Ekonomisinin yeteri kadar gelişmemesi nedeniyle ilk görüşmeler yapıldığı dönemde Türkiye topluluğa hemen girmeye hazır değildi.
Belirlenen aşamalar şunlardır;
-Hazırlık Dönemi
-Geçiş Dönemi
-Tam Üyelik
Hazırlık Dönemi, ilerdeki aşamada yer alan gümrük birliği amacı bağlamında Türk ekonomisini güçlendirmeye yönelik bir dönemdir. Bu amaçla AET, tek taraflı olarak Türkiye'ye bazı malların ithalinde gümrük tarifesi ödünleri vermesi ve ayrıca mali yardımlarda bulunması öngörülüyordu.
1964 yılından itibaren AET, Türkiye'nin dört geleneksel ürününe (tütün, kuru üzüm, kuru incir ve fındık) gümrük tarife kontenjanları tanımıştır. Bunun anlamı kontenjan dahilindeki ithalata indirimli gümrük uygulanmasıdır. Kontenjan sınırları aşılınca Türk mallarına da diğer ülkelere uygulanan gümrük tarifeleri uygulanacaktır. (Diğer önemli ihraç ürünü pamuk için ise gümrüksüz ithal önceden varolduğu için böyle bir durum söz konusu olmamıştır)
1967'den itibaren ise, kaliteli şaraplar, bazı deniz ürünler, sofralık üzüm ve narenciye gibi bazı tarımsal ürün ile bir kısım sanayi mallarımıza da belirli bir kontenjan içerisinde gümrüksüz veya düşük tarifeli ithalat kolaylıkları tanınmıştır.
Topluluk ayrıca bu dönem içerisindei, Birinci Mali Protokol uyarınca, özellikle altyapı ve sanayi projelerinin finansmanı amacıyla toplam 175 milyon dolar tutarında dış yardım sağlamıştır. (Krediler Keban Barajı ve Boğaz Köprüsü projelerinde kullanılmıştır)
Geçiş Dönemi
Hazırlık dönemi 5 yıllık tasarlanmıştı, fakat bu sürenin 12 yıla uzatılabilmesi mümkündü. Türkiye, 5 yıl sonunda uzatma istemeden ikinci aşamaya yani geçiş dönemine girmek üzere Topluluk ile görüşmelere başlamıştır.
Bu görüşmeler 23 Kasım 1970 tarihinde Katma Protokol'ün imzalanması ile sonuçlandırıldı. Katma Protokol ilgili ülke parlamentolarınca onaylanarak yürürlüğe girmiştir. (1 Ocak 1973) Fakat, 1 Eylül 1971 den itibaren geçici bir anlaşma ile ticari hükümler çoktan uygulanmaya başlanmıştı.
Katma Protokol, geçiş döneminin gerçekleşme koşullarını, usullerini, aşamalarını, süre ve yöntemlerini belirleyen bir anlaşma niteliğindedir.
Bu dönemin asıl amacı planlanan süre içinde Türkiye ile AET arasında sanayi mallarını kapsayan bir gümrük birliği kurmaktı. Bu nedenle, söz konusu malların gümrük resim ve harçlarının aşamalı olarak sıfıra indirilmesi, tarife dışındaki miktar kısıtlamalarının kaldırılması ve AET'nin ortak gümrük tarifesini uygulamaya geçmesi gerekiyordu. (Tarımsal ürünler, kömür ve çelik gümrük birliği kapsamı dışında tutuluyordu)
Katma Protokole göre ticari ve mali sorumluluklar şöyle sıralanabilir.
1. Sanayi ürünleri alanında aşamalı olarak gümrük birliğinin oluşturulması
Katma Protokol'ün yürürlüğe girmesiyle, Topluluk Türkiye'den ithal ettiği sanayi ürünleri üzerindeki gümrük vergilerini sıfıra indiriyor ve miktar kısıtlamalarını da kaldırıyordu.
Fakat, topluluğun tarım ürünü kabul ettiği, tarıma dayalı bazı sanayi ürünleri (zeytinyağı, salça, şeker) ile tekstil ve işlenmiş petrol ürünleri bu uygulamanın dışında tutulmuştu. Tekstil konusunda AET Türkiye'ye karşı tekstil kotaları uygulamaktaydı. Bu söz konusu malların Türkiye'nin ihracatında önemli yeri olması sebebiyle özellikle gıda ürünlerin üzerindeki kısıtlamaların sürmesi Türkiye açısından olumsuz bir sonuç doğuracak nitelikteydi.
Katma protokol'ünün Türkiye açısından getirdiği sorumluluk, topluluk malları üzerindeki gümrük vergilerinin aşamalı olarak kaldırılması ve yeni vergilerin konulmayacağı şeklinde planlanmıştı. *Gümrük vergilerinin kaldırılması bir kısım mallarda 12 yılda, diğerlerinde ise 22 yılda gerçekleştirilecekti. (Dış rekabet olanağı göreceli yüksek mallar 12, daha rekabetçi olanlar ise 22 yıllık listeye konulmuştu.
Protokol'ün yürürlüğe girdiği tarihten başlamak üzere tarife indirimleri için bir takvim belirlenmişti. İndirimler genellikle 12 yıllık listedeki mallar için %10, 22 yıllık listedeki mallar için ise %5 oranlarında yapılmaktaydı.
Gümrük tarifelerinin indirilmesinin yanından Protokol ayrıca miktar kısıtlamalarının (kotalar) da kaldırılmasını öngörüyordu.
Son olarak, Protokol bağlamında Türkiye belirlenen takvime göre, topluluğun ortak gümrük tarifesini kendisi için yürürlüğe koyması gerekiyordu. (Bunun anlamı diğer ülkelere karşı gümrük tarifesi indirimi)
Kısaca, Katma Protokol hükümlerine göre, yürürlüğe girdiği tarihten sonra 22 yıl içinde Türkiye topluluktan ithal ettiği sanayi malları üzerindeki gümrük tarifelerini ve miktar kısılatlamalarını kaldıracak, ayrıca diğer ülkeler karşı topluluğun ortak gümrük tarifesini uygulamaya başlayacaktı. Bu tarih olarak en geç 1996 yılının başında Türkiye ile AB arasında bir gümrük birliği kurulması anlamına geliyordu.
2. Tarımsal ürünler alanında tercihli rejim uygulaması
Geçiş döneminin bir diğer konusu, topluluk gümrük indirimine tabi olmayan bazı tarımsal ürünlerin Türkiye'den 'tercihli gümrük tarifeleri' kullanılarak ithal edilmesidir. Ayrıca tavsiye niteliği taşıyan Türkiye'nin tarım politikasını topluluğun ortak tarım politikasına uyumlu hale getirecek düzenlemeleri yapması ifade edilmiştir.
3. Serbest faktör dolaşımının sağlanması
Katma Protokol 1976 ile 1986 yılları arasında, topluluk ile Türkiye arasında işgücünün serbest dolaşımının gerçekleştirileceğini öngörür. Türk işçilerin toplulukta tüm sosyal haklardan yararlanmaları (ücret, çalışma süresi) ve sosyal güvenlik konularında eşitliğin olması da protokolde yer alıyordu.
Bu konuda bu protokole ithafen günümüzde uygulanan vizelerin kanun dışı olduğu söylenmektedir.
4. Mali yardımlar
Sanayileşme çabalarına katkıda bulunmak ve ülkeyi tam üyeliğe hazırlamak üzere Türkiye'ye miktarı ve koşulları mali protokoller ile belirlenecek biçimde yardımlarda bulunulması öngörülmüştü. (Avrupa Yatırım Bankası kanalıyla)
5. Ekonomi politikalarının uyumlaştırılması
Katma Protokol'de ayrıca geçiş dönemi boyunca Türkiye'nin ekonomik ve mali politikaları ile yasal mevzuatını topluluğun rekabet ve vergileme gibi konulardaki mevzuatıyla uyumlaştırması yolunda çaba gösterilmesi önerilmiştir.
(Geçiş Döneminde olan Önemli Gelişmeler)
(Gümrük Birliği)
Son Dönem
Ankara Anlaşması'na göre, geçiş döneminin tamamlanması ve gümrük birliğinin oluşturulması ile son döneme girilmektedir.
Sanayi malları alanındaki gümrük birliği gerçekleşmiş olduğu için bu dönemde yapılması beklenen tarım ürünlerinde de serbest dolaşımın sağlanması, ve Türkiye'nin AB mevzuatına uyumlu hale getirilmesi gibi düzenlemeler yapılması öngörülmektedir.
Bu dönemde Türkiye tam üyelik için gerekli tüm hazırlıkları bitirmesi beklenmektedir.
(Günümüzdeki son durum için ayrı yazılar yazılacaktır, eklediğimde bu yazıdan bağlantıyı vereceğim)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder