Büyük bir ülkenin 'optimum' (en uygun) diye nitelendirilen bir tarife koyarak serbest ticarete göre refah düzeyini nasıl en yüksek düzeye çıkartabileceğini ifade eder.
Tarife koyanın refah artışları, diğerlerindeki refah düşüşü pahasına gerçekleştiği için yüksek bir olasılıkla onlarda aynı yola başvurarak, yani misilleme yapacaklardır. Bu herkesin kaybetmesi anlamın gelir.
Büyük bir ülkenin gümrük tarifesi koyması ülke refahı açısından birbirine ters iki etki doğurur. Bunlar ticaret hadlerindeki iyileşme ve ticaret hacmindeki daralmadır. Birincisi refahı olumlu, ikincisi ise olumsuz etkiler.
Optimum tarife, ticaret hacmindeki daralmanın olumsuz etkilerine karşılık, ticaret hadlerindeki iyileşmeden doğan net refah artışlarını maksimum yapan bir gümrük tarifesi demektir.
Bu tarife düzeyi aşıldıktan sonra her birim gümrük tarifesi artışı refah kaybı demek olacaktır. Tarife düzeyi aşırı şekilde artarsa bu noktada ticaret hacmi sıfıra düşebilir ve buna yasaklayıcı tarife denilmektedir. Şüphesiz bu noktada dış ticaret kazançları da sıfır olmaktadır.
Günümüzde büyük bir ülkenin bu şekilde bir tarife yükseltmesini gerçekleştirmesi pek olası değildir. Öncelikle bu düzenleme GATT ilkeleriyle bağdaşmayacağı gibi, söz konusu optimum özelliğine sahip olması için diğer ülkelerin buna karşılık hiçbir önlem almamasına bağlıdır. Fakat, eğer misilleme olarak onlarda gümrük tarife artışlarını gündem getirirse beklenen refahın maksimum seviyede olması durumuna ulaşılamaz. Doğal olarak her ülke kendi çıkarını düşündüğü varsayımından bakarsak, bunu yapmaları beklenecektir.
Bu şekilde karşılıklı tarife yükseltilmesine dönüşen bir durum, gümrük savaşı olarak ifade edilir. Bunun sonucunda kimse amacına ulaşamaz, fakat dünya genelinde daralan ticaret dolayısıyla herkes birde zarara uğrayacaktır. 1930 larda bunun çok açık bir örneği yaşanmıştır. Günümüzde ise tam tersine dünya ticaretini serbestleştirmek yönünde çalışmalar sürmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder