Sabit kur sistemlerinde ülkenin resmi döviz kurları herhangi bir düzeyde belirlendikten sonra, yeni kur ayarlamaları genellikle aradan uzunca bir zaman geçtikten sonra yapılır. Bu süre içinde iç ve dış fiyatlar değişmeler yaşayabilir. Dolayısıyla burada karşımıza iki kavram çıkmaktadır. Nominal döviz kuru ve Reel döviz kuru.
Piyasada kullanılan kur doğal olarak nominal döviz kuru (E) dur.
Nominal kurların (nominal exchange rates) belirli bir zaman dilimi içerisinde dış enflasyon oranı (Pf) ile yurtiçi enflasyon oranına (P) göre düzeltilmesinden elde edilen kura (R) Reel Döviz Kuru denilmektedir. (real exchange rates)
Bunlara bağlı olarak reel döviz kurları şu formülle ifade edilebilir. R = E x Pf/P
Söz konusu tanımlamaya istinaden, temel olarak kabul edilen bir döneme göre geçen zaman içinde ülkedeki göreceli enflasyon oranının dış ülkelerden daha yüksek olması (yani P>Pf) durumunda, reel döviz kurları nominal döviz kurlarının altına düşmüş olmaktadır. Bu durum ulusal paranın yapay olarak aşırı değerlenmesi demektir. Bunun sonucunda ülkenin uluslarası piyasalarda rekabet gücü azalmıştır. Tersi durumunda, yurtiçi enflasyon hızı dış dünyada düşükse, reel kur nominal kurdan daha yüksek olacaktır. Bu sebeple, ulusla paranın eksik değerlendirildiği bu durumda da ülkenin dış rekabet gücünde artış sağlanır.
Enflasyon oranları ve döviz kurları arasındaki bu ilişkini kurulması, Satınalma Gücü Paritesi Teorisi'nin temelini oluşturur. Bu teoriyi ayrıca daha sonraki bir yazımızda inceleyeceğiz.
Bu aşamada teori hakkında şunlar söylenebilir; düşük kur politikası uygulayarak döviz kurlarını merkez bankasının müdahalesi ile denge değerlerinin (iç ve dış enflasyon oranları farkını yansıtan kur) altında tutan ülkelerde reel kurlar düşer bu da ülkenin ihracatını caydırıcı, ithalatını ise özendirici etkiler doğurur. Bunun sonucunda ülke dış ticaret bilançosunda sorunlar yaşaması ve mevcut sorunların artması olasıdır.
Aşağıdaki grafikte, Türkiye'nin 1982-2001 dönemine ait nominal kurları ile 1982 Ocak:100 tabanına göre reel döviz kurları indeksi görülmektedir. Bazı yıllarda artış görülse de genellikle reel kurlarda bir düşüş ortaya çıkmıştır. Bunun anlamı Türkiye'nin ticaret bilançosu açısından olumsuz bir durum demektir. Özellikle Türkiye'nin ciddi bir ekonomik kriz içine sürüklendiği ve 5 Nisan Kararları'nın alındığı 1994 yılında reel döviz kurlarının %22.7 oranında değer kaybetmesi bu açıdan oldukça anlamlıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder