Dış ticaret politikasının şüphesiz en eski ve en yaygın araçlarından birisi gümrük vergileridir.
Bu vergiler ithal mallarının ülke sınırlarına girişi sırasında devletçe alınırlar.
Tarife deyimi ise, çeşitli mallara uygulanacak vergi oranlarını gösteren listeleri ifade eder.
Gümrük vergileri yasalarla düzenlendiği için parlamento faaliyetleri ile ayarlanır. Ancak Türkiye'de olduğu gibi gümrük vergilerinin konulması, kaldırılması ve vergi oranlarının değiştirilmesiyle ilgili bazı yetkiler yasalarla hükümete de verilmiş olabilir.
Tarifeler konusunda bağımsız karar verebilmek ülkelerin ulusal egemenliğin doğal bir sonucu kabul edilir.
Ülkelerin tek taraflı olarak koyduğu tarifelere 'otonom tarife' adı verilir. Ancak tarifeleri ülkeler iki veya çok yanlı anlaşmalarla da belirleyebilir, Uluslarası anlaşmalarla belirlenen tarifelere de ''sözleşmeli'' (akti) tarife denmektedir.
Tarifelerin uluslarası anlaşmalarla belirlenmesindeki temel amaç, tarifeleri indirmek veya tamamen kaldırmak, böylece de ticaretin serbestleşmesini sağlamaktır.
Çok taraflı anlaşmalarla tarife oranlarının belirlendiği durumlarda ülkeler, anlaşmaya üye olan ülkelere karşı tarifelerinde tek yanlı değiştirme bağımsızlığını kaybederler. Bu durum gümrük birliği ve serbest ticaret anlaşması gibi iktisadi birleşme hareketlerinde de vardır.
Bir gümrük birliğine katılan ülkeler birbirlerine karşı yaptıkları ticarette tarifelerini sıfırlarlar.
Büyük devletlerin tarifelerini yükseltme yönünde hareket etme olanakları çok kısıtlıdır. Çünkü böyle bir hareket tüm devletler açısından kayıp getirmesinin yanında söz konusu ülkeye karşı misilleme olarak gümrük tarifelerinin yükseltililir.
Günümüzde gümrük vergileri genellikle ithalattan alınır. Ancak özellikle geçmişte, ihracat ve transit mal geçişlerinden de gümrük verigisi alınması yaygın olarak görülmektedir.
İhracat üzerine vergi koymak, monopolcü olan bir ülkenin fiyatları yükselterek dünya piyasalarında arz kıtlığı yaratmak amacını gütmesiyle olur.
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra GATT çerçevesinde yapılan çok yanlı görüşmeler yoluyla özellikle sanayi malları üzerindeki gümrük tarifeleri önemli ölçüde düşürülmüştür.
Gelişmiş ülkelerin 2000 li yılların başlarında sanayi mallarına uyguladıkları tarifeler yüzde 3-4 dolaylarına indirilmiştir. Az gelişmiş ülkelerde bu oranlar daha yüksek seviyededir.
1994 yılı Uruguay toplantılarında alınan kararlara bağlı olarak gelişmiş ülkelerde ve bazı az gelişmiş ülkelerde gümrük tarifelerinin indirilmesi sağlanmıştır.
Ayrıca gelişmiş ülkelerdeki sanayi üzerindeki gümrük oranları düşükken, bu ülkelerde hassas (sensitive) sektör olarak kabul edilen tekstil, giyim ve elektrikli makineler gibi az gelişmiş ülkelerin ihraç ürünlerine karşı uygulanan tarife oranları çok daha yüksek seviyelerdedir.
Diğer taraftan genel itibariyle, hammadde ürünlerindeki tarife oranlarına nazaran yarı işlenmiş ve mamûl mallara doğru tarifelerin yükseldiği görülmektedir, Buna istinaden az gelişmiş ülkelerin mallarını işlenmiş olarak ihraç etmeleri zorlaşmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder