Tüketici rantı kavramını ilk kez Alfred Marshall ortaya atmıştır. Bu rant kısaca, tüketicilerin bir malın bir birimi için vermeyi kabul edebilecekleri en yüksek fiyat ile piyasada malı satın alabildikleri fiyat arasındaki farkı ifade etmektedir.
Piyasa fiyatı tüketicinin kafasındaki fiyattan ne derece düşükse rant o kadar yüksek olur.
Talep eğrisinin altında kalan alanın tümü kullanıcıların malın tüketiminden sağladıkları toplam faydayı gösterdiğini biliyoruz. Tüketici bu faydanın bir kısmı için ödeme yaparken, kalan kısmı için ödeme yapmadan yararlanmış olmaktadır.
Ödediği kısım satın alınan miktarın piyasa fiyatı ile çarpımına eşittir.
Kalan kısım ise grafik olarak piyasa fiyatı doğrusunun üzerindeki talep eğrisinin altında kalan bölümdür.
Bu ifade ettiğimiz durumu aşağıdaki grafikte daha açık bir şekilde görebilmekteyiz.
TT eğrisi üzerine tarife konulan malın talep eğrisidir.
P1 serbest dünya fiyatını ifade eder.
Serbest ticaret koşullarında OR miktar maldan ORF alanı kadar fayda elde edilir.
Bu miktar fayda karşılığında yapılan ödeme OP1SR yani ORxOP1 dir.
Arta kalan P1FT alanı ise tüketici rantını göstermektedir.
Birim ithalat başına P1P2 tutarında bir tarife konulduğunda malın iç piyasada satış fiyatı doğal olarak OP2 düzeyine yükselecektir.
Birim başına yapılan ödeme arttığı için sağladığı rant da azalacaktır.
Yukardaki grafiğe göre baktığımızda,
İç fiyatlar OP2 ye çıktığında,
Gerçekleşen toplam tüketici rantı P2FN düzeyine düşmüştür.
Yani P1P2NR kadar azalmıştır.
Bu miktar faydanın P1P2NU kadar kısmından karşılığı olan ödeme yapılarak yararlanılmaktadır. Bu rant azalması olsa bile fayda kaybı sayılmaz.
Fakat, UNS üçgeni alanı kadar olan fayda ise tamamen yok olmuştur. (deadweight loss)
Tarife nedeniyle UR kadar mal satın alınmadığı için UNS miktar fayda tümüyle yokolmuştur.
Bunun anlamı toplam refah düşüş olduğu gerçeğidir.
Tarifelerin tüketim maliyetleri ile anlatılmak istenen de budur.
Üretici Rantı
Yukarıdaki grafiğimizde sağ tarafta ise üretici rantındaki artış gösterilmektedir.
Üretici rantı üreticilerin belli miktar satıştan elde ettikleri gelir ile, o miktar üretimin yapılabilmesi için zorunlu olan maliyet arasında pozitif farkı ifade eder.
Grafikte serbest ticaret koşulları altında,
Üretilen miktar OK olup
P1 fiyatından elde edilen satış geliri OP1LK dir.
OHLK kadarı zorunlu olarak yapılması gereken toplam üretim maliyetini gösterir.
Bunun üzerinde üreticilerin elde ettikleri HP1L miktar gelir ise üretici rantını oluşturmaktadır.
Gümrüklü satış fiyatı OP2 ye çıktıktan sonra,
Toplam ödemeler OP2MS tutarında olmaktadır.
OHMS kadarı üretim maliyetlerini karşılarken,
Kalan HP2M miktarı üretici rantını oluşturmaktadır.
Sonuç olarak gümrük vergisi dolayısıyla üretici rantı P1P2ML miktar artış yaşamıştır.
Üretici rantı da toplum açısından bir kayıp olarak düşünülür. Buna da toplumsal üretim maliyeti adı verilir.Üretici rantının toplumsal kayıp olarak kabul edilmesinin nedeni, toplumun kaynak dağılımındaki etkinliği bozmasıyla ilgilidir.
Yerli üretimde dış rekabete karşı üretilen bu ürünler, ihracat kesimlerinden çekilen kaynaklarla gerçekleştirmek zorundadır.
Yüksek verimli ihraç mallarından çekilip, daha az verimli ithalata rakip mallara yönelen kaynaklar ülke açısından kaynakların daha verimsiz kullanılması anlamına gelmektedir.
Toplumsal tüketim ve üretim maliyetleri tarifelerin ülkeler açısından olumsuz etkilerini yansıtır ve serbest ticareti savunanlar açısından dünya kaynaklarının en verimli kullanılmasının yalnızca serbest ticaret ile mümkün olacağını kanıtlaması açısından sık kullandıkları ekonomi yaklaşımlarıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder