Bu teori bağlamında aklımıza gelen ilk soru 'ikinci en iyi'den önce birinci en iyi nedir? olmaktadır. Bu yüzden öncelikle ikinci en iyi teorisini anlattığımız bu yazımızda birinci en iyi hakkında bilgi vermek istiyorum.
Ülkelerin izleyecekleri serbest (müdahalesiz) ticaret dünya refahı açısından en iyi politika olarak kabul edilmektedir. Yani birinci en iyi politika uluslarası ticaretin tamamen serbestleşmesini ifade eder.
Birinci en iyi politika olarak kabul edilen tam rekabet ve serbest ticarettir. Bu açıdan tam rekabetin önemli varsayımlardan biri 'özel maliyet-sosyal maliyet' (özel fayda-sosyal fayda) arasında fark bulunmamasıdır. Kısaca, *piyasa fiyatlarının hem onu üreten kişilere (özel fayda) hem de onu tüketen kişilere (sosyal fayda) arasında sapma olmaması varsayımıdır.
Gerçek hayatta, çeşitli nedenlerle özel ve sosyal maliyet eşitliği sağlanamamaktadır.
Bu nedenle, yalnızca ticareti serbestleştirme düşüncesi optimumu sağlayamaz. Bu durumda, kendiliğinden oluşmuş kısıtlamaları dengeleyecek yeni kısıtlayıcı önlemler alınması, ülkenin refahı açısından olumlu bir etki doğuracaktır.
İşte, tam rekabet ve serbest ticaret politikasının (birinci en iyi) gerçekleşmediği gerçek bir ortamda, mevcut piyasada olan engelleri dengeleyecek yeni müdahalelerin yapılması, ikinci en iyi politikaları oluşturur.
Özetle, sosyal ve özel fiyat farkını sıfır yapan politikalar birinci en iyidir. Fakat, bunun gerçekleşmediği durumlarda, mevcut seçenekler arasında bu farkı en düşük yapanlarda ikinci en iyi politikaları oluşturmaktadır.
İkinci en iyi teorisini daha açık bir şekilde ifade edebilmek için örnek verelim.
Diyelim ki, bir malın yurtiçi üretiminden KDV alınırken aynı malın ithali böyle bir vergiden muaf tutulmuş olsun.
Bu durumda yerli mallar görece olarak pahalı olacağından, dışarıdan getirilen malın ucuzluğuna bağlı olarak ithalatı artacaktır.
İthalatın gerçekleşmesi belli miktar maliyeti ifade eder. Buradaki önemli nokta, ülkede üretimin yapılması söz konusu malın dışarıdan ithal edilmesinden daha maliyetli ise, ithalat kârlı olur.
Ancak, malların ulusal üretimle karşılanması durumundaki maliyet, bunların ithalatla elde edilmesi durumuna göre daha düşük olursa,
İthalattan KDV tutarına eşit oranda ek bir vergi alınması ülke açısından refah arttırıcı bir etki anlamına gelecektir.
Görüldüğü gibi bir hükümet müdahalesinin bulunduğu bir durumda, yeni bir müdahaleci önlemin konulması (ithalat vergisi) ülke refahına olumlu olarak hizmet edebilir. Bu politikaya ikinci en iyi denmektedir.
İkinci en iyi teorisinin kullanıldığı yaygın alanlardan birisi gümrük birlikleridir. Çünkü burada gümrük tarifeleri gibi üyeler arasından engeller kaldırılırken, diğer engeller (dışa karşı ortak tarife) sürdürülmektedir. Dolayısıyla yalnızca bir kısım engellerin kaldırıldığı ortamda refahtaki net değişme her zaman artış yönünde olmayabilir.
Diğer bir örnek ise, çevre konusunda verilebilir.
*Eğer çevreyi kirleten bir endüstride üreticilerden çevreye yaptıkları zararı karşılayacak bir vergi alınmıyorsa, bu üretimin üreticiye ait olan özel maliyeti topluma ait olan sosyal maliyetten daha az olacaktır. Bu amaçla, özel ve sosyal maliyetin eşitlenmesi için konulacak çevreyi kirleten endüstriden alınan bir vergi veya kısıtlama daha yararlı bir politika olacaktır.
İkinci en iyi teorisi bugün yalnız uluslarası ekonomi için değil, genel ekonomi için de büyük önem taşıyan bir teoridir.
Teori kısaca, marjinal toplumsal maliyetle toplumsal fayda arasındaki farkı azalatan her politikanın ekonomik etkinliği yükselteceği anlamında yorumlanabilir.
Öncelikle özel ve sosyal fiyatlar arasında farklılığa yol açan piyasa aksaklıklarının giderilmesi tavsiye edilir. Fakat, bu gerçekleşmeyecek bir şey ise, işte o zaman ikinci en iyi politikaların uygulanması önerilir.
İkinci En İyi Teorisine göre aşağıdaki ifadelerden
YanıtlaSilhangisi doğrudur?
A) Aynı miktarda vergi geliri sağlayan dolaylı ve
dolaysız biçimindeki iki verginin yol açtığı yarar
kaybı eşittir.
B) Aynı miktar vergi tahsili söz konusu iken dolaylı
vergi dolaysız vergiye göre genelde daha çok
yarar kaybına yol açmaktadır.
C) Vergi yükümlüleri açısından iki vergi türünün eşit
yarar kaybına yol açması durumunda, hazine
açısından dolaysız verginin verimliliği daha
düşüktür.
D) Dolaylı ve dolaysız olmak üzere iki vergi türü
vergi yükümlüleri açısından eşit yarar kaybına
yol açıyorsa bu iki verginin hazine açısından
verimliliği aynıdır.
E) Vergi yükümlüleri açısından eşit yarar kaybına
yol açan vergilerin dolaylı veya dolaysız olması
hazine açısından aynı sonucu doğurur.
İkinci en iyi teorisine "dolaysız vergilerin üstünlüğü" de denilmektedir. Dolaysız vergiler (Gelir ve servet üzerinden alınan vergiler, fazla olandan fazla, az olandan az), dolaylı vergilere (yapılan harcamalar üzerinden alınan vergilere) göre daha adildir olmaktadır. Gelişmiş ülkelerin vergi sistemlerinde toplam vergi hasılatı içerisinde dolaysız vergilerin payı daha fazla olmaktadır.
YanıtlaSilCEVAP B şıkkı