XVI. yüzyıldan XIX yüzyıla kadar geçerli olan merkantilizm düşüncesi, uluslarası alanda müdahaleci dış ticaret politikalarını yaygın hale getirmişti. Ancak XVIII. yüzyıl itibariyle etkisini yavaş yavaş kaybetmeye başlamıştır.
Merkantilist düşünce sonrası dünyada serbest ticaret akımları etkili olmaya başlamıştır.
Dünya ticaretinin serbestleşmesinde önemli bir rol oynayan faktör, ''en fazla kayırılmış ülke kuralı'' dır. (the most favored nation clause: MFN)
Kısaca, İki ülke aralarında bu kuralın geçerli olacağı konusunda görüş birliğine varmışlar ise, yaptıkları iki taraflı anlaşmada buna yer verirler.
İfade ettiği anlam: Eğer taraflardan birisi başka bir ülkeye örneğin gümrük indirimi şeklinde bir ödün verirse bunu anlaşmaya taraf olan ülkeye de tanımak zorundadır. Bu kuralın yaygınlaşması ile beraber ülkeler arası serbest ticaretin genişlemesi fırsatı doğmuştur.
En çok kayırılmış ülke kuralı (MFN) iki şekilde uygulanabilmektedir, Kayıtlı (conditional) ve kayıtsız (unconditional).
Kayıtlı şekilde, *bir ülkenin üçüncü bir ülkeye verdiği ayrıcalıkların anlaşmaya taraf olan ülkeye uygulanabilmesi için o ülkeden de aynı eşdeğer de bir ayrıcalığın sağlanması gereklidir.
ABD tarafından 1922 ye kadar uygulanmıştır. Ortaya çıkardığı sorunlar sebebiyle kayıtsız yönteme geçilmiştir.
Günümüzde, GATT (General Agreement on Tariffs and Trade) üyesi ülkeler birbirlerine karşı kayıtsız en fazla kayırılmış ülke kuralını otomatik biçimde benimsemiş sayılırlar.
I. Dünya Savaşı'ndan önceki dönemde en gelişmiş sanayi ülkesi olan İngiltere ürettiği malların dış pazarlara ihraç edilmesi için, serbest ticaretin en şiddetli savunucu olmuştur. Fakat, o dönemde yeni sanayileşmiş Almanya, Fransa ve ABD gibi ülkeler koruyuculuğu savunmaktaydılar.
1929 da meydana gelen Büyük Dünya Deprasyonu yıllarında her ülke tariflerini yükseltmiş ve Merkantilizmin tekrar canlanmasına yol açmıştır. İngilter bile bu dönemde Commonwealth tercihli bir tarife sistemi kurmuş ve diğer ülkelere yönelik tarifeleri arttırmıştı.
II. Dünya savaşından sonraki dönemde ise uluslarası işbirliği düşüncesiyle beraber, geçmişteki katı ve dar milliyetçi tavırlar yerini uluslarası barışı amaçlayan uluslarası örgütlere bırakmıştı. En ünlüsü olarak bilinen BM (Birleşmiş Milletler) idi. Ayrıca özellikle ticaret konusunda etkili olan örgütlere örnek olarak, Uluslarası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası (IBRD) sayılabilir.
1948 yılında GATT ortaya çıkmıştır, GATT adı altında yapılan çok taraflı birçok görüşme sonrası İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki dönemde gümrük tarifeleri önemli ölçüde azaltılmıştır.
Fakat, gümrük tarifeleri azaltılırken aynı zamanda yeni görünmez engeller ortaya çıkmaktaydı. Özellikle 1973 yılından sonra dünyada koruyuculuk politikalarının etkin olması nedeniyle bu döneme yeni korumacılık denmektedir.
Diğer taraftan 1994 yılında sonuçlanan Uruguay Toplantıları ilk kez gümrük tarifeleri gibi bu görünmez engellere karşı adımlar atılmasını sağlamıştır. Bu toplantılar sonucu ayrıca Dünya Ticaret Örgütü (World Trade Organization) kurulmuştur.
Günümüzde dış ticaretin hala değişim içerisinde olduğunu görmek mümkündür, serbest ticaretin oluşturulması yönündeki eğilimlerin yanısıra ülkesel bazda farklı politikaların mevcut olduğu bilinmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder