Bu etkiye gümrük birliklerinin 'ticaret yaratıcı' (trade creation) etkisi denmektedir. Dünya refahı üzerinde olumlu bir etki söz konusudur.
Belli bir ülke grubu arasında gümrüklerin kaldırılması ve dışarıya ortak bir gümrük tarifesi uygulanması söz konusu ülke grubu içindeki ticareti geliştirirken, grup dışıyla olan ticareti olumsuz etkileyebilir.
Sonuç olarak, *birlik içi ticaret birlik dışı ticaret aleyhine genişlemiş olacaktır.
Daha önce bahsettiğimiz gibi bölge içindeki ticaretin gelişmesine gümrük birliklerinin 'ticaret yaratıcı' etkisi denirken, bölge dışından yapılan ticaretteki daralmaya da gümrük birliklerinin 'ticareti saptırıcı' etkisi (trade diversion) denmektedir.
Ticaret yaratıcı etki, üye ülkelerdeki yüksek maliyetli üretimin yerine birlik içindeki daha verimli ülkenin üretiminin geçmesi nedeniyle oluşur. Kısaca, birlik içerisindeki karşılaştırmalı üstünlüklere dayalı bir uzmanlaşmanın gerçekleşmesidir.
Gümrük birliğinin ülkenin refahı açısından net değişmesinin belirlenmesi için yukarda bahsettiğimiz ticareti saptırıcı etkinin gözönünde bulundurulması gereklidir.
Ticareti saptırıcı etki ise, şu temele dayanmaktadır. *Gümrük birliğinin kurulması ile en verimli üreticinin birlik dışında kalması ve birlik ülkelerinin bu ülkeden yapmakta oldukları ithalatın sona ermesi gerçekleşir. Böylece ithalat en verimli ülke yerine birliğe üye ondan daha az verimli ülke veya ülkelere kayacaktır. Sonuç olarak, kaynakların verimliliği göreceli olarak azalmış olacağından refah değişimi olumsuz yönde olacaktır.
Özetle, gümrük birliklerinin dünya refahına net etkisi, meydana getirdiği ticaret yaratıcı etki ile ticareti saptırıcı etki arasındaki fark olacaktır. Ticaret yaratıcı büyükse, bu gümrük birliği dünya refahını yükseltirken; tersi durumda yani ticaret saptırıcı daha büyük olduğu zaman, dünya refahı düşecektir.
Gümrük birliklerinin bu iki statik etkisini daha detaylı inceleyelim.
Ticaret yaratıcı etkinin refah kazançları iki bölümden oluşmaktadır.
Birincisi yüksek maliyetli ülkede yerli üretimin azalması dolayısıyla ortaya çıkan üretim kazançlarıdır.
İkincisi ise, düşük fiyat nedeniyle oluşan tüketici rantındaki artışının ortaya çıkardığı tüketim kazançlarıdır.
*Ticaret saptırıcı etki eğer dünya genelindeki söz konusu malı en verimli üreten ülke birlik içerisindeyse sıfır olur, yani refah düşüşü görülmez.
Tüm sözü edilenleri daha iyi anlayabilmek için bir örnek üzerinden gitmek daha faydalı olacaktır.
A,B,C diye üç ülke ve bir mal ele alalım.
Söz konusu malın ülkelerdeki fiyatları da A'da 225, B'de 150 ve C'de 100 lira olsun.
Bunun anlamı söz konusu malın en verimli üreticisi C demektir, ikinci sırada B bulunurken, en düşük verimlilik (en yüksek maliyet) ise A ülkesine aittir.
Analizi A ülkesi açısından yürütelim.
A ülkesinin, ilk aşamada yüksek maliyetli yerli üretimini korumak için %100 oranında bir gümrük vergisi uyguladığını varsayalım,
Böylece bu ülke sınırları içinde B'nin malının fiyatı 300, C'nin malının fiyatı ise 200 liraya yükselmesi görülür.
Sonuç olarak, *A ülkesi B'den ithalat yapmaz. Tüketiminin bir bölümünü kendisi üretirken bir bölümünü de C'de ithal eder.
Yukarda verilen bilgilere göre çizilen aşağıdaki grafikte, SS ve DD ele alınan malın A ülkesindeki arz ve talep eğrileridir.
A ülkesi ufak bir ülke varsayımı yapıldığı için, B ve C nin fiyatları (arz eğrileri) yatay doğrular olarak gösterilmiştir. Yani A nın talebi onların fiyatını etkilemiyor.
İlk durumdaki tüm ülkelere %100 oranında bir gümrük vergisi uygulandığında A'nın tüketiminin OR olduğu görülmektedir.
OR miktar tüketimin OK kadarı yurtiçi üretim ile sağlanırken, geri kalan KR(=VY=IJ) kadarını C ülkesinden ithal etmektedir.
A ve B nin bir gümrük birliği kurduklarını ve C'nin bu birliğin dışında kaldığını varsayalım,
Bu durumda B'nin malı A ülkesine gümrüksüz gireceğinden,
Fiyatlar B'nin fiyat düzeyi olan olan 150 liraya inecektir. (taşıma giderleri sıfır kabul ediliyor)
Birlik dışına karşı uygulanacak değişmeden aynı kaldığını kabul edersek,
C'nin malının A'daki ithal fiyatı eskisi gibi 200 lira olacaktır.
Bu değişikliklerden sonra birlik içinde B'nin fiyatları daha ucuza geleceğinden, C ülkesi birliğe mal satamaz.
A ülkesi ithalatını LT(=MN) ye yükseltmiştir.
Bu ithalatın tümü B ülkesinden yapılır.
İthalattaki LK(=MI) kısmı A nın kendi üretimini bırakıp, B den ithal etmeye başladığı miktardır.
Daha verimli olan B nin üretimi dolayısıyla, RT(=JN) kısmı ise tüketimin artmasıyla ortaya çıkmıştır.
Böylece ithalattaki toplam artış LK+RT(=MI+JN) olmaktadır.
Ticaret yaratıcı etki bunu ifade eder.
Diğer taraftan, eskiden C ülkesinden yapılan KR(=EH) miktar ithalat ise şimdi B ülkesine kaymıştır. Bu da ticareti saptırıcı etkidir.
Miktardaki değişmeler ekonomik refahı da etkileyecektir.
Buna göre LK miktar yerli üretimin yerine B'nin üretimi geçmesi dolayısıyla sağlanan refah artışı MVI üçgenin alanına ve fiyat düşüşü sonucu tüketimde ortaya çıkan RT miktar artışının refahı yükseltici (tüketici rantındaki artış) etkisi de JYN üçgen alanına eşittir.
Gümrük birliğinin ekonomik refahı artırıcı etkisi bu iki üçgen alanının toplamı kadardır.
Diğer yandan, C ülkesinin üretim maliyeti B'den birim başına EI kadar daha düşük olduğu için,
Bu ülkeden KR miktarındaki bir ticaret sapmasının doğuracağı refah düşüşünün de EIJH dikdörtgeninin alanına (EIxEH) eşit olduğu görülür.
Sonuç olarak, gümrük birliğinin refah üzerindeki net etkisi bu alanların karşılaştırılmasına bağlıdır.
Eğer, MVI+JYN > EIJH durumu söz konusu ise, gümrük birliğine katılan ülkeler net bir refah artışı sağlarlar. (dünya için de refah artışı demektir)
Söz konusu refah değişmelerini geometrik olarak göstermekte mümkündür.
Fiyatların 150 düzeyine düşmesi, tüketici rantında ABYN kadar artış yaratır.
ABVM kadarlık kısmı üretici rantındaki azalışı ve tüketici rantındaki artışı gösterir.
Bu iki miktar eşit olduğu için refah etkisi açısından bir değişme ortaya çıkmayacaktır.
Diğer taraftan önceden C ülkesinden yapılan ithalat karşılığı devletin elde etmiş olduğu tarife gelirleri toplamının IVYJ kadarlık payı gümrük birliği kurulmasından sonra düşük fiyatlar biçiminde tüketiciye aktarılır.
Bütün bunlar çıkarıldıktan sonra geriye MVI ve JYN üçgen alanları ile EIJH dikdörtgeni alanı kalır.
MVI+JYN alanı refah kazançlarıdır.
Oysa tarife gelirlerindeki azalmanın EIJH dikdörtgeni alanı ile gösterilen kısım tamamen yok olmaktadır. Bu da toplum açısından bir refah kaybıdır.
Gümrük birliklerinin statik etkileri ilk kez 1950'lerde Kanadalı ünlü iktisatçı Jacob Viner tarafından incelenmiştir. Viner'in analizlerinden çıkartılan sonuç, 'gümrük birlikleri serbest ticaret doğrultusunda bir adım olmakla birlikte her zaman dünya refahını artırmayabilir.' şeklinde olmuştur. 'ikinci en iyi teorisi' (second best theory) bu düşüncesinin geliştirilmesinde önemli katkılar sağlamıştır.
Söz konusu teori hakkında daha detaylı bilgi almak için üstüne tıklayarak konu hakkındaki diğer yazımıza ulaşabilirsiniz.
Gümrük birliklerinin refah etkilerini belirleyecek faktörler şunlardır;
1. Eğer en düşük maliyetli ülke birliğe katılmışsa, ticareti saptırıcı etki yoktur.
2. En az maliyetli ülkenin birliğe girmediği durumda bile, ortak gümrük tarifesi yeterince düşük tutulursa, ticareti saptırıcı etki önlenebilir.
3. Refah etkilerinin hacmini değiştirebilen çeşitli faktörler vardır. Bunlar; üye ülkelerle birlik dışındaki ülkelerin fiyatları arasındaki göreceli farklılıklardır.
4. Gümrük birliği kurulmasından önce bir mal, üye ülkerin hiçbirisi tarafından üretilmiyorsa, bu malla ilgili ne ticaret yaratıcı ne de ticaret saptırıcı etki ortaya çıkmaz.
5. Üye ülkeler coğrafi olarak ne kadar yakın olurlarsa taşıma giderleri azalacağından ticaret yaratıcı etki o derece artar.
6. Birlik üyesi ekonomilerinin birleşmeden önce, tamamlayıcı (complementary) mı rekabetçi (competitive) mi oldukları önemli bir noktadır.
*Eğer iki ülkede gümrüklerle korunan endüstriler birbirlerine benzer ise, ekonomiler rekabetçi sayılır.
*Tersine, eğer gümrüklerle korunan endüstriler birbirinden tamamen farklı ise, bu ekonomiler de tamamlayıcı özelliktedir.
Bu bağlamda, üye ülkelerin ekonomiler ne derece rekabetçi ise, birleşmeden sağlanacak faydaları o kadar yüksek olacaktır. Çünkü tarifeler kaldırılınca büyük bir üretim hacmi, yüksek maliyetli üreticilerden düşük maliyetli üreticilere doğru kayacaktır, Daha etkin bir üretim anlamına gelir. Fakat, tamamlayıcı ekonomiler arasında kurulacak birlikler böyle bir ticaret yaratma etkisine yol açmazlar.
Tüm bunların yanında söylenebilir ki, gümrük birliklerinin statik refah etkileri yalnızca ticaret yaratıcı ve ticareti saptırıcı etkileri dolayısıyla ortaya çıkmaz. Örnek olarak, gümrük idarelerinin ve sınır kapısı görevlilerinin kaldırılması da bir açıdan refahı etkileyecek sonuçlar doğuracaktır.
Gümrük birlikleri kurulduktan sonra verimli üreticilerle rekabet edemeyen bazı firmalar endüstrileri terk etme zorunluluğu ile karşılaşırlar. Bu nedenle endüstri içindeki firmalar anlaşma, birleşme ve tröstleşme yoluna gidebilirler. Bunun anlamı rekabetin sınırlanması ve gümrük birliğinin yararlarının azalması demek olacaktır. Bu sebeple bu tür gümrük birlikleri bu gelişmeleri engelleyecek önlemler almak zorundadırlar. AB'de bu amaçla bir ortak rekabet politikası bulunmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder