International Monetary Fund
Uluslararası Para Fonu (IMF) Dünya Bankası ile birlikte, 1944 yılında toplanan Bretton Woods Konferanslarında kurulmuş ve 1946’da faaliyete geçmiştir. Başlıca amaçları, uluslararası para sisteminin düzenli biçimde işlemesini sağlamak, üye ülkelerin dış ödeme güçlüklerinin çözümüne yardımcı olmak ve uluslararası mali kriz yönetimi şeklinde özetlenebilir.
IMF, sabit kurlu Bretton Woods Sistemi’nin yürütülmesinden sorumlu bir kurum olarak ortaya çıkmıştı. Fakat, bu sistemin yıkılışından sonra bugün de uluslar arası parasal ve mali düzeni sağlamakla ilgili görevlerini sürdürmektedir.
IMF ye üye ülkeler, aynı zamanda Dünya Bankası’na da üyedirler. Sovyetler Birliği’nin dağılması, Yugoslavya’nın parçalanması, Çek ve Slovak Cumhuriyetlerinin ayrı devletler olmaları ve baştan beri Fon’un dışında kalan İsviçre’nin üyeliğe katılmasıyla 1990 ların ilk yarısında IMF nin üye sayısında önemli artışlar olmuştur. Bugün üyelerinin sayısı 180 nin üzerindedir. Bu ülkelerin dünya ticaretindeki payları yüzde 90 nın üzerinde bulunmaktadır.
IMF nin Görevleri
-Ekonomik istikrarsızlık içinde olan ülkelere dış ödeme açıkları için kısa vadeli kredi sağlamak
-Uluslararası mali sisteme zarar vermesini önlemek üzere üye ülkelerin kur politikalarını gözetlemek ve denetlemek
-Mali kriz içine giren ve dolayısıyla ulusal parası yoğun spekülasyona uğrayan ülkelere krizin atlatılması için mali kaynak sağlamak
-Üye ülkelerin uluslararası ticari bankalara ve resmi kuruluşlara olan ve ödenemeyen borçlarının ortaya çıkması durumunda, sorunun çözümü için aracılık yapmak, yeni ödeme planları ve borç erteleme anlaşmaları hazırlamak
-Dünya Bankası ile işbirliği içinde üye ülkelerdeki makro ekonomik ve yapısal uyum politikalarına finansal destek sağlamak
-Üye ülkelerde dış ticaret ve kambiyo rejimlerinin liberasyonunu özendirici çalışmalarda bulunmak, bu konularda üyelere teknik yardım ve eğitim hizmetleri sunmak
Uluslararası para sisteminin işleyişi ve dış ödemeler dengesi ile ilgili olanlar IMF nin geleneksel fonksiyonlarıdır. Diğerleri ise zaman içerisinde ekonomik ve mali ihtiyaçların gelişmesi sonucunda ortaya çıkmış görevlerdir.
IMF Kotaları
IMF üyesi her ülkeye ilk girişte bir kota belirlenir. Üyelerin Fon ile yapacakları mali işlemler ve Fon un yönetimine katılmadaki ağırlıkları onların kotalarına bağlı olmaktadır. Daha açık bir ifadeyle, kotalar ülkelerin üyelik katkıları, oy verme hakkı, çekebilecekleri kaynak miktarı ve Özel Çekme Hakları nın (SDR) dağıtımı gibi yönlerden önem taşımaktadır.
Üyelik Katkısı:
Kotalar, her üyenin Fon a yapacağı mali katkılarının sınırını göstermektedir. Üye ülkeler, üye olarak kabul edildiklerinde, kotalarının yüzde 25 i kadar uluslararası rezerv paralarla (SDR veya onun bileşiminde yer alan sağlam paralar), yüzde 75 i kadar da kendi ulusal paraları ile IMF ye ödemede bulunurlar. Sonraları yapılacak kota artışları durumlarında da, üye ülkeler artan kısımlar için yine aynı oranda ulusal para ve rezerv paralar cinsinden Fon a katkı sağlarlar.
Üye ülke kotalarının uluslararası rezerv paralarla ödenen yüzde 25 lik bölümüne “rezerv tranşı” (rezerv dilimi) adı verilmektedir. Fon un faaliyete geçtiği ilk yıllarda bu miktar, altınla ödendiği için önceleri buna “altın tranşı” (gold tranche) denilmekteydi. 1970 lerden sonra altınla ödeme zorunluluğu kaldırıldı ve bunun yerine sağlam paralarla (rezerv paralar) ödeme ilkesi benimsenmiştir.
Üye ülkelerin Fon a farklı paralar cinsinden yaptıkları bu katkılar nedeniyle Fon, her an çeşitli ulusal paralardan ve SDR den oluşan havuz görünümündedir. Ayrıca 1970 lerden önce kotaların yüzde 25 i altınla ödendiği için kaynakları arasında bir miktar da altın stoku bulunmaktadır. Aslında bu kuruluşa “para fonu” adı verilmesi, onun bütçesinde toplanmış olan çeşitli ulusal paralar (altın ve SDR dahil) nedeniyledir. Bugün itibariyle ülkelerin kotaları SDR ile ölçülmektedir.
Oy Verme Ağırlığı
Her üyenin Fon daki oy hakkının ağırlığı, onun kotasına bağlı olmaktadır. Oy verme ağırlığı iki yönden önem taşımaktadır. Birincisi, Fon un temel politika ve uygulamalarına ilişkin kararların belirli bir oy çoğunluğunu gerektirmesidir.
Örneğin; kotaların arttırılması, yeni SDR yaratılması veya Fon un altın satışı gibi olaylar Guvernörler Kurulu nun yüzde 85 lik bir çoğunluk kararı ile gerçekleştirilebilir. Fon kredilerinin gider ve faizlerinin belirlenmesi için de asgari yüzde 70 çoğunluğa ihtiyaç vardır.
İkinci olarak, üyelerin oy verme ağırlığı, onların Fon un Yönetim Kurulu ndaki temsilini de etkilemektedir. En yüksek kotaya sahip ülkelerle, son iki yıl içinde en büyük net kredi veren durumundaki iki ülke, Yönetim Kurulu ndaki temsilcilerini kendileri atamaktadırlar. Diğer temsilciler ise üyeler tarafından seçimle gelmektedir. Üyelerin oy ağırlığı onların kotalarına bağlı olduğu için, kotalar bu komitelerin bileşimini de etkilemiş olmaktadır.
Fon dan Sağlanacak Kredi Miktarı
Kotalar üye ülkelerin Fon dan çekebilecekleri mali kaynakların sınırını belirler. Diğer bir deyişle, Fon dan sağlanabilecek kredi miktarı kotalarla orantılı olmaktadır.
Yeni Yaratılan SDR lerin Dağıtımı
SDR, mevcut rezervlere ek olarak uluslararası likidite ihtiyaçlarını karşılamak üzere 1970 de Fon tarafından yaratılmış bir kaynaktır. Yeni çıkartılan SDR ler üyeler arasında o anda Fon daki kotaları oranında paylaştırılır.
Fon yasasına göre kotalar ilke olarak, üye ülkenin milli gelir, dış ticaret ve sermaye işlemlerinin hacmi gibi ekonomik ve mali göstergelere göre belirlenmektedir. Mevcut kotalar beş yılda bir gözden geçirilir ve dünya ekonomisinin likidite ihtiyacına göre gerek görülürse arttırılabilir. Bunun için Fon un Yönetim Kurulu (Board of Governors) tarafından yüzde 85 oy ağırlığı ile karar almak gereklidir.
Nitekim, 1998 yılındaki kotaların 11. Kez genel gözden geçirilmesi esnasında Yönetim Kurulu, mevcut kotaların 212 milyar SDR lik düzeyden 246 milyar SDR düzeyine çıkartılması kararını almıştır. 22 Ocak 1999 tarihinde ise bu artış için gerekli katılım koşulunun sağlanması ile kota artışı uygulamaya girmiştir.
Bahsedilen artıştan sonra IMF kotalarının ülkelere göre dağılışı aşağıdaki tabloda görülebilmektedir.
Tabloda görüldüğü üzere, en yüksek kotaya sahip 5 ülkenin payları şu şekildedir. ABD 17.7, Japonya 6.33, Almanya 6.19, İngiltere 5.1, Fransa 5.1. Türkiye’nin kotası 964 milyon SDR olarak, toplam kotalara oranı yalnızca 0.5 dir.
1944 deki ilk kota tahsisi sırasında, ABD nin payı yüzde 31 gibi daha yüksek bir düzeydeydi. Ancak, günümüzde ABD yanına Yediler Grubu diye bilinen büyük sanayileşmiş ülkeleri ve birkaç başka ülkeyi alarak IMF den istediği kararı çıkartabilecek çoğunluk sağlama imkanına sahip olmaktadır.
IMF ye (ve Dünya Bankasına) karşı eleştiri yöneltenler, bu kuruluşların sanayileşmiş ülkelerin (özellikle ABD nin) denetimi altında bulunduğunu belirtirken, bu özellikleri nedeniyle onlara hizmet ettiklerini savunurlar.
Yönetim Biçimi
IMF nin ve onun ikiz kardeşi kabul edilen Dünya Bankası nın merkezleri Washington DC dedir. Uluslararası Para Fonu nun en üst karar organı Yönetim Kurulu dur. (Board of Governors). Bu kurul üye ülkelerin maliye bakanları veya merkez bankaları başkanlarından oluşmaktadır. Toplantılarını yılda en az bir kez Dünya Bankası ile birlikte yapmaktadırlar.
Yürütme Kurulu (Executive Board) Fon un sürekli karar organıdır. Günlük işleri yürütmekle görevlidir. Üye ülkelerce seçilen veya atanan direktörlerden oluşmaktadır.
Fon a belirli konulardaki çalışmalarında yardımcı olmak üzere kurulan çeşitli komiteler vardır. Bunlardan birisi Ara Karar Komitesi dir. (Interim Committee) Normal olarak yılda iki kez toplanır, uluslararası para sisteminin yönetimi ve uygulamanın gözetimi ile ilgilenir. Ayrıca, para sisteminin işleyişindeki aksaklıkları önlemek, gerektiğinde kotaları arttırmak, Fon sözleşmesinde değişiklik yapmak gibi konularda raporlar hazırlamakta, Yürütme Kurulu na sunmaktadır.
Diğer bir komite de Kalkınma Komitesi dir. (Development Committee) Genellikle Ara Karar Komitesi ile birlikte toplanır, az gelişmiş ülkelere mali kaynakların aktarılmasıyla ilgili konularda çalışmalar yapar ve önerilerde bulunur.
Son olarak belirtebileceğimiz bir kuruluş ise 77 ler Grubu nun 1972 yılındaki Lima toplantısı sırasında kurulan 24 ler Komitesi dir. Fon a resmen bağlı değildir, fakat onunla işbirliği içinde çalışmaktadır. Uluslararası para sisteminin reformuna ilişkin çalışmalarda az gelişmiş ülkelerin görüşlerini savunmakla görevlidir.
IMF Kredileri
IMF nin başlıca işlevlerinden birisi, üye ülkelere geçici dış ödeme açıklarının giderilmesi amacıyla kredi sağlamaktır. IMF Kredileri genelde kısa süreli olmaktadır. Ancak bazı koşullar altında, dış ödeme açıklarının denkleştirilmesi ekonomide yapısal bir değişimi gerektirmektedir. Daha açık bir ifade ile, dış ödemeler dengesini sağlamaya veya genel olarak büyümeye yönelik makro ekonomik politikaların uygulandığı durumlarda, kısa süreli krediler amaca uygun düşmezler. Bu bakımdan son zamanlarda kısa vadeli kredilerin yanında, Fon un bünyesinde orta vadeli kredi sağlayan yeni kaynaklar da yaratılmıştır.
Üye ülkeler Fon kredilerinden çeşitli hesaplar içinde ve farklı koşullar altında yararlanabilmektedirler. Kullanılabilecek toplam kredi miktarları ise, yukarıda belirtildiği gibi Fon daki kotalarına bağlı olmaktadır. Bu farklı kredi kaynaklarını ve düzenlemeleri görmeden önce, Fon un borç verme yöntemi hakkında bilgi verelim.
Fon un Kredi Mekanizması
IMF nin kredi mekanizması geleneksel borç verme işlemlerinden farklıdır. Bir ülkenin Fon dan borçlanması, o ülkenin kendi ulusal parasının, Fon dan sağlanan diğer bir ülke parasıyla “değiştirilmesi” (ya da kendi ulusal parası karşılığında yabancı ülke parasının “satın alınması”) şeklinde olmaktadır. Borçlanmak isteyen ülkeler Fon dan istedikleri ve Fon un kabul ettiği bir yabancı para veya SDR satın alabilmektedirler.
Fon dan borçlanmak, üye ülke ile IMF nin bir anlaşmaya varmasının gerektirmektedir. Bu anlaşmada üye ülke, belirlenen süreler içinde Fon a yatırdığı ulusal parasını “geri alma”yı (krediyi ödeme) taahhüt eder. Geri ödeme süresi genellikle 3-5 yıl olmaktadır. Ancak bazı hesaplarda bu süre daha uzun olabilmektedir. Ülke, ulusal parasını geri alırken Fon un o anda kabul edeceği sağlam dövizler (genellikle SDR nin kapsamına giren paralar) veya SDR ile ödeme yapmaktadır. Böylece, kredi işlemleri dolayısıyla Fon un emri altında üye ülke paralarından oluşan portfolyo, sürekli olarak değişme göstermektedir.
Eğer bir ülkenin Fon daki ulusal parası, onun kotasının yüzde 75 inin altına düşmüşse, bunlar krediler geri ödenirken Fon un kabul edeceği paralar arasında yer almaktadır. Örneğin, bir A ülkesi aldığı kredilerin geri ödemelerini tamamlamadan bir başka B ülkesi, A nın parası cinsinden ödünç almış ve A nın ulusal parası kotasının yüzde 75 inin altına düşmüş kabul edelim. Böyle bir durumda A ülkesinin borcunu geri ödemesine derhal son verilir. Ayrıca, bir ülkenin Fon daki ulusal para stokunun onun kotasının yüzde 75 inin altına düştüğü durumlarda, söz konusu ülke geri ödemeye gerek kalmadan aradaki fark kadar Fon dan borç alabilmektedir. Buna “süper rezerv (altın) tranşı” denilmektedir.
Kredi kullanan üye ülkeler, Fon da biriken ulusal para stokları üzerinden belirli oranlarda faiz ödemektedirler. Tersine, rezerv tranşlarında tutulan kaynaklara ise Fon tarafından bir faiz verilmektedir. Bir ülkenin Fon daki ulusal para stokundan, kullandığı kredi miktarı çıkartıldığında kalan kısım onun kotasından daha az ise bu, o üyenin Fon da rezerv tranşına sahip bulunduğu anlamına gelmektedir.
IMF nin kredi politikası temel olarak “şartlılık” (conditionally) ilkesine dayanmaktadır. Buna göre, Fon dan kredi almak isteyen ülke, dış ödemeler dengesini sağlamaya yönelik bir istikrar programı hazırlayarak Fon a sunmak ve onunla anlaşmaya varmak zorundadır. Ülkenin uygulayacağı ekonomik ve mali politikaları gösteren ve Fon a sunulan bu programa “niyet mektubu” (letter of intention) adı verilmektedir.
Krediler konusunda Fon un belirlediği bazı kriterler mevcuttur. Bunlar üye ülkede özellikle toplam talebi azaltmaya ve böylece ekonomik ve mali istikrarı sağlamaya yönelik politikalar uygulamaya taahhüt vermekten oluşmaktadır. Örneğin; IMF nin üzerinde durduğu önlemler arasında kamu harcamalarının kısılması ve bu kapsamda özellikle kamu personel giderlerindeki artışın sınırlandırılması, vergilerin arttırılması, vergi sistemi ve mali sektör reformu, ulusal paranın değerini düşürme, serbest fiyat politikaları, dış ticaret serbestleştirilmesi vs. gibi koşullar vardır. Ayrıca IMF kredileri, destekleme kredisi şeklinde verilmektedir ve yeni dilimlerin serbest bırakılması ülkenin göstereceği performansa bağlı olmaktadır.
Üye ülkenin hazırladığı ekonomik önlemler paketinin Fon tarafından onaylanması, hem bu kuruluş, hem de öteki uluslararası kuruluşlarla özel ticari bankalardan yapılacak borçlanmalar açısından büyük önem taşımaktadır. Resmi veya özel uluslararası finans çevrelerinin ilgili ülkeye kredi açmaları, genellikle IMF nin oluruna bağlı olabilmektedir. Ancak kredi alabilmek için IMF nin öne sürdüğü bu koşulların üye ülkelerin ulusal egemenlik haklarına bir anlamda müdahale niteliği taşıması nedeniyle, bu durum ilgili ülkelerde ciddi tartışmalara neden olabilmektedir.
Rezerv tranşı ile, (eğer varsa) süper rezerv tranşı toplamından, alınan borçların çıkartılması neticesinde ülkenin net “IMF rezerv pozisyonu” elde edilir. Başka bir deyişle, net rezerv pozisyonu ülke kotasından Fon un elinde bulunan o ülke para stokunun çıkartılmasına eşittir. Net rezerv pozisyonu döviz, altın ve SDR yanında ülkenin dış rezervlerinin bir parçasını oluşturmaktadır.
Belirtilmesi gerekir ki, IMF den yapılan borçlanmalar toplam uluslararası rezervlerde (uluslarası likidite) sürekli bir artış doğurmaz. Çünkü kredi geri ödendiğinde uluslararası rezervlerin toplamı yine eski düzeyine inmektedir.
Yazımızın üst kısmında belirttiğimiz şekilde, Fon dan yapılacak borçlanmaların bir sınırı mevcuttur. Borçlanmak isteyen ülke, Fon dan onun onaylayacağı yabancı paraları alır ve karşılığında kendi parasından eşdeğer miktarı yatırır. Ancak Fon un emrinde bulunan bir ülkeye ait toplam ulusal para miktarının ilgili ülke kotasının yüzde 200 ünü geçemeyeceği şeklinde bir kayıt bulunmaktaydı. 1994 yılında bu toplam miktar kota sınırının yüzde 300 e yükseltilmiştir. Ülke, Fon daki ulusal parasının yüzde 75 inin üyelik aidatı olarak yatırmış olduğu için, böyle bir kayıt, normal Fon kaynaklarından borçlanma sınırının en fazla üye ülke kotasının yüzde 225 i kadar olması anlamına gelmektedir. Ayrıca kredi tranşlarından kullanılacak yıllık kredi miktarının da kotanın yüzde 68 ini (1994 ten sonra yüzde 100 ünü) aşmaması gerekir. Söz konusu sınırlama Fon üzerindeki normal çekme hakları veya Genel Kaynaklar Hesabı (General Resources Account) için geçerli olmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder