16 Ocak 2011 Pazar

Alış Kuru, Satış Kuru ve Kur Marjı

Döviz kurları 'döviz alış kuru' (bid rate) ve 'döviz satış kuru' (ask rate) olarak ayrı ayrı belirlenir. Alış kuru satış kurundan doğal olarak düşük olmaktadır. Aradaki fark işlem gideriyle, bankanın kârını kapsamaktadır.

Bilinmesi gereken önemli nokta, bir paranın satış kuru öbür paranın alış kuru anlamına gelir.

Yani, *TL karşılığı dolar almak isteyen bir kimse aynı zamanda dolar karşılığı TL arz etmiş olmaktadır.


Alış ve satış fiyatları arasındaki farka kur marjı (spread) denilmektedir. Kur marjı çeşitli giderler ve bankanın bu işlemden elde ettiği karı ifade eder.

Kur marjını piyasada faiz, kâr veya benzeri oranlarla karşılaştırabilmek için, onu yüzde oranlara dönüştürüp yıllık olarak ifade edilmesi daha doğru olacaktır.

Yukarda verilen formül ile bunu gerçekleştirebiliriz.

Formülde PS satış kurunu, PA alış kurunu göstermektedir. (Marj ödemeleri süresi çok kısa olmaktadır, bu yüzden yıllık yüzdelere dönüştürüldüklerinde oldukça yüksek oranlara ulaşabilirler.)

Daha anlaşılır olmak için, bir örnek üzerinde gösterebiliriz.

Bir bankanın uyguladığı alış kuru 2,1510 €/TL ve satış kuru 2,1590 €/TL olsun. Dövizin satın alınması ile müşteriye satılması üzerinden 20 günlük bir süre geçmiş olsun.

Buna göre yıllık yüzde kur marjı şu olmaktadır:

Kur Marjı (yıllık yüzde) = (2,1590-2,1510) / 2,1590 X (360/20) X 100 = % 6,669



Kur Marjını Etkileyen Faktörler

Genellikle piyasada fazla alınıp satılan (işlem hacmi yüksek) dövizlere alım satım kurları arasındaki marj düşüktür. Diğer taraftan fazla işlem görmeyen dövizlerde ise bu marj daha yüksek olmaktadır.

İşlem hacmi arttıkça marjın azalması doğaldır, çünkü tüm işlemlerde yapılan sabit giderler aynı olmaktadır. Daha fazla işlem olmasının anlamı bu giderlerin daha fazla bölüştürülebilmesi anlamına gelmektedir.

Ayrıca, döviz piyasalarında yaşanan ani bir istikrarsızlık (kurlarda olabilecek aşırı yükseliş ve düşüşler) yaşandığı zamanlarda da marjlar artış gösterir. Bunun nedeni, banka aldığı ve sattığı dövizin yarattığı net değişmeyi yapacağı diğer işlemle dengeleyeceğinden emin olmamasıdır. Açık veya fazla pozisyon alması doğal olarak bir risk yüklenmesi demek olacaktır. İstikrarsızlığa bağlı bekleyişlerin ortaya çıkması bile başlı başına yeterli bir riskin oluşması anlamın gelmektedir.

Diğer bir önemli nokta ise, efektif kurlarda marjın dövize göre daha geniş olmasıdır; yani nakit yabancı paralar, banka havalelerine göre banka tarafından daha düşük kurdan alınır ve daha yüksek kurdan satılırlar. Bunun açıklaması, efektif dövizlerin (nakit) daha ufak miktarlarda alınıp satılması ile yapılabilir. Ayrıca, bankanın kasasında bulundurulan nakit dövizlerin hiçbir faiz geliri sağlayamayacağı gerçekliği de sayılabilir. Bunun tersine, banka havalelerinde transfer edilen paralar yabancı bir bankada tutulduğu için faizler işlemeye devam eder. Banka nakit olan dövizleri çoğunlukla turistlerden ve yabancı ülkelerde çalışan insanlardan elde eder. Bu tutarların tekrar ilgili ülkeye gönderilmesi veya fon açığını o ülkeden getirteceği nakitlerle karşılamak önemli masraflara neden olabilmektedir. Bu bakımdan bankaların nakit dışı döviz tercihi anlaşılabilir.

Hatırlanması gereken bir durum daha söz konusudur. Özellikle yabancı mali basında yer alan döviz kuru kotasyonları interbank (toptan) kurlarını yansıtır. Bunlar bankaların kendi aralarında döviz alışverişinde kullandığı kurlardır. Bu işlemler milyon dolarlık tutarlar içermektedir. Bu nedenle, bankaların bireysel müşterilerine uygulayacakları kurlar interbank kurlarından farklı olacaktır.

Mali kurumlar arasında kur bazında farklılıklar görülebilir. Örneğin, dolarda fazla pozisyonu olan bir banka açısından ele alırsak, bu fazlayı elden çıkarmak için daha düşük bir satış fiyatı belirlemiş olabilir. Tam tersi durumda, eksik pozisyonu olan bir banka ise söz konusu ulusal para için piyasadan daha yüksek bir satış kuru talep edebilirler. Bu açıdan alıcı ve satıcı durumundaki bireysel müşterilerin bir alım satım yapmadan önce birkaç banka ve mali kurum üzerinde piyasa araştırması yapması kendileri için faydalı olabilmektedir. Ayrıca, yüksek miktarlar için pazarlık yoluyla daha uygun kurlar elde edilebilir.

Son olarak, döviz piyasaları doğası gereği dağınık bir yapıdadır. Merkezi borsa biçiminde örgütlenmenin olmadığı döviz piyasalarında, çeşitli bölgelerdeki bankalar aynı dövizler için farklı alış ve satış kurları belirlemiş olabilmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder