26 Aralık 2010 Pazar

Ekonomik Kalkınma ve Karşılaştırmalı Üstünlükler


Uluslarası ticaret açısından, üretimde kullanılan faktör arzındaki büyüme, artan faktörü göreceli olarak ucuzlatarak onu yoğun biçimde kullanan endüstrilerde maliyet düşüşüne ve üretim genişlemesine yol açar.

Bunun anlamı karşılaştırmalı üstünlük yapısının o yönde değişmesi demektir. Karşılaştırmalı üstünlük yapısı, onun faktör donatımına bağlıdır. Faktör donatımı değiştikçe karşılaştırmalı üstünlüklerin de değişmesi gerekir.


Az gelişmiş ülkeler çoğunlukla, kalkınmanın ilk aşamalarında, sahip oldukları zengin nüfus potansiyeline karşılık sermaye kıtlığı çekerler. Zorunlu olarak emek yoğun mal ihracına yönelirler. Ama buna rağmen asıl amaç, hızlı bir sanayileşme ilke sermaye kıtlığını gidermek ve uzun dönemde ileri teknoloji ve sermaye yoğuın mal ihraç eden bir ülke konumuna gelmektir.

Günümüzdeki birçok sanayileşmiş ülke aynı değişimi geçirerek bu hale gelmiş olduğu bilinmektedir.

Bir örnek ile bir ülkenin nasıl karşılaştırmalı üstünlük yapısını değiştirdiğini görebiliriz. Aşağıdaki grafikte Türkiyenin 1970-2000 yılları arasındaki buğday ve çelik üretime ait faktör donatımını görmekteyiz.

İlk başta 1970 yılında Türkiye, sermaye fakir ve emek zengin bir durumuda olarak buğday ihraç edip, çelik ithal etmektedir. Ancak uygulanan kalkınma politikaları ile daha sonraki yıllarda sermaye faktörü emekten daha hızlı arttırılmış olduğunu varsayımı yapılırsa,

Artan sermaye, ithalata rakip endüstriyi oluşturan yerli çelik üretiminde kullanılacak ve büyüme ticaret azaltıcı yönlü olacaktır.

Göreceli hızlı sermaye artışı ile beraber, büyümenin ticaret azaltıcı özelliği de sürecektir.

Bu kalkınma uygulamalarının bir noktasında dış ticaret hacmini tamamen sıfıra düşürecektir. Yukardaki grafikte bu durum 1980 yılında gerçekleşmektedir.

O tarihten sonra, Türkiye'nin söz konusu iki mal açısından üretimi yer değiştirerek, Türkiye'nin yeterli ölçüde sermaye zengin bir ülke durumuna geldiği gerçeğinden yola çıkarak, önceleri ithal ettiği çeliği artık ihraç etmeye başlamıştır. Tabii ki, eski ihraç ürünü buğdayı ise artık ithal etmek durumundda kalmıştır.

Bu analiz birçok yönden gerçeklerden soyutlanmış olmasına rağmen temel bir bilginin öğrenilmesi açısından oldukça önemlidir. Aklımızdan çıkarmamız gereken nokta ise, gerçek yaşamda, pek çok değişken işin içine katılmalıdır, bunlar; tüketici tercihler, teknolojinin sabit kalması vb..

Bu yazının temel konusu, gelişmekte olan ülkelerin uygun sanayileşme politikaları uygulayarak ekonomik yapılarını ve uluslarası işbirliğindeki yerlerini değiştirmelerinin mümkün olduğunu göstermektir.

Az gelişmiş ülkelerde kalkınmanın yolunun sanayileşmeden geçtiğinin bilincindedirler. *Tarımdan farklı olarak sanayi üretiminin kalkınmayı hızlandırıcı önemli dinamik etkileri vardır. Bunlar; İşgücüne ileri beceri kazandırılması, daha fazla teknik yenilik, istikrarlı ihracat geliri vb..

Daha önceki yazılarımızda bahsettiğimiz gibi, bu yazıdaki anlatılanlara bağlı olarak bir ülkenin gelişmiş olduğunu gösteren göstergelerden biri de Sermaye/Emek oranıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder