Bankalarla (ve döviz ticareti yapan banka dışı mali kurumlar) müşteriler arasındaki işlemlere 'perakende döviz piyasası' (retail market) denilmektedir. Döviz piyasasının ikinci boyutu ve görünmeyen yönü ise, döviz pozisyonlarını denkleştirmek için bankalar arasındaki döviz işlemleridir.
Buna da 'bankalar arası döviz piyasası' veya 'döviz interbankı' denilmektedir. Bu yazımızda döviz piyasasının görünmeyen yüzünü oluşturan bu ikinci tür piyasa üzerinde durulacaktır.
Başlangıç olarak döviz piyasasının en büyük bölümünü interbank piyasası oluşturduğunu söylemek doğru olur.
Döviz işlemlerinde genel olarak bir bankanın karşılaşacağı risk, beklenmedik bir kur değişimlerinden meydana gelir. Örneğin; *kurlardaki ani bir düşüş, bankanın elindeki döviz rezervlerinin değerinin düşürecek ve bankayı zarara uğratacaktır. Diğer taraftan kurlardaki bir yükselme de bankanın döviz borçlarının (eğer varsa) ulusal para karşılığındaki değerlerini arttırarak yine bir zarara yol açabilmektedir.
Eğer belirli süre içerisinde bankanın yabancı bir para üzerinden, müşterilerinden satın aldığı miktar müşterilere sattığı miktara eşit olursa, döviz rezerv pozisyonlarında değişme olmayacak ve herhangi bir döviz riski bulunmayacaktır.
Ancak, eğer satın alınan döviz miktarı satış tutarından fazla olursa, o durumda döviz rezervlerinde bir artış görünecektir. Bu duruma literatürde bankanın sözü edilen yabancı para üzerinde fazla (uzun) pozisyon (long position) alması denilmektedir. Tersi durumunda, yani bankanın aynı para üzerinden satın aldığından daha fazla döviz satışı yaptığı düşünülürse, buna da eksik (kısa) pozisyon (short position) adı verilir.
Bankalar normal olarak spekülatör kuruluşlar değildirler. Bu bakımdan döviz işlemlerinde güvenceli hareket düşüncesindedirler. Gerek fazla, gerek eksik pozisyon durumlarında banka kur riskine açık hale gelir. Bunun nedeni, birinci durumda banka bir döviz rezervi fazlasına sahiptir. Eğer bu fazlalığı elden çıkarmazsa, o paranın kurundaki bir düşüşten zarara uğrayacaktır. İkinci durumda, yani eksik pozisyon durumunda ise, yine bir risk söz konusudur. Bunun sebebi ise, elinde yeterli olandan az döviz bulunması, fazla miktarda ulusal paranın bulunması demektir. Bu yüzden eğer döviz kuru yükselirse, bir zarara uğraması kesindir.
Bankalar açık pozisyonlarını denkleştirmek maksadıyla interbank piyasasına başvurabilirler.
İnterbank piyasası (bankalar arası döviz piyasası) dealer'lardan ve broker'lardan oluşmaktadır. Bu iki işlemcinin de rolleri temel olarak fark göstermektedir.
Dealer, faaliyetlerini büyük bir bankanın ana merkezi durumundaki döviz departmanında yürütür. Yani bir piyasa yapıcısı (market maker) durumundadır. Bankanın planına göre belirlediği ihtiyaçlar için sürekli olarak döviz almaya ve satmaya hazır durumdadır.
Detay Not: Bankalar dolar fonlarının uluslararası transferiyle ilgili olarak kısaca CHIPS (Clearing House Interbank Payments System : Takas Kurumu İnterbank Ödeme Sistemi) olarak isimlendirilen bilgisayar ağını kullanırlar. Dünyada dolarla ilgili interbank transferlerinin %90'ından fazlası CHIPS aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. CHIPS'in merkez ofisi New York'tadır. 160'den mevduat kuruluşu bu sisteme üyedir. Sterlin fonlarının transferi için de 1984'de CHAPS (Clearing House Automated Payments System) diye bilinen benzer bir sistem kurulmuştur.
Interbank piyasasında yapılan işlemler, en düşük 1 milyon ve onun üst katları biçimde gerçekleşmektedir. Bu piyasada uygulanan kurlar, bankaların perakende müşterileri için belirledikleri fiyatlardan farklı olmaktadırlar.
Daha net olarak açıklamak gerekirse, örneğin; dolar üzerinden eksik pozisyon veren bir bankayı ele alırsak, pozisyonu denkleştirmek için dolar satın almak isteyecek bu bankanın önünde iki seçenek vardır. Birincisi, ana merkezindeki dealer'ın doğrudan öteki bankalara ulaşarak dolar satmak isteyen bir banka bulmayı denemesidir. İkincisi ise bir broker'a başvurarak onun aracılık hizmetlerinden yararlanmaktır.
Birinci yola seçilirse, *dealer piyasada faaliyet gösteren çok sayıdaki bankadan bazılarını doğrudan arar ve karşı tarafın fiyat tekliflerinden uygun bulduğu olursa, doğrudan anlaşma yapabilir. Bir dealer bu tarz bir haberleşme sırasında diğer tarafa alıcı veya satıcı olduğunu belirtmeden onun fiyatı bildirmesini ister. Böylece alış ve satış fiyatları belirtilir. Karşı taraftan gelen teklif sonrası, arayıcının yalnız 1 dakika düşünme süresi mevcuttur. vereceği karar bağlayıcı olacaktır, o bakımdan böyle durumlarda sakin kalabilen kişiler tercih edilirler. Doğrudan karşı taraf aranıp iş bitirilmesi durumunda broker komisyonlarından tasarruf etme avantajı bulunmaktadır.
İkinci seçenekte ise, işlem yapacağı karşı bankayı kendisi arayıp bulmak yerine, bu iş bir broker'a havale edilir. Brokerlar bankalar arasında aracılık görevi üstlenirler. Bu hizmet karşılığında her iki taraftan da bir komisyon alınır.
Belirtilmesinde fayda olan bir nokta, Bankalar bu piyasada ister alıcı ister satıcı olsunlar, görüşmeler yapılırken kimliklerinin bilinmesini arzu etmezler. Çünkü bu hem kendileri hem de piyasa açısından olumsuz sonuçlara neden olabilir.
Örnek vermek gerekirse, bir büyük bankanın piyasaya alıcı olarak girmesi, piyasada döviz talebinin arttığına işaret edecek ve satıcı da buna bağlı olarak fiyatı yükseletecektir. Aynı şekilde tam tersi durumda, büyük bir bankanın döviz satmak istemesi de piyasada kurları düşürücü bir etki yapabilir. Küçük bankalar ise kapasitelerinin bilinmemesi amacıyla kimliklerinin işlemler son aşamaya gelene kadar saklamayı seçerler.
Broker aracılığıyla dolar satın almak banka durumuna geri dönersek, Banka brokera satın almak istediği dövizin miktarını ve ödeyebileceği fiyatın üst sınırını bildirir. Broker da eğer elinde böyle bir teklif varsa onu ilgili bankaya bildirir. Yoksa, alıcının kimliğini belirtmeden çeşitli bankalara başvurup dolar satış teklifleri alır. Bu teklifler içerisinde en uygun olanını döviz talep eden bankaya iletir ve teklif kabul edildikten sonra alıcı ve satıcı arasında doğrudan ilişkiye geçilmesi dönemine geçilir. O aşamaya kadar bankalar birbirlerinin kimlikleri hakkında bilgi sahibi olmazlar.
Brokerlar yaptıkları işleri dolayısıyla döviz piyasasındaki gelişmeleri yakından takip ederler. Bu bakımdan piyasanın yönü ve olası kur değişmeleri hakkında oldukça sağlıklı tahminlerde bulunabilmektedirler. Aracılık faaliyetleri yürütürken bu eğilimlerin oluşmasında önemli derecede etkili olurlar. Kaliteli broker hizmetleri oldukça pahalı olmaktadır. Bu yüzden büyük bankalar broker faaliyetlerine başvurmaktansa kendi bünyelerindeki dealer'ları kullanarak ilgili bankaları doğrudan kendileri arayıp bulmayı tercih ederler.
Her iki açıdan da bankalar arasında yapılan işlemlere 'döviz interbankı' denilmektedir. Döviz interbankına konu olan alım ve satım işlemlerinin hacmi, diğer yaptıkları işlemlere göre çok daha büyüktür. Hacimlerinin büyük olması nedeniyle interbank işlemlerine uygulanan döviz kurları da perakende piyasada geçerli olanlardan daha düşüktür.
Bankalar perakende piyasadaki müşterilerinden gelecek her siparişi karşılamak için interbank piyasasına girmeyi uygun bulmazlar. Bu konuda bir esneklik söz konusudur. Pozisyonlarındaki eksilme veya artma ancak önceden belirlenmiş kabul edilemez sınırlara ulaştıktan sonra bunu denkleştirme çabasına girişirler. Bunun anlamı bankalar bu esneklik çerçevesinde tam bir denge noktasında bulunmazlar.
İnterbank Piyasasında Elektronik İşleme Dayalı Sistemler
1980'lerden sonra interbank piyasasında doğrudan bir karşı taraf bulma alanında büyük ilerlemeler sağlandı. 'Otomatik işlem sistemleri' (automatic dealing system) denilen uygulamalar ortaya çıktı. Dünya çapında bankaların dealer'ları arasında işlem fiyatları, işlem miktarları ve öteki piyasa bilgileri konusunda doğrudan iletişim kurma ve otomatik olarak işlem yapma imkanı sağlarlar. En tanınmışlarından birisi ABD'de 1992 de faaliyete başlayan 'Reuters' tir. Ertesi yıl, MINEX oluşturuldu. Ayrıca Japon bankaları ve Dow Jones için Telerate ve Electronic Brokering Services kuruldu.
Reuters ve benzerleri uygulamalarında sisteme üye olarak katılan bankalar ve öteki mali kurumlar yayınlanması için alış ve satış fiyatlarını ekrana canlı olarak girerler. Fiyat kotasyonları ekranda anonim (isimsiz) olarak gözükür. Bankaların girdiği bu fiyat öneri ve talepleri örtüştüğünde işlem tamamlanmaktadır. Sistem ayrıca tarafların yeterli bir kredisinin olup olmadığını da kontrol ederek ve tarafların onaylarıyla işlemi tamamlar.
Bu yeni uygulamaların ortaya çıkışıyla gelenekse telefona dayalı doğrudan arama yöntemine göre işlemler daha hızlı biçimde gerçekleştirilebilmektedir. Diğer taraftan hızlı karar vermek önem kazanmıştır. Otomatik işlem sistemlerinin yaygınlaşması ile birlikte brokerlık faaliyetlerinde azalma görülmektedir. Yalnızca sistem dışındaki bankalar bu geleneksel yöntemi sürdürmektedir.
Tüm bunlardan ayrı olarak, interbank piyasasında ödeşme ve denkleştirme (clearing and settlement) maksadıyla çeşitli sistemler oluşturulmuştur. CHIPS bunlardan birisidir. Bankalar arasındaki faaliyetlerin iki taraflı biçimde denkleştirilmesi büyük maliyetlere yol açtığı için, bu işlemlerin çok taraflı olarak denkleştirilmesi amacıyla kurulan sistemler ise hem maliyetleri düşüren hem de likidite risklerini azaltan bir etkisi bulunmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder