23 Aralık 2010 Perşembe

Monopolcü Rekabet Teoremi

Günümüz ekonomilerinin özellikle sanayi üretiminin temel özelliği; homojen değil, farklılaştırılmış malların ticarette en büyük payı oluşturmasıdır. Aynı şekilde, uluslarası ticaretin çok önemli bir bölümü bu farklılaştırılmış nitelikteki malların alım satımını kapsar.

Dış ticarette mal farklılaştırması (product differentation) konusunda klasik bir örnek vardır, bu otomobildir. Dünyada çeşitli büyük firmalar araba üretimi yaparlar. Fakat, Amerikanın ürettiği bir chevrolet ile Japonların ürettiği Toyota veya Almanların Mercedes, hatta ülkemizdeki Tofaş otomobilleri birbirlerinden farklılaşmıştırlar.

Faktör donatımı teorisinde mallar homojen olarak kabul edilmiştir. Bu malların tam rekabet koşullarında olduğu düşüncesinin bir sonucudur. Homojenlik neticesinde bir ülke tarafından hem ihraç hem ithal edilmeyeceği varsayımı oluşur.

Ancak, gerçek hayatta özellikle aynı sanayi mallarının farklılaşmış ürünleri bir ülkeden hem ihraç edilebilir, hem de ülkeye başka bir ülkeden farklılaşmış haliyle ithal edilebilir. Markanın önemi bu noktada ortaya çıkmaktadır. Marka sahibi bir mal, tüketici tarafından diğer ürünlerden ayrıcalıklı bir konuma koyulur.

Uluslarası ticaret başlangıçta geleneksel olarak birbirine benzer olmayan, ya da tamamen değişik endüstriler tarafından üretiilen malların alım satımı olarak düşünülmüştür. Buna literatürde endüstriler arası ticaret (inter-industry trade) denilmektedir.

Fakat, günümüzdeki söz konusu ticarette asıl ağırlık taşıyan aynı endüstriye ait ama farklılaştırılmış malların alınıp satılmasıdır. Buna da endüstri-içi ticaret (intra-industry trade) denmektedir.

Endüstri-içi ticaret, yani bir ülkenin aynı endüstri kapsamındaki farklılaştırılmış malları hem ihraç, hem de ithal etmesi, iki-yönlü ticaret (two-way trade) olarak da bilinmektedir.

Özellikle günümüz ticaretinin oldukça büyük bir kısmı aynı tarz mallar üzerindeki iki-yönlü ticaretten oluşur.

Monopolcü rekabet teoremi de, sanayi malları üzerindeki iki-yönlü ticaret olayını, ölçek ekonomileri ile açıklamaktadır.

Kısaca, sanayi kesimindeki firmalar çoğunlukla ölçeğe göre artan verim koşullarında bulunmaktadır. Doğal olarak, monopolcü rekabet piyasasının ortaya çıkması kaçınılmazdır. Sanayi kesiminde az çok birbirinden farklılaştırılmış mallar üreten çok sayıda firma bulunması bunun önemli bir göstergesidir.

Ölçek ekonomilerinin yararlanma düşüncesi, bu durumdaki her firma veya üretim tesisini çok sayıda farklı tür veya tipte mal üretmek yerine yalnız bir ya da birkaç tür üzerinde üretim yapmaya zorlar. Firma uluslarası rekabet dolayısıyla maliyetlerini düşürmeye çalışmaktadır. Belli bir mal üzerinde uzmanlaşmaya gidilmesi, daha etkin makineler kullanılması, ölçek ekonomilerinden yararlanılması gibi eylemlerle ülke söz konusu ürün türünün ihracatçısı durumuna gelirken, diğer ürün türlerini dışarıdan ithal eder.

Monopolcü rekabet hipotezi endüstri-içi ticaret mal farklılaştırılması ve ölçek ekonomileri ile açıklanmaktadır. Bu sebeple, faktör donatımı teorisinin söylediğinin tersine, aynı faktör donatımına sahip sanayileşmiş ülkelerin kendi aralarında yoğun olarak gerçekleştirdikleri iki-yönlü ticareti açıklamada kullanılabilecek bir teoridir.

Endüstri-içi ticaretin önemi ilk kez Avrupa Ekonomik Topluluğu'nun kurulması ve topluluğa üye ülkeler arasındaki gümrük tarifeleri ve öteki dış ticaret kısıtlamalarının kaldırılması sırasında açıkça görünür hale geldi. Uygulamalı araştırmalar, bölge içinde ticaretin serbestleştirilmesi sonucu ticaret hacminin büyük ölçüde genişlediğini, ancak bu artışın daha çok aynı endüstri kapsamındaki farklılaştırılmış malların değişimi biçiminde gerçekleştiğini göstermektedir.

AET içerisinde aynı ürünler, otomobil gibi malların ülkeler için hem ihraç hem ithal malı olması mümkün olmaktadır.


ENDÜSTRİ-İÇİ TİCARET ve ÖLÇÜLMESİ

Endüstri-içi ticaret (intra-industry trade) bir ülkenin aynı endüstriye ait malları hem ihraç, hem de ithal etmesi biçimindeki ticarete verilen genel isim olduğunu söylemiştik.

Bu ticaret yapısı ölçek ekonomilerinden ve mal farklılaştırmasından kaynaklanmaktadır. Aynı faktör donatımı ve teknolojiye sahip ülkeler arasındaki ticaretin daha çok endüstri-içi nitelikte olduğu görülmektedir.

Söz konusu ticareti ölçmek için yaygın olarak Grubel-Lloyd indeksi kullanılır. Formül aşağıdaki gibidir.

Formülde X, belli bir mal veya mal grubunun ihracatını gösterir.
Formülde M, belli bir mal veya mal grubunun ithalatını gösterir.

Paydaki dikey çizgiler mutlak değerleri ifade eder.

Sonuç olarak, indeks 0 ile 1 arasında değişmektedir.

Söz konusu malı yalnızca ithal veya yalnızca ihraç ediyorsa, (endüstri-içi ticaret yok) indeks O (sıfır) olur.

Eğer aynı malın ithalatı ve ihracatı birbirine eşitse, indeks 1 (bir) olmaktadır. Endüstri içi ticaret maksimum seviyede.

İndeks, bireysel endüstriler gibi ülkeler arasındaki endüstri içi ticaret karşılaştırması için de karşılaştırma imkanı sunar.

Ancak ülkeler arası kullanmak için, endüstrilerin hesaplanan indekslerinin toplamlarını temel almak gereklidir. Buna istinaden, formül aşağıdaki şekli almaktadır.

Formülde Σ (sigma) işareti bireysel endüstriler için hesaplanan |X-M| değerlerinin toplamını ifade eder.

Not: Endüstri içi ticaret homojen mallar üzerinde olması örneğini büyük topraklara sahip ülkelerde görebilmekteyiz. Eğer serbest ticaretin olduğu iki ülke sınırları varsa, bu sınırda yer alan yerleşim birimleri ihtiyaçlarını taşıma giderleri gerekçesiyle kendi ülkesinden karşılamak yerine, sınır ülkesinden ithalat yolunu seçebilmektedir. ABD-Kanada sınırındaki kereste ticareti bu konudaki bilinen örneklerden biridir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder