2 Ocak 2011 Pazar

E = m.c2 (Einstein)


Albert Einstein, kendisine kadar süregelen bir yargıyı yıkarak bilim dünyasında yeni bir çığır açmıştır.

Ondan öncesinde kütle ile enerji arasında bir bağlantı kurulamamıştır ve ayrı olgular oldukları varsayılmıştır. 19.yüzyılda kimyagerlerin hassas aygıtları olmadığı için kimsenin dönüşüm sonrası kütle kaybından haberleri yoktu. Basit tepkimeler sonrası oluşan kütle kaybı fark edilememişti.

Einstein ise bütün bilinenleri yıkarak çağdaş bilimin temel taşlarını atmıştır. Ona göre her şey enerjidir, yani maddeler de çok yoğun enerjilerdir. Kimyasal reaksiyonlar sonrası küçük de olsa kütlenin bir kısmı enerjiye dönüşmektedir. Bu durumu açıklamak için eşitliğin az farklı formülasyonu ilk defa Albert Einstein tarafından 1905'de ünlü makalelerinde yayımlanmıştır. Aynı yıl önermiş olduğu özel görelilik teorisi bir sonucu olarak türetmiştir.

Birim kütleden inanılmaz enerji elde edilebileceğini gösteren bu formül nedeniyle insanlar atom bombasını da icat ederler. Teknolojinin kötü amaçlı kullanıldığı neler getirebileceğini göstermek adına iyi bir örnektir.




E = mc2, fizikte kütle-enerji eşitliğinin temel formülüdür.

Eğer formülün harflerle simgelenmiş elemanlarını incelersek:

E = Enerji (joule)
m = Cismin hareketsiz haldeyken kütlesi (kg)
c = Işık Hızı 299792458 metre/saniye

Okunuşu: Boşluktaki ışığın hızının karesi kadar bir kilogramlık kütle bir joule'luk enerjiye eşittir.

Biliyoruz ki, bir eşitlikle eşitliğin iki tarafındaki birimler birbirini sağlamalıdır. c2, birim kütlenin birim enerjiye dönüşmesi sırasında gerekli dönüştürme katsayısıdır.

1 gram kütlenin dönüşümü sırası gereken enerjinin sayısal değeri, ışık hızının sayısal değerinin karesine eşittir. Formül belirli bir birim sistemine dayanmaz.

Uluslararası birim sistemine göre; enerjinin birimi joule (J), kütlenin birimi kilogram(kg), hızın birimi de metre/saniye(m/s)dir. Eğer birimleri eşitliğe yazarsak:

j = kg x [299792458(m/s)]2

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder