Arz ve talep analizinin henüz bilinmediği dönemlerde malların değerini açıklamaya yönelik görüşler, ziynet eşyaları başta olmak üzere, miktarı kıt (sınırlı) olan malların fiyatını açıklamaktan uzak kalmıştır. Bu konunun mantıklı bir şekilde açıklanabilmesi için, marjinal fayda görüşünün ortaya atıldığı döneme (1870 lere) kadar beklemek gerekmiştir.
Bu noktada güzel bir örnek Elmas-Su paradoksudur. *Diamond-Water paradox
Su elmastan daha gerekli ve faydalı bir şeydir. Fakat, ekonomik açıdan elmas sudan nasıl daha değerli olabilmektedir?
Bu paradoks bizlere değerin fayda ile açıklanamayacağını göstermiştir.
Malın değerini belirleyen kendi özelliği değil, her ilave biriminin birey için oluşturduğu değerdir. Yani Marjinal Faydasıdır. Eğer yeterli suyunuz varsa, elde edeceğiniz her birim fazla su sizin için değerini kaybedecektir. Fakat elmasın her birim fazlası yine aynı değere sahip olacaktır. Tabii ki bu durumun ortaya çıkmasında söz konusu malların arzları da önemli rol oynamaktadır.
İngiliz İktisatçı Alfred Marshall (1842-1924), 1890 yılında yayınlanan Ekonominin Prensipleri (Principles of Economics) adlı eserinde, değer kuramını ve üretim maliyet kuramını birleştirerek, arz ve talebin eş anlı olarak piyasa denge fiyatını ve miktarını belirlediğini açıklamıştır.
Talep fiyatın azalan fonksiyonudur.
Talebin fiyatın azalan fonksiyonu olmasının altında yatan neden azalan marjinal fayda kanunudur. TIKLA
Arz fiyatın artan fonksiyonudur.
Arzın fiyatın artan fonksiyonu olmasının altında yatan neden ise azalan verimler kanunudur. TIKLA
Kısa dönemde üretim arttıkça azalan verimler yasası işlemeye başladığından marjinal maliyet artmaya başlamaktadır. Firmaların arzları, marjinal maliyet eğrisinin ortalama değişir maliyet eğrisi üzerinde kalan kısmına özdeş olduğundan, azalan verimler kanunu marjinal maliyetin artmasına neden olmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder