet olarak belirtilmesi gerekirse, açık bir ekonomide milli gelirdeki artışın bir kısmı yurtiçi mallara ve bir kısmı ithal mallara harcanmaktadır. Geriye kalan kısım ise tasarruf edilmektedir.

ΔY = ΔC + ΔM + ΔS eşitliğin iki tarafı ΔY ile bölünürse,
ΔY/ΔY = ΔC/ΔY + ΔM/ΔY + ΔS/ΔY elde edilir.

Sonuç olarak, açık ekonomilerde marjinal tüketim, marjinal ithalat ve marjinal tasarruf eğilimlerinin toplamı 1 e eşit olmalıdır. MPC + MPM + MPS = 1

MPC: marjinal tüketim eğilimi
MPM: marjinal ithalat eğilimi
MPS: marjinal tasarruf eğilimi

İthalatın milli gelir ile bağlantısı, dış ödemeler bilânçosu dengesinin sağlanmasında gelir değişmeleri mekanizmasının temelini oluşturmaktadır. Örneğin, *bir dış açık durumunda toplam harcamaların kısılması milli geliri, dolayısıyla ithalatı azaltacaktır. Bu da dış açıkları giderebilir. Aşağıdaki bağlantıda Açık Ekonomide Milli Gelir Dengesini detaylı olarak inceleyen yazıma ulaşabilirsiniz.