Devalüasyonun dış ödeme dengesi dışında ekonomi üzerinde doğurduğu çeşitli etkileri aşağıdaki başlıklar altında inceleyebiliriz.
Yurtiçi Gelir ve Fiyatlar Üzerine Etkisi
Devalüasyon ülkenin milli gelirini ve iç fiyat düzeyini etkilemektedir. Devalüasyon sonucu ihracatın artması ve ithalatın azalması, söz konusu eğilime sahip sektörlerde toplam talebin yükselmesine neden olacaktır. Bu etki tüm ekonomiye yayılarak tam çalışma düzeyine erişinceye dek reel milli geliri ve fiyatlar genel düzeyini yükseltecektir.
Fiyatlar artışları talepteki artışın yanısıra, maliyetlerdeki yükselmeye bağlı olarak da ortaya çıkabilmektedir. Çünkü, devalüasyondan sonra üretimde kullanılan yabancı girdilerin ve işçi kesimin tükettiği gıda maddelerinin (ithal fiyatı) artmaktadır. Gerek ithal malı girdilerin, gerekse ücretlerin artması sonucunda maliyetler ve dolayısıyla fiyatlar genel düzeyi yükselecek ve maliyet enflasyonunu hızlandırıcı bir etkide bulunacaktır.
Sabit kur sistemini benimseyen birçok az gelişmiş ülkede, para politikası uygulamalarındaki başarısızlık nedeniyle, devalüasyondan sonra enflasyon hızının artması adeta kaçınılmaz görülmektedir. Bu durum halkın devalüasyonu enflasyonun bir sonucu olarak değil, adeta bir nedeni olarak görür olmasına neden olmuştur. Bundan dolayı, sabit kur sistemlerini uygulayan ülkelerde dış açıkların zorunlu hale getirmesine rağmen, hükümetlerin devalüasyondan olabildiğince kaçındığı görülmüştür.
Özetle, devalüasyondan sonra ortaya çıkan gelir ve fiyat artışları, ithalatı özendirip ihracatı caydırıcı etki yapacaktır. Böylece devalüasyonun olumlu göreceli fiyat etkileri kısmen giderilecektir. Bu nedenle, bu iki etken bazen “ters çeviren faktörler” (reversal factors) olarak ifade edilebilmektedir.
Kaynak Dağılımı Üzerindeki Etkisi
Devalüsyon sonrasında, ihraç malları ile ithalata rakip malların üretimi arttığı için kaynaklar bu kesimlere kaydırılmaktadır. Üretim artışı, ya halen işsiz olan, ya da yurtiçi üretim kesimlerinde çekilen kaynaklarla gerçekleştirilecektir. Bu da demek oluyor ki, devalüasyon ekonominin kaynak dağılımını yurtiçi kesimlerden dış ticaret kesimlerine doğru değiştiren bir etki doğurmaktadır. Fakat belirtilmesi gerekir ki, yukarıdaki etkilerin ortaya çıkması oldukça uzun bir süreye bağlı olmaktadır. Bu nedenle kısa süreli dış açıklara karşı katı bir önlem olarak görülebilir. Çünkü hem istenildiği kadar erken sonuç alınamayacak, hem de gereksiz yere ülkenin kaynak dağılımı değiştirilmiş (çarpıtılmış) olacaktır. Bunun gibi kısa süreli açıkların kapatılmasında döviz rezervlerinin kullanılması ve dış borçlanma daha uygun araçlardır.
Yabancı Sermaye Girişleri ve İşçi Dövizleri Üzerine Etkisi
Devalüasyon, aşırı değerlenmiş kurun değiştirilerek, yerine daha gerçekçi (reel denge düzeyine daha yakın) yüksek bir kurun benimsenmesi demek olduğu için, yabancı sermaye girişleri ve dışarıda çalışan işçilerin ülkeye gönderdikleri dövizler teşvik edilmiş olacaktır. Aşırı değerlenmiş bir resmi kur, yabancı paraların ülke ekonomisinde satın alma gücünün düşük tutulması anlamına gelecektir. Bu nedenle, yabancı yatırımcılar bu aşırı değerlenmiş yapay kur üzerinden ülkeye döviz getirip yatırım yapmak istemeyeceklerdir. Sonuç olarak, tahmin edilebileceği gibi devalüasyon gerçekleştikten sonra yani aşırı değerlenmiş kur, reel düzeye ulaştığında yabancı sermaye girişleri artacaktır. Fakat istikrarsızlık nedeniyle devalüasyonun yapıldığı ülkeler yabancı sermaye tarafından tercih edilmediği de bilinmektedir.
Sözü edilen durum Batı Avrupa ülkelerinde çalışan işçilerimizin gönderdikleri dövizler için de gerçekleşmektedir. Serbest piyasada döviz kurlarının (sabit kur sisteminde) resmi kurun çok üzerine yükselmesi dolayısıyla dövizlerin resmi kanallardan kaçırılarak karaborsada bozdurulabildiği görülebilmektedir. Devalüasyon söz konusu olduğunda, işçi dövizlerin yeniden resmi piyasalara çekilmesi sağlanıyordu. Bazen genel bir devalüasyon yerine yalnızca işçi dövizlerini ülkeye çekmek için sırf işçilere yönelik zaman zaman yüksek döviz kurları belirleme yoluna gidiliyordu.
Dış Borçlar Üzerine Etkisi
Devalüasyon ulusal para ile ödenecek dış borçaları etkilememekle birlikte, dövize bağlı dış borçların yükünü arttırmaktadır. Bunun nedeni devalüasyon neticesinde ihraç mallarının yabancı para cinsinden ucuzlamasıdır. (ticaret hadlerinin bozulması) Bu yüzden aynı miktar döviz kazanmak için daha fazla miktar mal ve hizmet ihracat gerekli olacaktır. Devalüasyon, diğer yandan da ihracat hacmini genişleterek döviz gelirlerini arttırmakta ve dış borçların ödenmesini göreceli biçimde kolaylaştırmaktadır. Bu bakımdan net etkinin yönü önceden kesin biçimde belirli olmayacaktır. İki etkinin kıyaslanması ile sonuçlandırabilir.
Dış Ticaret Hadleri Üzerindeki Etkisi
Ticaret hadleri, genel bir tanımlama ile ihracat fiyatlarının ithalat fiyatlarına oranıdır. (net değişim ticaret hadleri) Bir ülkenin ticaret hadlerinin bozulması, ithal malların pahalılaşması ve/veya ihraç mallarının ucuzlaması demektir. İhracat fiyatlarının satıcının ulusal parası cinsinden belirlendiği durumlarda, devalüasyon döviz cinsinden fiyatları düşürmektedir. Oysa ufak bir ülkenin devalüasyon yapması karşısında, normal olarak döviz cinsinden ithalat fiyatlarında bir değişme olmayacaktır. (dünya fiyatlarını değişterecek boyutta talep söz konusu değildir) Yaptığımız tanımlamaya göre bu durum dış ticaret hadlerinin ülkenin aleyhine değişmesine sebep olacaktır. Ticaret hadlerindeki bozulma, genellikle ülkenin refah düzeyinin düşmesi demek olacaktır.
Devalüasyon ve Spekülasyon
Devalüasyon gerek döviz, gerekse mal spekülasyonun hızlandırmaktadır. Devalüasyonun zamanı önceden bilinirse döviz spekülatörleri ellerindeki ulusal para fonlarını derhal dövize çevirir ve beklemeye başlarlar. Devalüasyon yapıldıktan sonra bu fonlar tekrar ulusal paraya dönüştürülerek zahmetsiz büyük kazançlar sağlayabilmektedirler. Devalüasyonun beklendiği durumlarda, ihracatçılar da yapacakları ihracatı devalüasyon sonrasına ertelemektedirler. İthalatçılar ise tersine, ithalatı olabildiğince hızlandırmayı tercih eder ve mal stokları yaparlar. Bütün bu sözü edilen nedenlerden dolayı, hükümet yetkilerinin ilke olarak devalüasyon kararı alınmasında tam bir gizlilik içinde hareket edilmelidir.
Ticaret Ortakları Üzerindeki Etkisi
Devalüasyon, bu işlemi yapan ülkenin ihracatını arttırıp ithalatını caydırarak dış ticaret dengesini düzelten bir etki doğurmaktadır. Buna bağlı olarak da dış ticaret kesimlerinde başlayarak ekonomide ulusal gelir ve çalışma düzeyini yükseltecektir. Ancak bu durum söz konusu ülkenin ticaret ortakları için ihracatın azalması ve ithalatın artması anlamına gelecektir. Bu nedenle ticaret ortaklarının ulusal gelir ve çalışma düzeyleri daralacaktır. Devalüasyonun bu şekilde dış dünyayı olumsuz yönde etkilemesi, özellikle büyük ülkelerin devalüasyon yapmaları durumunda daha belirgin olarak kendini göstermektedir.
Sabit kur sisteminde bir ülkenin kendi ekonomisini düzeltmek için devalüasyona başvurması karşısında, bundan zarar uğrayacak ülkeler de aynı yöntemi kullanma yoluna gidebilirler. Ticaret ortakları bu şekilde kendi ekonomilerini korurken, böyle bir durum devalüasyonu ilk uygulayan ülkenin sağlayacağı olumlu etkiler de azaltılmış olacak veya tamamen ortadan kaldırılacaktır. O nedenle ülkeler devalüasyon kararı almadan önce ticaret ortaklarının tepkileri de gözönünde bulundurmalı ve ona göre hareket etmelidirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder