Bu yazı merkantilizm ve klasik liberalizm hakkında temel bilgiler ve dönüşümü açıklama amaçlı yazılmıştır.
Bir ekonomi terimi olan merkantilizm (merchantilism) Klasik teoriden önce uluslarası ticaret konusunda temel olarak kabul edilmiştir.
Önemli noktalar:
*Dünya serveti sabit kabul edilir ve kazancın sıfır toplamlı varolduğu düşünülür.
*Bu nedenle bir ülkenin kazancı diğer ülkenin kaybı olarak ifade edilir.
*Devlet hazinesine daha fazla altın kazandırmak amaçlanır.
*Bu sebeple dış ticarette fazla oluşması istenmektedir.
*Hammadde ithali, onlardan üretilen mamuller ihraç edilmesi teşvik edilir.
Sanayi devrimi sonrası üretim olanakları çok fazla artıyor ve bunun neticesinde ortaya çıkan bu üretimin satışının yapılması gerekli olduğudur. Fakat, merkantilizm düşüncesinde olan diğer tüm ülkeler bu üretim fazlasını almak niyetinde olmayacaklardır.
Tüm bunlar Adam Smith in yazdığı 'Ulusların Zenginliği' (The Wealth of Nations) adlı eserinde açıklanan yeni bir akımın dünyada hakim olmasına yol açmaktadır.
Klasik liberalizm ve günümüzdeki uluslarası ticaret düşüncesinin de temelini oluşturan bu yaklaşım kısaca şu noktalar üzerinde durmaktadır.
*Ekonomideki her aktör kendi çıkarına göre hareket ediyor. Bu etkileşim hem doğal hem de toplum için yarar getiren bir durum; çünkü ekonomik durum kendi halinde bir düzene girme eğilimi gösterir. Bu eğilimin asıl dayanak noktası görünmez el (invisible hand) olarak ifade edilen fiyat mekanizmasıdır. Örnek olarak; herkesin bildiği arz ve talebin getirdiği fiyat değişimi verilebilir. Bu nedenle ticari ilişkilerin devlet müdahalesine gerek olmadığı görüşü hakimdir.
Ayrıca, merkantilizm de söylenen dünya servetinin sabit olması yerine Klasik teoride ülkeler uzmanlaşma ve iş bölümü sayesinde toplam üretim ve tüketimi neticesinde yaşam düzeylerini artırabilmektedirler. Yani, her iki tarafında bir kazancının olduğu durum mümkün olmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder