Ödemeler bilânçosu bir ülkenin dış ekonomik ilişkilerinin oldukça kullanışlı bir göstergesi olmaktadır. *Dış ödemeler dengesine bakarak, ithalatın dış dünya gelirleriyle karşılanabilir düzeyde mi olduğunu, yoksa bu amaçla borçlanmakta veya döviz rezervlerini mi kullanmakta olduğunu anlayabiliriz. Sanayileşmeye bağlı dış ticaret değişimini analiz etme imkanı sunmaktadır. Bu ve benzeri sorulara ödemeler bilânçosundaki bilgilerle cevaplar bulabilmekteyiz.
Diğer taraftan, ödemeler bilânçosu bilgilerinin taşıdığı bazı sorunlar mevcuttur. Öncelikle istatistik biliminin bir gerçeği olarak verilerin doğruluğu konusunda net bir şey söylemek söz konusu olmaz. Mallar sınırdan geçerken kayıtlarını tutmak kolaydır, fakat hizmet hareketleri, portfolyo ve doğrudan sermaye yatırımlarını aynı şekilde kayıt altına alabilmek kolay olmamaktadır.
Ayrıca bu sakınca giderilmiş olsa bile ödemeler bilânçosu tekniği kaynaklı bazı sınırlandırmalar bulunmaktadır. Bunları şöyle sıralayabiliriz.
Ödemeler bilânçosu, belirli bir ana kadar ülkenin birikmiş dış borç ve alacaklarını göstermez. Özetle, ödemeler dengesi bir akım kavramıdır. Yalnızca bir yıl içindeki ekonomik ve mali işlemlerin doğurduğu net açık veya fazlayı ortaya koyar, geçmişteki borç veya alacakla ilgilenmez.
Bir ülkenin o güne kadar birikmiş dış borç ve dış alacaklarını gösteren tabloya ise “uluslararası borçluluk dengesi” (balance of indebtedness) denilmektedir. Uluslararası borçluluk dengesi, dış borç veya varlıkları sürelerine, türlerine göre alacaklı ve borçlu olarak sınıflandırır.
Örnek olarak, özel dış borçların (varlıkların) hangi oranlarda doğrudan yatırımlardan, portfolyo yatırımlarından (tahvil ve hisse senedi) veya kısa süreli sermaye araçlarından oluştuğunun bilinmesinde yarar vardır. Daha sonra, resmi borç ve varlıkların ne kadarının diğer ülke ya da uluslararası kuruluşlarla ilgili olduğunu, bunların hangi yabancı paralara bağlı bulunduklarını bilmek de büyük önem taşımaktadır.
Sözü edilen bilgiler ödemeler bilânçosu istatistiklerinden elde edilemez. Bu bilgiler için uluslararası borçluluk dengesi göstergesini oluşturmak gereklidir.
Bu açıklamalara istinaden söylenebilir ki, ödemeler dengesi açık ve fazlaları dış ekonomik ilişkilerdeki “gerçek” bir dengesizliği de göstermemektedir. Ülkeler gümrük tarifeleri, kotalar ve kambiyo denetimi gibi kısıtlamalar vasıtasıyla uluslararası mal ve sermaye akımlarını sınırlandırabilirler. Bu nedenle ödemeler dengesinin gösterdiği açıklar “fiili” (görünür) açıklar olmaktadır. “Potansiyel” açıkların saptanabilmesi için ödemeler dengesi kayıtlarının ötesine geçmek gereklidir, yani uygulanan ticaret ve kambiyo politikalarının kısıtlayıcı etkilerini tahmin etmek gereklidir.
Ödemeler bilânçosu dış ticaretin bileşimi ve ülkelere göre dağılışı konusunda da bilgi vermemektedir. Ancak bir ülke, bölge veya para alanlarıyla yapılan ticaretlerin incelenmesi bu bağlamda büyük faydalar sağlayabilir.
Bunun yanısıra, ödemeler bilânçosundan elde edilecek bilgilerden dış ticaretin içindeki değişmeler de izlenemez. Fakat, kalkınan bir ülkede, ihracatta sanayi ürünlerinin payının arttırılması, ithalatta ağırlıklı olarak tüketim malları yerine hammadde ve yatırım mallarına yönelme gibi gelişmelerin incelenmesi arzulanmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder