26 Ağustos 2011 Cuma

IMF Kredilerinin Kaynağı Nedir?

IMF, üye ülkelerin kredi taleplerini karşılayabilmek için yeteri büyüklükte bir likiditiye sahip olmalıdır. Fon un likiditesi normal kaynaklar ve ödünç alınan kaynaklardan oluşmaktadır.



IMF nin normal kaynakları, Fon da toplanan “kullanılabilir” paralarla SDR yi kapsamaktadır. Fon un emrinde her an çeşitli ülke paralarından ve SDR den oluşan bir kaynak stoku mevcuttur. Fon daki bu paralar üye ülkelerin IMF deki kotalarına karşılık olarak yatırılmıştır. Fon, kredi verirken (satış işlemi) sağlam paraları kullanmaktadır. Bir paranın kullanılabilir olmasına Fon un yönetim kurulu karar vermektedir. Genellikle ödemeler bilançosu durumu ve resmi rezerv pozisyonları sağlam olan ülkelerin paraları bu statüye sahip olmaktadır.



Fon un altın stokları hemen kullanılabilecek kaynaklar arasında sayılmamaktadır. Çünkü bunların önce nakte dönüştürülmesi (satılması) gereklidir. Bu da Fon üyelerinin toplam oylarının yüzde 85 ini gerektirmektedir.



İkinci olarak Fon, normal kaynaklarını geçici olarak desteklemek amacıyla borçlanma yoluna da gidebilmektedir. Uygulamadaki ilkelere göre, borç alınan fonlar toplam kotalarını yüzde 50-60 ını geçemez. Borçlanma kaynaklarının başlıcalarını aşağıdaki açıklamaya çalışacağım.



Ödünç Alma Genel Anlaşması (General Agreement to Borrow – GAB)

IMF ile “Onlar Grubu” diye bilinen başlıca 10 sanayileşmiş ülke arasında 1962 yılında yapılmış olan bir anlaşmadır. Uluslararası para sistemini bozacak veya sistemin işleyişini engelleyecek herhangi bir gelişme karşısında, bu ülkeler tarafından Fon a ek kaynak sağlamak amacıyla oluşturulmuştur. 1964 yılında İsviçre (IMF ye olmamasına rağmen Fon üyesiymiş gibi davranmıştı) de anlaşmaya katılmıştır.



Anlaşma, başlangıçta dört yıllık bir dönem için yapılmıştı. Ancak sürekli gözden geçirilmiş ve bazı düzenlemelerle bugüne kadar yenilenmiştir.



Ayrıca 1997 yılında YEDİLER GRUBU ülkeleri, Yeni Ödünç Alma Düzenlemeleri (New Arrangements to Borrow – NAB) adı verilen bir anlaşmayı kabul etmişlerdir. Bu anlaşma ile acil durumlarda kullanılmak üzere GAB altında IMF ye sağlanacak kaynak miktarının, iki katına çıkartılması öngörülmektedir.



Diğer Borçlanmalar

Fon, likiditeyi arttırmak için çeşitli resmi kuruluşlardan kısa veya orta vadeli olarak borçlanabilmektedir. Bunlar dahilinde üye ülkelerin merkez bankalarıyla bazı uluslararası mali kurumlar bulunmaktadır.


Örneğin, Uluslararası Denkleştirme Bankası (Bank for International Settlements) ve Suudi Arabistan Parasal Ajansı (Saudi Arabian Monetary Agency) geçmişte Fon un borçlandığı kuruluşların başında gelmektedir.



Merkez Bankaları-arası Swap Anlaşmaları

Aslında bu tip anlaşmalar Fon un mali kaynakları arasında sayılmamaktadır. Ancak Sözü edilen anlaşmalar Fon kaynaklarına olan talebi azaltıcı etki yapmaktadırlar.



Swap Anlaşmaları, merkez bankaları arasındaki iki taraflı anlaşmalardır. İki ülke, geçici nitelikte dış dengesizliklerinin finansmanına katkıda bulunmak için karşılıklı olarak birbirlerine kendi paralarını sunmakta, yani paralarını değiş-tokuş etmektedirler. (SWAP)



Örneğin, ABD, alman markı bakımından likidite sıkıntısı çekmekte olduğu kabul edilirse, Eğer aralarında bir swap anlaşması varsa, Federal Reserve Bank, Alman Merkez Bankası ndan dolar karşılığında, kendisine DM sağlanmasını isterler. Böylece, ihtiyaç duyduğu yabancı para cinsinden fon elde eden ülke, bu kaynakları kullanarak döviz piyasasına müdahale edebilmektedir. Bu da spekülatif sermaye çıkışlarını caydırıcı bir etki doğuracaktır. Alınan paralar daha sonra geri verilmektedir. Swapların geri ödeme süreleri genellikle 3 ile 12 ay arasında olmaktadır.



Swap Anlaşmaları ilk kez 1962 yılında Federal Reserve Bank (ABD) ile bazı Avrupa ülkelerinin merkez bankaları arasında imzalanmıştır. O dönemlerde dolara karşı yoğun spekülatif akımlar mevcuttu. ABD, bu şekilde para değiş tokuşu anlaşmaları yapmakla gerekli fonları sağlayarak spekülatif akımlar caydırılmaya çalışmaktadır.



Sanayileşmiş ülkeler esnek kur sistemine geçtikten sonra da merkez bankası swaplarının kullanılması artarak sürmektedir. Bugün bu anlaşmalardan daha çok piyasa kurlarındaki ani değişmeleri gidermek veya kur dalgalanmalarını yumuşatmak amacıyla kullanılmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder