1960 yılından itibaren “Planlı ve İthal İkameci” kalkınma dönemine girmiştir. Planlı kalkınma 1961 Anayasası’nın 129. Maddesinde yer almış, 30 Mayıs 1961 tarih ve 91 sayılı kanunla Devlet Planlama Teşkilatı kurulmuştur. Bu dönemden itibaren kalkınma çabaları 5 er yıllık planları ile sürdürülmüştür.
1962 yılında geçiş planı uygulanmıştır. Birinci 5 yıllık Kalkınma Planı özel sektör ile karma ekonomi kuruluşları için 1 Ocak 1963 tarihinde genel bütçeye bağlı devlet kurumları ile belediyeler ve özel idareler içinde 1 Mart 1963 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir.
Birinci beş yıllık kalkınma planı (1963-1967) 15 yıllık bir perspektif ile hazırlanmıştır. 15 yıllık hedefler özetle şöyledir; Yeterli sayıda ve üstün nitelikte ilim adamı ve teknik uzman yetiştirilmesi, 7% lik bir gelişme hızının sağlanması, istihdam probleminin çözülmesi, dış ödemeler dengesine ulaşılması ve bu hedeflerin sosyal adalet ilkesine uygun olarak gerçekleştirilmesidir.
Birinci kalkınma planı devlet ve özel teşebbüsün birlikte yan yana yer aldığı karma bir ekonomik yapıyı öngörmüştür. Kalkınmanın büyük ölçüde sanayide meydana gelecek gelişmeye bağlı olduğu kabul edilmiştir. Dış ticaret politikasının temeli ikame edilebilir ithalatın ikamesini ve yerli hammadde kullanılmasını teşvik ederek ithalatta tasarruf sağlamak olarak söylenebilir.
İkinci beş yıllık kalkınma planı (1968-1972) 15 yıllık uzun dönemli planın ikinci dilimi olarak hazırlanmıştır. İkinci kalkınma planında ekonomik hedefler 7% yıllık kalkınma hızı, dış kaynaklara bağlılığın azaltılması, ekonomide yapısal değişikliklerin yapılması, sanayi sektörünün GSMH içerisindeki payının yükseltilmesi ve yatırım tasarruf dengesinin sağlanması şeklinde tespit edilmiştir.
1962-1970 dönemi Türkiye’nin en uzun, devamlı ve yüksek hızlı kalkınmadönemidir. Türk Sanayi, 1963-1970 yılları arasında yılda ortalama 9% bir hızla büyümüştür. Sanayi yatırımlarının yarısı ara mallar üzerinde yoğunlaşmıştır. Yatırımlar kamu kesimince yapılmıştır. Dönemin sonunda ithalatın 90% ı sermaye mallarından, ara girdilerden ve sanayi hammaddelerinden oluşmaktaydı. 1970 yılında TL 66% oranında devalüe edilmiştir.
1974 petrol krizi ekonomi üzerinde olumsuz etki yapmıştır. Petrol fiyatları 4 kat artmış ve 70li yılların sonlarındaki krizi hazırlayan sebeplerden biri olmuştur. 1974 yılı öncesindeki ucuz petrol Türk ekonomisinin petrole olan bağımlılığını arttırmış ve bu durumda petrol fiyatlarının artmasıyla Türkiye’nin ithalat maliyetlerini yükseltmiştir. Bu nedenle Türkiye ithalat kısıtlamasına ve kambiyo kontrollerinin arttırılmasına başvurmak zorunda kalmıştır.
1975-1977 yıllarında dış ticaret açıkları daha fazla büyüyerek GSMH nın 8.5% una ulaşmış 1978 den itibaren dış borç vadelerinin gelmeye başlamasıyla ekonomi krize girmiştir. 1960-1980 döneminin en önemli özelliği ihraç malları içindeki tarım ürünleri payının azalarak, sanayi ürünleri payının artışıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder