Uluslararası ekonomik işlemlerin bir diğer grubunu “sermaye ithali ve ihracı” oluşturmaktadır. Sermaye işlemleri, genel olarak bir ülkede yerleşik kişi ve kuruluşların yabancı bir ülkede yaptıkları fiziki yatırımlar (üretim tesisleri, bina ve arazi) ile sınır ötesine aktarılan mali fonları (yabancı tahvil, hisse senedi, hazine bonosu alım satımı) içermektedir.
Ödemeler bilânçosu açısından bakacak olursak, yurtdışından ülkeye sermaye girişi bir alacak işlemi, ülkeden sermaye çıkışı da bir borç işlemi olmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, bu özellik mal ve hizmet akımlarındaki durumun tersidir. Aynı zamanda iki işlem grubunun dayandığı düşünce temelde aynıdır. Çünkü, mal ve hizmet ihracatı da, yabancı sermaye girişi de ülkeye döviz kazandırmakta ve alacaklı işlem statüsüne sahip olmaktadır.
Sermaye işlemlerinin dönüşüm hızı oldukça yüksektir. Kısacası, sermaye kısa aralıklarla ülkeye girebilir ve ülkeyi terkedebilir. Bu durum nedeniyle, her giren çıkan sermaye ödemeler bilançosuna ayrı ayrı olarak kaydedilmez. Bunun yerine bunların net bakiyesi tek bir kalem olarak gösterilir.
Günümüzde uluslararası sermaye işlemleri oldukça çeşitlenmiş ve çok karmaşık bir nitelik kazanmıştır. Bunun başlıca nedeni mali, teknik kurum ve faaliyetlerdeki hızlı gelişmelerdir.
Bu karmaşıklığa rağmen sermaye işlemlerini bazı gruplara ayırabiliriz. En önemli ayrım işlemlerin vadelerine göre kısa ve uzun süreli olması bağlamında yapılabilir. Diğer ayrım ise işlemi yapan niteliğine bağlı olarak özel ve resmi şeklinde yapılabilir.
Uzun Süreli Sermaye: Ülkenin, vadesi bir yıldan daha uzun olan sınır ötesi sermaye işlemleri bu bölümde yer almaktadır. Bunlara örnek olarak, yabancıların ülkede yaptıkları “doğrudan yabancı sermaye yatırımları” (foreign direct investment) gösterilebilir. Yabancı tahvil ve hisse senetlerinin alım satımı da yine bu gruba girmektedir. Bu tür sermaye akımlarına da “uluslarası portfolyo yatırımı” (portfolio investment) denilmektedir.
Uzun süreli sermaye işlemleri özel şirketler veya resmi kuruluşlar (hükümetler, uluslararası kurumlar veya öteki hükümet kuruluşları) tarafından gerçekleştirilmiş olabilmektedir. Dünya Bankası veya IMF gibi finansman kuruluşlarının ülkelere açtıkları krediler, uzun süreli resmi sermaye işlemi olarak değerlendirilir.
Kısa Süreli Sermaye: Vadesi bir yıla kadar olan özel ve resmi nitelikteki uluslararası sermaye akımlarıdır. Uygulamada bu sermaye yatırımlarının süreleri 30, 60 ve 90 gün olmaktadır.
Günümüzde kısa süreli mali yatırım araçları çok çeşitlidir. Bunlardan bazıları, ticari bonolar, finansman bonoları, hazine bonoları, vadeli mevduatlar, ihracat kredileri, muhabir açıkları olarak sayılabilir.
Sermaye işlemlerinin bu şekilde kısa ve uzun süreli olarak sınıflandırılmasındaki temel sebep, bunların paraya dönüştürülebilme (likidite) özellikleri açısından farklı olmasıdır. Kısa süreli mali araçlar oldukça likit varlıklardır. Buna karşılık uzun süreli olanlar ise karşılaştırmalı olarak daha az likidite özelliği taşımaktadır. Fakat, günümüzdeki sermaye piyasası gelişmeleri uzun süreli tahviller ve hisse senetleri açısından bu ayrımı ortadan kaldırmaktadır.
Sermaye hesabındaki toplam alacaklı ve borçlu işlemlerin net bakiyesine “sermaye bilançosu” (balance of capital account) adı verilmektedir.
Sermaye bilânçosu eğer borçlu bakiye veriyorsa, ülkenin söz konusu dönem içerisinde net olarak dış dünya üzerindeki mali ve fiziki yatırımlarının arttığı söylenebilir. Alacaklı bakiye vermesi durumunda ise, dışarıya gönderdiğinden daha fazla yabancı sermayeyi ülkeye çektiği ifade edilebilir.
Sermaye hesabı bazı alt bilânçolara ayrılabilir. Bunlara örnek olarak, doğrudan sermaye yatırımları dengesi, portfolyo yatırımları dengesi, kısa süreli sermaye dengesi verilebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder